Yazar: <span>Ankara psikolog</span>

çocukluk travmalari nelerdir belirtileri

Çocukluk Travmaları Nelerdir? Belirtileri, İyileşme Yolları

Çocukluk Travmaları: Görünmeyen Yaraların İzinde

Çocukluk travmaları dönemi, bireyin karakterinin şekillendiği, güven duygusunun temellendiği ve duygusal zekâsının geliştiği en hassas zaman dilimidir. Ancak bu dönemde yaşanan olumsuz deneyimler –fiziksel, duygusal ya da ihmal kaynaklı travmalar– gelecekte bireyin hem ruhsal hem fiziksel sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Bu yazımızda çocukluk travmalarının ne olduğu, etkileri, belirtileri ve iyileşme süreci hakkında detaylı bilgiler sunuyoruz.


🧠 Çocukluk Travması Nedir?

Çocukluk travması, bireyin çocukluk döneminde yaşadığı ve başa çıkmakta zorlandığı olaylar sonucu ruhsal bütünlüğünün zedelenmesi anlamına gelir. Bu travmalar kimi zaman anımsanamayacak kadar erken yaşta yaşanır ve bilinçdışı bir şekilde davranışlara yön verir.

En yaygın çocukluk travması türleri:

  • Fiziksel şiddet

  • Cinsel istismar

  • Duygusal istismar ve aşağılama

  • İhmal edilme (duygusal ya da fiziksel)

  • Anne-baba ayrılığı veya kaybı

  • Alkol/madde bağımlılığı olan ebeveynle yaşamak

  • Sık taşınmak, evsiz kalmak

  • Aile içi kavga, kaotik ortamlar


🕊️ Travmaların Etkileri: Yetişkinlikte Taşınan Yükler

Çocuklukta yaşanan travmalar, bireyin öz değer algısını, dünyaya olan güvenini ve ilişki kurma biçimini ciddi biçimde etkiler. “Küçükken olanlar geçmişte kaldı” algısı ne yazık ki doğru değildir. Travmalar; bastırılır, unutulur ama zihinde ve bedende iz bırakır.

Uzun vadeli etkiler:

Duygusal Etkiler Davranışsal Etkiler Fiziksel Etkiler
Kronik kaygı, depresyon Madde bağımlılığı eğilimi Uyku bozuklukları, migren
Kendine güvensizlik Aşırı kontrolcü ya da bağımlı ilişkiler Yeme bozuklukları
Öfke patlamaları Kaçınganlık, sosyal izolasyon Bağışıklık sistemi zayıflığı

🔍 Çocukluk Travması Yaşadığınızı Nasıl Anlarsınız?

Çocukken yaşanan olayları her zaman açıkça hatırlamak mümkün olmayabilir. Ancak bazı duygusal tepkiler ve davranışlar, geçmiş travmaların izini taşıyor olabilir.

Yaygın belirtiler:

  • Sürekli olarak “neden böyleyim?” sorusunu sormak

  • İlişkilerde terk edilme korkusu

  • Başarıya rağmen değersiz hissetmek

  • İnsanlara kolay güvenememek

  • Çocuklukla ilgili anılardan kaçmak

  • Sürekli kendini suçlamak ya da başkalarını memnun etme çabası


🛠️ İyileşme Mümkün mü? Evet!

Travmanın etkileri güçlü olabilir ancak beyin, iyileşme kapasitesine sahip bir organdır. Psikoterapi, EMDR, beden odaklı terapiler ve travma terapileri ile geçmişin yaraları iyileştirilebilir.

Atılabilecek adımlar:

  • Profesyonel destek alın: Uzman bir terapistle süreci yürütmek çok önemlidir.

  • Travmayı tanıyın ve kabul edin: Bastırmak değil, anlamlandırmak iyileştirir.

  • Güvende olduğunuzu kendinize hatırlatın: Çocukluk geçti, siz artık kontrol sahibi bir yetişkinsiniz.

  • Kendi çocuğunuzla ilgilenin: İçinizdeki çocuğa sevgiyle yaklaşın.

  • Destek grupları, kitaplar, podcastler: Yalnız olmadığınızı bilmek iyileştirici olabilir.


📞 Uzman Desteği İçin Biz Buradayız

Eğer siz de geçmişte yaşadığınız duygusal yüklerin bugün sizi nasıl etkilediğini merak ediyor ve bu konuda profesyonel bir destek almak istiyorsanız, sitemizin sağ alt köşesindeki WhatsApp butonuna tıklayarak bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz.

👉 ankarauzmanterapi.com üzerinden de bize ulaşabilirsiniz.

Bedensel veya Psikolojik İz Bırakan Sarsıntı

Bedensel veya Psikolojik İz Bırakan Sarsıntı

Bedensel veya Psikolojik İz Bırakan Sarsıntı

Hayat bazen öyle sarsıcı olaylarla gelir ki; yaşananlar sadece bir an değil, bir ömür zihnimizde yankı bulur. Kimi zaman bir kaza, kimi zaman bir kayıp, bir ihanet ya da çocuklukta yaşanmış bir şiddet anısı… Bu olaylar sadece zihinsel değil, bedensel olarak da iz bırakabilir. İşte bu duruma “travma” diyoruz.


🔍 Travma Nedir?

Travma, kişinin başa çıkma kapasitesini aşan, ani ve yoğun bir stres durumudur. Bedensel ya da psikolojik iz bir tehdit algısı yaratan bu deneyim, bireyin güvenlik hissini temelinden sarsar.


💬 Uzman Psikologdan Açıklama:

“Travma sadece bir olay değildir, o olaydan sonra kişinin bedeninde ve ruhunda açılan yaradır. Bazen insanlar ‘geçti’ der ama vücut ve zihin hâlâ aynı olayda sıkışıp kalmış olabilir.”


🧠 Travmanın Bedensel ve Psikolojik Etkileri Nelerdir?

🧍‍♀️ Bedensel Belirtiler:

  • Kas gerginliği

  • Uyku bozuklukları

  • Kalp çarpıntısı

  • Nefes darlığı

  • Mide bağırsak sorunları

  • Aniden ağlama ya da sinir patlamaları

🧠 Psikolojik Belirtiler:

  • Sürekli o olayı tekrar yaşamak (flashback)

  • Kabuslar

  • Aşırı tetikte olma

  • Donukluk ya da kopukluk hissi

  • Yoğun korku, suçluluk ya da utanç

  • Güven problemi ve ilişki kurmakta zorluk


🔁 “Geçmişte Kaldı” Demek Yeterli Değil

Travmanın etkisi zamanla silinmez; tam tersine, bastırıldıkça derinleşir. Bu nedenle yaşanan sarsıntının mutlaka fark edilmesi, kabul edilmesi ve çözülmesi gerekir.


🎯 Travmayla Başa Çıkmak İçin Neler Yapılabilir?

  1. Kendinizi suçlamayın.
    Travma sizin suçunuz değildir. Bu durumu yaşamak bir zayıflık değil, insani bir tepkidir.

  2. Bedeninize kulak verin.
    Ağrıların, sıkışmaların ve gerginliklerin bir dili vardır. Travma, bedenin hafızasına da kazınır.

  3. Yalnız olmadığınızı bilin.
    Travma yaşayan birçok insan benzer belirtilerle boğuşur. Bu hislerde yalnız değilsiniz.

  4. Profesyonel destek alın.
    EMDR gibi travma odaklı terapiler, yaşanan olayın etkilerini sağlıklı bir şekilde çözümlemeye yardımcı olur.


🧩 Psikoterapide Travma Nasıl Çözülür?

  • Kişinin güvenli bir alanda kendini ifade etmesi sağlanır.

  • Olayın bıraktığı etkiler keşfedilir ve yeniden anlamlandırılır.

  • Travmatik belleğin işlenmesiyle beden-zihin dengesi yeniden kurulur.

  • Birey artık olayın esiri değil, deneyimin farkında ve kontrol sahibi olur.


📲 Destek İçin Buradayız

Eğer siz de geçmişte yaşadığınız bir olayın izlerini hâlâ taşıyorsanız, bu yükü tek başınıza taşımak zorunda değilsiniz.
Sağ alt köşedeki WhatsApp ikonuna tıklayarak bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz.
Detaylı bilgi ve randevu için ziyaret edin: ankarauzmanterapi.com

Duygusal Boşluk Nedir? Kendinizi Bu Hissin İçinde mi Buluyorsunuz?

Duygusal Boşluk Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Çözüm Yolları

Duygusal Boşluk Nedir? Kendinizi Bu Hissin İçinde mi Buluyorsunuz?

Hayatınız yolunda gibi görünüyor ama içten içe bir şeylerin eksik olduğunu mu hissediyorsunuz? Herkesin arasında yalnız, kendinize yabancı ve anlamsızlık duygularıyla baş başa mısınız? İşte bu hisler, duygusal boşluk olarak tanımladığımız durumun en güçlü belirtileridir.


📌 Duygusal Boşluk Nedir?

Duygusal boşluk, kişinin hayatında anlam, bağlılık ve doyum hissinin eksik olması durumudur. Dışarıdan bakıldığında kişi normal bir hayat yaşıyor gibi görünse de, iç dünyasında derin bir yalnızlık, anlamsızlık ve eksiklik hissi yaşar.


💬 Uzman Psikologdan Açıklama:

“Danışanlarım sıklıkla şu cümleleri kurar: ‘Her şeyim var ama mutlu değilim.’, ‘Kendimi hep eksik hissediyorum.’, ‘Ne yaparsam yapayım içimde bir boşluk var.’ Bu ifadeler, duygusal boşluğun en net yansımalarıdır.”


🧠 Duygusal Boşluğun Nedenleri Nelerdir?

Duygusal boşluk, tek bir nedene bağlı değildir. Ancak bazı temel etkenler şunlardır:

  1. Çocukluk Travmaları:
    Sevgi eksikliği, ilgisiz ebeveynler, bastırılmış duygular.

  2. Bağlanma Sorunları:
    Güvensiz bağlanma stilleri, terk edilme korkusu, duygusal mesafe.

  3. İçsel Yönelim Eksikliği:
    Hayatta ne istediğini bilmemek, anlam arayışı.

  4. Sevgiyle Beslenememe:
    Yüzeysel ilişkiler, sürekli onay ihtiyacı, benlik saygısı düşüklüğü.

  5. Depresyon ve Anksiyete:
    Ruhsal rahatsızlıkların arkasında yatan boşluk hissi.


😞 Duygusal Boşluk Yaşayan Kişiler Neler Hisseder?

  • Sürekli boşluk ve anlamsızlık hissi

  • Sosyal ilişkilerde yetersizlik ya da kopukluk

  • Kendine yabancılaşma

  • Her şey yolundayken bile mutlu olamama

  • Ağlama nöbetleri veya duygusuzluk hali

  • Kendini yalnız, değersiz ya da görünmez hissetme


💡 Duygusal Boşluktan Kurtulmak İçin Neler Yapılabilir?

  1. Duygularınızı Tanıyın:
    Ne hissettiğinizi bastırmak yerine anlamaya çalışın. Günlük tutmak çok etkili bir yöntem olabilir.

  2. İçsel Yolculuğa Çıkın:
    Gerçekten neye ihtiyacınız var? Sevgi mi, kabul mü, aidiyet mi?

  3. Yüzeysel İlişkileri Gözden Geçirin:
    Gerçek bağlar kurmaya, sahici ilişkiler geliştirmeye yönelin.

  4. Profesyonel Destek Alın:
    Psikolojik danışmanlık, bu içsel boşluğu tanımanız ve doldurmanızda büyük rol oynar.

  5. Rutinlerinizi Gözden Geçirin:
    Sadece meşgul olmak boşluğu doldurmaz. Hayatınıza anlam katacak aktiviteler ekleyin.


🧩 Psikoterapi Bu Süreçte Ne Sağlar?

  • Duygusal boşluğun kökenini keşfetmenizi sağlar.

  • Bastırılmış duyguları açığa çıkarır.

  • Kendinizle bağ kurmanızı destekler.

  • Sağlıklı ilişkiler kurma becerisi kazandırır.

  • Kim olduğunuzu yeniden tanımlamanıza yardımcı olur.


📲 Destek İçin Buradayız

Eğer siz de içten içe bu boşluğu hissediyorsanız, bununla yalnız mücadele etmek zorunda değilsiniz.
📞 Sağ alt köşedeki WhatsApp ikonuna tıklayarak uzman ekibimize hemen ulaşabilirsiniz.
🌐 Daha fazla bilgi için bizi ziyaret edin: ankarauzmanterapi.com

en iyi psikoloji üniversitesi​

Psikoloji Eğitimi İçin En İyi 10 Üniversite (2025)

Psikoloji Eğitimi İçin En İyi 10 Üniversite (2025)

Psikoloji bölümü, insan zihnini anlamaya yönelik derin bir merakın yanı sıra, bireysel ve toplumsal sorunlara çözüm üretme amacı taşıyanlar için harika bir seçim. Ancak doğru üniversite tercihi, bu yolculuğun en kritik adımı. İşte Türkiye’de psikoloji eğitimi açısından öne çıkan 10 üniversite, başarı sıralamaları, dil seçenekleri ve sundukları imkanlarla birlikte:


🏛️ 1. Boğaziçi Üniversitesi – İstanbul

  • Dil: İngilizce

  • Başarı Sıralaması: İlk 1.000

  • Avantajları: Uluslararası tanınırlık, araştırma ağırlıklı eğitim, değişim programları


🧠 2. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) – Ankara

  • Dil: İngilizce

  • Başarı Sıralaması: İlk 3.000

  • Avantajları: Deneysel psikoloji laboratuvarları, yüksek lisans hazırlık gücü


🧩 3. Koç Üniversitesi – İstanbul

  • Dil: İngilizce

  • Başarı Sıralaması: İlk 4.000 (burslu)

  • Avantajları: Birebir akademik danışmanlık, bilimsel araştırma fırsatları


🗣️ 4. İstanbul Bilgi Üniversitesi

  • Dil: İngilizce / Türkçe

  • Başarı Sıralaması: Orta seviye

  • Avantajları: Uygulamalı eğitim modeli, psikolojik danışma merkezi iş birlikleri


🧑‍⚕️ 5. Hacettepe Üniversitesi – Ankara

  • Dil: Türkçe

  • Başarı Sıralaması: İlk 10.000

  • Avantajları: Kamu alanında güçlü referans, staj olanakları


📚 6. İstanbul Üniversitesi – İstanbul

  • Dil: Türkçe

  • Başarı Sıralaması: İlk 20.000

  • Avantajları: Geniş akademik kadro, köklü geçmiş, devlet destekli eğitim


🧪 7. İzmir Ekonomi Üniversitesi

  • Dil: İngilizce

  • Başarı Sıralaması: Orta seviye

  • Avantajları: Psikolojik test laboratuvarları, Erasmus programları


🎓 8. Bahçeşehir Üniversitesi – İstanbul

  • Dil: İngilizce

  • Başarı Sıralaması: Orta seviye

  • Avantajları: Klinik psikolojiye yönelik güçlü hazırlık, yurtdışı kampüs desteği


🧑‍🔬 9. TED Üniversitesi – Ankara

  • Dil: İngilizce

  • Başarı Sıralaması: Yükselen değer

  • Avantajları: Bireysel gelişim destekleri, mentorluk sistemi


📖 10. Yeditepe Üniversitesi – İstanbul

  • Dil: İngilizce

  • Başarı Sıralaması: Orta seviye

  • Avantajları: Burslu okuma imkânları, uygulama merkezleri, multidisipliner yaklaşım


🎯 Psikoloji Bölümü Tercihi Yaparken Dikkat Etmeniz Gerekenler:

  • Dil tercihi (İngilizce eğitim mi, Türkçe mi?)

  • Klinik ya da akademik hedefler

  • Burs ve finansal destek imkanları

  • Uygulama alanı (laboratuvar, staj, danışmanlık merkezi iş birlikleri)

  • Yurt dışı olanakları ve Erasmus bağlantıları


📞 Psikoloji eğitimi ve meslek planlaması hakkında detaylı bilgi almak için:

Web sitemizin sağ alt köşesindeki WhatsApp butonunu kullanarak bize ulaşabilir, aklınızdaki tüm soruları uzmanlarımızla paylaşabilirsiniz.

en iyi psikoloji üniversiteleri, türkiye psikoloji sıralama 2025, boğaziçi psikoloji, odtü psikoloji, psikoloji bölümü önerileri, üniversite tercih rehberi, klinik psikoloji eğitimi

Sessiz Terk Edilme

Sessiz Terk Edilme Nedir? Ghosting’in Psikolojik Etkileri ve Başa Çıkma Yolları

Sessiz Terk Edilme Nedir? – Adı Konmayan Bir Ayrılığın Psikolojisi

Bazen bir ilişkinin bitişi yüksek sesle olmaz. Ne bağırışlar, ne son sözler, ne vedalar… Sadece bir gün, partneriniz artık orada değildir. Ne mesaj gelir, ne açıklama. O kişi hâlâ sosyal medyada aktiftir ama size karşı görünmez olmuştur. İşte buna sessiz terk edilme (ghosting) diyoruz.

Sessiz terk edilme, kişiyi belirsizlik ve değersizlik duygularıyla baş başa bırakan en yıpratıcı ayrılık biçimlerinden biridir.


🧠 Sessiz Terk Edilme Nasıl Gerçekleşir?

  • Aniden iletişimin kesilmesi: Mesajlar, aramalar yanıtsız kalır.

  • Hiçbir açıklama yapılmadan uzaklaşma: Bir gün çok ilgili olan kişi, ertesi gün yokmuş gibi davranır.

  • Sosyal medyada aktif ama size karşı pasif olması

  • İlişkinin hala varmış gibi belirsizlikte kalması


❓ Neden Sessiz Terk Edilir?

1. Kaçınmacı Bağlanma Stili

Duygusal yakınlık kurmakta zorlanan bireyler, ilişkiden uzaklaşmayı çatışmadan daha kolay bulabilirler.

2. Sorumluluk Almaktan Kaçma

“Birini üzmek istemiyorum” bahanesiyle, açıklama yapmadan gitmek aslında kişinin kendi duygusal rahatsızlığından kaçmasıdır.

3. Manipülasyon ve Kontrol Aracı Olarak Kullanma

Sessiz kalmak, bazı kişilerde karşı tarafı cezalandırmak veya üzerinde güç kurmak için bilinçli olarak da yapılabilir.


🔍 Sessiz Terk Edilmenin Psikolojik Etkileri

Etki Açıklama
Değersizlik Hissi “Demek ki bir açıklamayı bile hak etmedim” düşüncesi oluşur.
Belirsizlik Kaygısı İlişki bitti mi, ara mı verildi, başka biri mi var? Sorular zihni kemirir.
Özsaygı Kaybı Kişi kendini yetersiz ve suçlu hissetmeye başlar.
Tekrarlayan Güvensizlik Yeni ilişkilerde de sürekli “Bir gün ansızın gider mi?” korkusu yaşanır.

🛠️ Nasıl Baş Edilir?

✅ 1. Gerçekle Yüzleşin

Ortada bir açıklama yoksa bile, “Ben terk edildim” demek iyileşmenin ilk adımıdır.

✅ 2. Sorumluluğu Paylaştırın

Terk edilmek sizin eksikliğiniz değil; terk edenin iletişim kuramama becerisidir.

✅ 3. Duygularınıza Alan Açın

Üzgün, kırgın, öfkeli, hayal kırıklığına uğramış olabilirsiniz. Bu duyguların her biri doğal ve geçicidir.

✅ 4. Uzman Desteği Alın

Sessiz terk edilme, kişinin geçmiş travmalarını da tetikleyebilir. Bu dönemde bir psikologla çalışmak, süreci daha sağlıklı geçirmenizi sağlar.


💬 Psikoloğun Notu:

“Bazen yaşadığımız terk ediliş değil, cevap bulamamak olur canımızı yakan. Sessizlik, belirsizlikle birleştiğinde zihni esir alabilir. Ama unutmayın, sessiz gidenin ardından kendinize yüksek sesle sahip çıkabilirsiniz.”


📲 Bize Ulaşın

Eğer siz de sessiz bir terk ediliş yaşadıysanız ve bunun etkilerinden kurtulmakta zorlanıyorsanız, yalnız değilsiniz.
Size destek olmak için buradayız. Uzman psikologlarımızla görüşmek için:
🔗 ankarauzmanterapi.com
💬 Sitemizin sağ alt köşesindeki WhatsApp butonuna tıklayarak bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz.


iliskide-hep-kendini-suclu-hissedenler

İlişkide Kendini Hep Suçlu Hissedenler

İlişkide Kendini Hep Suçlu Hissedenler

Bazı insanlar ilişkilerinde sürekli “Acaba yanlış mı yaptım?”, “Beni bu yüzden mi sevmiyor?”, “Yine ben mi kırdım?” gibi düşüncelerle baş başa kalır. Suçluluk duygusu bir noktada ilişkilerimizi korumamıza yardım edebilir ama sürekli hale geldiğinde kendimizi yetersiz, değersiz ve baskı altında hissettirir.

Peki bu suçluluk duygusu nereden geliyor ve nasıl başa çıkılır? Bir psikolog olarak hem teorik bilgi hem de danışan deneyimleriyle bu sorulara ışık tutacağım.


🧠 Sürekli Suçluluk Neden Olur?

1. Çocukluktan Gelen Koşullu Sevgi

“Eğer uslu durmazsan seni sevmem”, “Beni üzersen sana küserim” gibi cümlelerle büyüyen bireyler, sevginin bir bedeli olduğunu düşünür. Bu kişiler ilişkilerinde karşı tarafı üzmemek için her şeylerini feda etmeye meyillidirler.

🔎 Örnek: Partneri bir gün soğuk davrandığında, “Kesin ben yanlış bir şey söyledim” diyerek tüm yükü kendine yükler.

2. Aşırı Empati ve Sınır Problemleri

Bazı kişiler başkalarının duygularına o kadar odaklanır ki, kendi ihtiyaçlarını görmezden gelir. Bu durumda partnerin mutsuzluğu da kişinin kendi suçu gibi hissedilir.

3. Toksik İlişki Dinamikleri

Bazı partnerler bilinçli ya da bilinçsiz şekilde karşı tarafı suçlu hissettirmeyi bir kontrol aracı olarak kullanır. Sürekli “Senin yüzünden böyle oldu”, “Sen olmasan her şey yolundaydı” gibi ifadeler bir süre sonra kişinin benliğine işler.


🔄 Bu Döngü Nasıl Kırılır?

✅ 1. Farkındalık Geliştir

Suçluluk duygusunun gerçekten sana mı, yoksa geçmişten taşıdığın bir inanca mı ait olduğunu fark et.
📌 “Şu an gerçekten hatalı mıyım, yoksa sadece sorumluluğu üzerime mi alıyorum?”

✅ 2. Duygularını Yargılamadan Kabul Et

Her duygu doğal. Suçluluk da… Ama bu duygu sana nasıl hizmet ediyor? Yoksa seni tüketiyor mu?

✅ 3. Sağlıklı Sınırlar Koy

İlişkide her duygunun sorumlusu sen değilsin. Karşı tarafın davranışlarının sonuçları da onun sorumluluğunda olmalı.

✅ 4. Profesyonel Destek Al

Uzun süredir devam eden suçluluk duyguları, özdeğer problemleri ve geçmiş travmalarla ilişkilidir. Terapi, bu döngüleri fark etmek ve dönüştürmek için güçlü bir araçtır.


💬 Psikoloğun Notu:

“Sürekli özür diliyorsan, bir şeyleri anlatmakta zorlanıyorsan, kendini ifade ettikten sonra bile suçluluk hissediyorsan, bu senin kötü biri olduğun anlamına gelmez. Bu, sevgiyle büyüyememiş iç çocuğunun yardım çağrısı olabilir.”


📲 Uzmana Ulaş, İlişkine Yeni Bir Bakış Açısı Kazandır

Eğer bu yazı seni anlatıyorsa, yalnız olmadığını bil. Kendini suçlamadan, yargılamadan, sağlıklı ilişkiler kurmak mümkün.

👉 Uzman psikologlarımızla görüşmek ve kendini yeniden tanımak için:
🔗 ankarauzmanterapi.com
💬 Sitemizin sağ alt köşesindeki WhatsApp butonuna tıklayarak bizimle hemen iletişime geçebilirsin.

Neden İnsanlar Benden Kaçıyor? Uzman Psikologdan İlişki Rehberi

Neden İnsanlar Benden Kaçıyor?

Neden İnsanlar Benden Kaçıyor? – Psikologdan Duygusal Bir Rehber

Bir noktada hepimiz bu soruyu kendimize sormuş olabiliriz:
“Neden insanlar benimle olmak istemiyor? Neden uzaklaşıyorlar?”

Bir psikolog olarak, bu tür duygularla başvuran birçok danışanla çalıştım. İnsanların bizden uzaklaşması her zaman bizim değerimizin az olduğu anlamına gelmez. Bazen bilinçsizce sergilediğimiz davranışlar, duygusal ihtiyaçlarımızı gösterme şeklimiz ya da geçmişten gelen yaralarımız çevremizle ilişkilerimizi zorlayabilir.

👀 Önce Şunu Soralım: Kaçmak Ne Demek?

“Kaçıyorlar” demek, seninle daha az vakit geçiriyorlar, plan yapmıyorlar, mesajlara geç cevap veriyorlar ya da iletişim kopukluğu yaşanıyor olabilir. Bu durum genellikle yalnızlık hissi, reddedilmişlik duygusu ve özgüven kaybına yol açar. Ancak bu duyguların kökenine inmek, gerçek çözüme ulaşmamıza yardımcı olur.


🧠 İnsanların Uzaklaşmasına Sebep Olabilecek Faktörler

1. Fazla Onay İhtiyacı

Sürekli olarak ilgi ve onay beklemek, zamanla karşı tarafı yorar.
🧩 Örnek: “Beni seviyor musun?” sorusunu tekrar tekrar sormak, bir süre sonra güven zedelenmesine neden olabilir.

2. Sınır İhlali

Karşımızdakinin alanına çok fazla müdahale ediyorsak (sık aramak, kontrol etmek), bu kişide bir boğulma hissi yaratabilir.

3. Negatif Enerji / Sürekli Şikâyet

Hayatın zorluklarını paylaşmak önemli ama sürekli olumsuz konuşmak da çevrede uzaklaşma etkisi yaratabilir.

4. Geçmiş Travmalar

Çocuklukta yaşanan reddedilme, ilgisizlik, aşırı eleştiri gibi durumlar yetişkinlikte “terk edilme korkusu”na dönüşebilir. Bu da ilişkilerde yapışma ya da kaçınma davranışlarına neden olur.


🧭 Ne Yapmalıyım?

✅ 1. Kendini Gözlemle

Davranışlarını yargılamadan gözlemlemeye çalış.
📌 “Bir arkadaşımın bana mesaj atmaması karşısında ne hissediyorum?”

✅ 2. Duygularını Not Et

Her uzaklaşma anında hissettiklerini yaz. Hangi düşünceler tetikleniyor? “Yetersizim, sevilmiyorum, yalnız kalacağım” gibi.

✅ 3. İlişkide Alan Bırak

İnsanların seni özlemesine, kendi alanlarını korumasına izin ver. Bu, sağlıklı bir bağ kurmanın temelidir.

✅ 4. Profesyonel Destek Al

Eğer sürekli olarak aynı döngüleri yaşıyorsan, burada seni sabote eden bilinçdışı bir inanç sistemi olabilir. Geçmişin izlerini silmek ve sağlıklı ilişkiler kurabilmek için terapi süreci çok değerlidir.


📲 Uzmana Sor, Kendini Keşfet

Eğer sen de bu yazıyı okurken kendinden bir parça bulduysan, yalnız olmadığını bil. Seni dinlemeye ve birlikte çalışmaya hazır bir ekibiz.

👉 Bize ulaşmak ve uzman psikologlarımızdan destek almak için:
🔗 ankarauzmanterapi.com
💬 Sağ alt köşede bulunan WhatsApp butonuna tıklayarak hemen iletişime geçebilirsin.


yas surecinde yapılması gerekenler

Yas Sürecinde Yapılması Gerekenler

Yas Sürecinde Yapılması Gerekenler

Sevdiğimiz birini kaybettiğimizde, yaşam bir süreliğine durur. Zaman da, kelimeler de, alışkanlıklar da artık başka bir anlama bürünür. Yas süreci, her bireyin kendi dünyasında farklı şekilde yaşadığı ama ortak duygularda buluştuğumuz doğal bir geçiş dönemidir.

Ancak bu geçişi sağlıklı bir şekilde atlatabilmek için bazı destekleyici adımlar atmak mümkündür.


🕊 Yas Süreci Nedir?

Yas, bir kayıp sonrasında verdiğimiz doğal ve evrensel tepkidir. Bu kayıp bir insan, bir hayvan, bir ilişki, hatta bir yaşam biçimi bile olabilir. Psikolojik anlamda yas, beş aşamadan oluşabilir (Kübler-Ross modeli):

  1. İnkar – “Bu olamaz…”

  2. Öfke – “Neden ben, neden o?”

  3. Pazarlık – “Eğer geri gelirse, bir daha asla…”

  4. Depresyon – “Onsuz yapamıyorum…”

  5. Kabullenme – “Onu her zaman kalbimde taşıyacağım.”

Not: Her birey bu aşamaları aynı sırayla ya da hepsini yaşamayabilir.


✔️ Yas Sürecinde Yapılması Gerekenler

Uzman bir psikolog olarak, danışanlarımdan edindiğim deneyimlerle, bu süreçte yapılması faydalı olan bazı önemli noktaları paylaşmak istiyorum:

1. Duygularınızı Bastırmayın

Ağlamak, öfkelenmek, susmak, yalnız kalmak istemek… Hepsi normal. Duygularınızı bastırmak yerine ifade etmeye çalışın. Unutmayın, “iyi görünmek” zorunda değilsiniz.

2. Kendinize Zaman Tanıyın

Yasın süresi kişiden kişiye değişir. Kimi bir ayda toparlanır, kimi için bu bir yıl sürebilir. “Artık toparlanmalıyım” baskısını kendinize kurmayın.

3. Anıları Anlamlandırın

Fotoğraflar, mektuplar, eşyalar… Size iyi geliyorsa bakın, konuşun. Bu anılarla vedalaşmak değil, onlara saygı duymaktır.

4. Rutinlerinize Dönmeye Çalışın

Küçük adımlarla başlayın. Sabah kahvaltısı, yürüyüş, işe gitmek… Hayatın içindeki işlevleri yeniden kazanmak, ruhsal olarak iyileşmenizi destekler.

5. Destek Alın – Konuşmak İyileştirir

Yakın arkadaşlar, aile üyeleri ya da bir uzmanla konuşmak, yalnız olmadığınızı hissettirir. Herkesin anlatacak başka bir tarafı, sizinle paylaşacağı başka bir bakış açısı olabilir.


🎗 Psikoterapide Yas: Bir Örnek

Danışanım 35 yaşında, babasını aniden kaybetmişti. Bir süre hiçbir şey hissetmediğini, sonra ise öfkesine engel olamadığını paylaştı. Haftalar geçtikçe depresif belirtiler artmıştı. Terapide birlikte önce duygularını fark etmeyi, ardından suçluluk duygularını yeniden anlamlandırmayı çalıştık. Zamanla hem anılarını sağlıklı şekilde hatırlayabildi hem de babasının yokluğunu yaşamına anlamlı bir şekilde dahil etti.


🧭 Ne Zaman Profesyonel Yardım Almalıyım?

Yas süreci doğal olsa da bazı belirtiler kalıcı hale geldiğinde, profesyonel destek gerekebilir:

  • Uyku bozuklukları (uyuyamama veya aşırı uyuma)

  • Uzun süreli isteksizlik, yaşamdan kopma

  • Suçluluk düşünceleri ve değersizlik hissi

  • Kişisel bakımın ihmal edilmesi

  • Yoğun kaygı atakları

  • İntihar düşünceleri

Bu belirtiler sizde varsa, kendinize yardım etmek bir zayıflık değil, aksine güçlü bir adımdır.


📲 Bize Ulaşın – Yanınızda Olmak İçin Buradayız

Yas süreci zordur ama bu yükü tek başınıza taşımak zorunda değilsiniz. Ankara Uzman Terapi ekibi olarak size anlayışla yaklaşan bir psikologla görüşmeniz için buradayız.

👉 ankarauzmanterapi.com adresinden detaylı bilgi alabilir,
📱 Sitemizin sağ alt köşesindeki WhatsApp butonuna tıklayarak hemen iletişime geçebilirsiniz.

Şizoaffektif bozukluk

Şizoaffektif Bozukluk Nedir? – Hem Duygu Hem Gerçeklikle Sınav

Şizoaffektif Bozukluk Nedir? – Hem Duygu Hem Gerçeklikle Sınav

Şizoaffektif bozukluk, hem duygu durum bozuklukları (depresyon veya bipolar gibi) hem de psikotik belirtileri (sanrılar, halüsinasyonlar) birlikte barındıran karmaşık ve az bilinen bir ruhsal rahatsızlıktır. Ne sadece depresyon ne de yalnızca şizofreni… İkisini bir arada yaşayan bireyler için hayat çok daha karmaşık olabilir.


💡 Şizoaffektif Bozukluk Ne Demek?

Bu bozuklukta kişi hem gerçeklik algısını etkileyen psikotik ataklar (örneğin: sesler duyma, paranoya) hem de duygusal iniş çıkışlar yaşar. Kimi zaman yoğun bir depresyon, kimi zaman taşkın bir enerji haliyle karşımıza çıkabilir.

Ana Özellikleri:

Belirti Grubu Örnek Belirtiler
Psikotik Belirtiler Halüsinasyon, sanrılar, düşünce karışıklığı
Depresif Duygular Umutsuzluk, içe kapanma, enerji kaybı
Manik Dönemler Aşırı konuşkanlık, az uyku, büyüklük sanrıları
Karma Dönemler Hem depresif hem psikotik belirtilerin aynı anda görülmesi

🔍 Şizoaffektif Bozukluk ile Şizofreni Arasındaki Fark Nedir?

En sık karıştırılan tanılardan biri de şizofrenidir. Ancak:

  • Şizofrenide duygulanım düzleşmiştir, kişi uzun vadede duygularını bastırır.

  • Şizoaffektifte ise duygular inişli çıkışlı ve belirgindir; hem depresyon hem taşkınlık görülebilir.


🧪 Nedenleri Nelerdir?

Şizoaffektif bozukluk tek bir nedene bağlı değildir. Ancak bazı faktörler riski artırır:

  • Genetik yatkınlık (ailede şizofreni, bipolar bozukluk öyküsü)

  • Beyin kimyasındaki dengesizlikler

  • Travmalar ve stresli yaşam olayları

  • Madde kullanımı (özellikle gençlik döneminde)


👩‍⚕️ Psikoloğun Gözünden: Bir Vaka Örneği

Danışanım 24 yaşındaydı. Üniversitede başarılı bir öğrenciyken zamanla içine kapanmış, ardından “odada biri var” gibi sanrılar başlamıştı. Bazen birkaç gün enerjisi çok yüksek olur, projeler üretir, neredeyse hiç uyumazdı. Bazen de yatağından kalkamaz hale gelirdi.

Psikiyatristiyle birlikte yürüttüğümüz ilaç + psikoterapi süreciyle büyük bir gelişme sağladık. Gerçeklikten kopmadan, duygularını fark ederek yaşaması mümkün oldu. Bugün hem akademik hayatına döndü hem de ailesiyle ilişkileri güçlendi.


💊 Tedavisi Nasıldır?

Tedavi, hem psikotik hem duygusal belirtileri hedef alacak şekilde düzenlenir:

  • an ilaçlar (sanrı ve halüsinasyonları baskılar)

  • Duygu durum dengeleyiciler (manik ya da depresif atakları düzenler)

  • Bilişsel davranışçı terapi (BDT) – düşünce ve davranış kalıpları üzerine çalışılır

  • Aile eğitimi ve desteği – en az bireysel terapi kadar etkilidir


💬 Şizoaffektif Bozukluk ile Yaşamak

Bu bozukluk kronik olabilir ama doğru tedavi ve psikolojik destekle kontrol altına alınabilir. En önemlisi erken tanı ve kişinin kendini tanıma sürecidir. Psikoterapi, bu noktada sadece semptomları değil, hayatı da iyileştirir.


📲 Bize Ulaşın – Anlayışla Dinleyen Bir Uzmanla Konuşun

Şizoaffektif bozukluk tanısı zor ve karmaşık olabilir. Ancak bu süreçte yalnız değilsiniz. Size ve sevdiklerinize yardımcı olmak için buradayız.

👉 ankarauzmanterapi.com adresinden detaylı bilgi alabilir,
📱 Sitemizin sağ alt köşesindeki WhatsApp butonuna tıklayarak uzman psikologlarımızla hızlıca iletişime geçebilirsiniz.

psikotik ve antipsikotik

Psikotik ve Antipsikotik Nedir?

Psikotik ve Antipsikotik Nedir?

Zihniniz zaman zaman sizinle oyun oynuyor gibi mi hissediyorsunuz? Ya da bir yakınınız gerçeklikten uzaklaştığını düşündüğünüz davranışlar mı sergiliyor? İşte bu noktada, psikotik belirtiler ve bunlara karşı kullanılan antipsikotik ilaçlar gündeme gelir.

🧠 Psikotik Nedir?

Psikotik durumlar, bireyin gerçeklik algısının bozulduğu zihinsel rahatsızlıklardır. Bu bozulma; halüsinasyon (olmayan sesleri duyma, görüntüler görme), sanrı (gerçek dışı inançlar), düşünce dağınıklığı ve davranış bozukluklarıyla kendini gösterebilir.

👀 Psikotik Belirtiler Nelerdir?

Belirti Türü Açıklama
Halüsinasyon Gerçekte olmayan şeyleri görmek, duymak veya hissetmek
Sanrılar (Delüzyonlar) Gerçeğe aykırı ama kişinin gerçekmiş gibi inandığı düşünceler
Düşünce Bozuklukları Mantıksız, dağınık ve tutarsız konuşmalar
Davranış Değişiklikleri Uygunsuz hareketler, içe kapanma, aşırı saldırganlık
Sosyal Gerileme Aileden, arkadaşlardan ve toplumdan uzaklaşma

🧪 Psikotik Bozukluklar Nelerdir?

Psikotik belirtiler birçok psikiyatrik bozuklukta görülür. En yaygın olanları:

  • Şizofreni

  • Şizoaffektif Bozukluk

  • Psikotik Depresyon

  • Bipolar Bozukluk (Manik Dönemlerde)

  • Uyuşturucu/Alkol kaynaklı Psikoz


💊 Antipsikotik Nedir?

Antipsikotikler, psikotik bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Beyindeki kimyasal dengenin düzenlenmesine yardımcı olurlar. Bu ilaçlar, özellikle dopamin gibi nörotransmitterlerin etkisini düzenleyerek halüsinasyonları, sanrıları ve düşünce bozukluklarını azaltır.

📦 Antipsikotik İlaç Türleri

Antipsikotik Türü Açıklama
Tipik Antipsikotikler İlk nesil ilaçlardır. Etkilidir ama yan etkileri daha fazladır (örnek: Haloperidol)
Atipik Antipsikotikler Daha yeni nesil ilaçlardır. Yan etkileri daha azdır (örnek: Risperidon, Olanzapin)

👨‍⚕️ Antipsikotik Tedavi Nasıl Uygulanır?

Bir psikiyatrist, belirtileri değerlendirerek uygun antipsikotik ilacı ve dozunu belirler. Tedavi süreci genellikle uzun vadeli bir izlem gerektirir. İlacın etkisini görmek haftalar sürebilir.

🛑 Antipsikotikler Bağımlılık Yapar mı?

Hayır. Antipsikotikler bağımlılık yapmaz. Ancak düzensiz kullanımları ya da aniden bırakılmaları ciddi ruhsal dalgalanmalara yol açabilir. Bu yüzden doktor kontrolü çok önemlidir.


👩‍⚕️ Psikoloğun Gözünden: Danışan Örneği

Bir danışanım ilk seansımıza geldiğinde ailesiyle bağlarını koparmış, dış dünyaya karşı derin bir kuşku içerisindeydi. Kendi iç dünyasında büyük bir savaş veriyordu. Psikiyatristiyle birlikte oluşturduğumuz terapi+ilaç kombinasyonu sayesinde 3 ay içinde iletişim kurabilen, gerçeklik algısı toparlanmış, sosyal ortamlara dönebilen biri haline geldi. Bu değişim, hem onun hem de ailesinin yaşam kalitesini artırdı.


🧩 Terapi mi, İlaç mı?

Aslında her ikisi. Antipsikotik ilaçlar semptomları baskılarken, psikoterapi kişinin hastalığına dair farkındalık geliştirmesine ve hayat becerilerini geri kazanmasına yardımcı olur. Özellikle aile danışmanlığı, bireysel terapi ve grup terapileri oldukça etkilidir.


📲 Psikolojik Destek Almak İçin

Eğer siz veya bir yakınınızda psikotik belirtiler gözlemliyorsanız, erken müdahale çok önemlidir. Kendinizi suçlamadan, yargılamadan bir profesyonele ulaşmanız süreci kolaylaştırır.

👉 ankarauzmanterapi.com adresi üzerinden bize ulaşabilir,
📱 Sitemizin sağ alt köşesindeki WhatsApp butonuna tıklayarak uzman psikologlarımızla doğrudan iletişime geçebilirsiniz.

Unutmayın, yalnız değilsiniz. Biz buradayız.

en iyi psikoloji konulu kitaplar

Psikolojik En İyi Kitaplar: Uzman Psikologtan Öneriler

Psikolojik En İyi Kitaplar: Uzman Psikologtan Öneriler Psikolojik En İyi Kitaplar, Günümüzde ruh sağlığına ve kişisel …

boşanmak isteyen erkek psikolojisi

Boşanmak İsteyen Erkek Psikolojisi

Boşanmak İsteyen Erkek Psikolojisi: Bir Uzman Psikoloğun Rehberi 🧠 Boşanmak İsteyen Erkek Psikolojisi Nedir? Boşanma …

psikolog ve klinik psikologlar ın ofis açma sartlari 2025

Psikolog ve Klinik Psikologlar İçin Ofis Açma Şartları (2025)

Psikolog ve Klinik Psikologlar İçin Ofis Açma Şartları (2025) Psikoloji alanında hizmet vermek isteyen uzmanlar için …