Etiket: <span>anksiyete</span>

Panik Atak Anında Ne Yapmalıyız?

Panik Atak Anında Ne Yapmalıyız?

Panik Atak Anında Ne Yapmalıyız?

Panik atak, aniden başlayan ve şiddetli kaygı, korku ya da panik hissiyle kendini gösteren bir durumdur. Bu ataklar, bazen görünürde bir sebep olmadan ortaya çıkabilir ve bireyin fiziksel ve duygusal olarak büyük bir rahatsızlık hissetmesine neden olabilir. Panik atak anında yapılabilecek doğru müdahaleler, kişinin atağın süresini ve şiddetini kontrol etmesine yardımcı olabilir. Bu makalede, panik atak anında ne yapılması gerektiği, panik atak belirtileri, nedenleri ve uzun vadede başa çıkma yöntemleri ele alınacaktır.


Panik Atak Nedir?

Panik atak, aniden ortaya çıkan ve birkaç dakika ile yarım saat arasında sürebilen yoğun bir korku ya da endişe halidir. Çoğu zaman kişi, kalp krizi geçirdiğini ya da öleceğini düşünebilir. Panik atakların belirli bir sebebi olmayabilir, ancak stres, travmatik olaylar veya biyolojik faktörler panik atağı tetikleyebilir.

Panik Atak Belirtileri Nelerdir?

Panik atak belirtileri hem fiziksel hem de psikolojik olabilir. En yaygın belirtiler şunlardır:

  • Kalp çarpıntısı veya göğüs ağrısı
  • Nefes darlığı veya boğuluyormuş hissi
  • Aşırı terleme
  • Baş dönmesi veya bayılacakmış gibi hissetme
  • Titreme veya üşüme
  • Mide bulantısı veya karın ağrısı
  • Kontrolü kaybetme korkusu
  • Gerçeklikten kopma veya kendini yabancılaşmış hissetme
  • Ölüm korkusu veya felç geçirdiğini düşünme

Panik atak sırasında bu belirtilerin birkaçı aynı anda görülebilir ve kişi kendini tamamen savunmasız hissedebilir.


Panik Atak Anında Ne Yapmalıyız?

Panik atak anında kişinin yaşadığı korkuyu azaltmak ve vücudunu sakinleştirmek için bazı yöntemler uygulanabilir. İşte panik atak anında yapılması gerekenler:

1. Derin ve Kontrollü Nefes Alın

Panik atak sırasında kişinin nefesi hızlanır ve kontrolsüz hale gelir. Bu durum, hiperventilasyona (aşırı oksijen alımına) yol açarak belirtileri daha da kötüleştirebilir. Nefesi kontrol altına almak için şu adımları takip edebilirsiniz:

  • Burnunuzdan derin bir nefes alın (4 saniye boyunca).
  • Nefesinizi 4 saniye tutun.
  • Ağzınızdan yavaşça nefes verin (4 saniye boyunca).

Bu nefes egzersizini birkaç dakika boyunca tekrar ederek vücudunuzu sakinleştirebilirsiniz.

2. Gerçeklik Kontrolü Yapın

Panik atak sırasında kişi genellikle kontrolünü kaybedeceğini, bayılacağını ya da öleceğini düşünebilir. Ancak panik ataklar hayatı tehdit eden durumlar değildir. Bu tür düşünceleri azaltmak için şu ifadeleri kendinize hatırlatın:

  • “Bu sadece bir panik atak, birazdan geçecek.”
  • “Vücudumun verdiği tepkiler zararsız.”
  • “Şu an güvendeyim.”

3. Dikkatinizi Dağıtın

Panik atağa sebep olan düşüncelerden uzaklaşmak için çevrenize odaklanabilirsiniz. Beş duyu tekniği bu konuda oldukça etkilidir:

  • Etrafınızdaki 5 nesneyi adlandırın.
  • Dokunabildiğiniz 4 şeyi hissedin.
  • Duyabildiğiniz 3 sesi fark edin.
  • Koklayabildiğiniz 2 şeyi tanımlayın.
  • Tadabildiğiniz 1 şeyi söyleyin.

Bu teknik, zihninizi mevcut andaki fiziksel duyulara yönlendirerek kaygınızı azaltmaya yardımcı olur.

4. Kaslarınızı Gevşetin

Panik atak sırasında vücut gerilir ve kaslar aşırı kasılır. Kas gevşetme egzersizleri, stres seviyenizi düşürerek vücudunuzu rahatlatabilir:

  • Ellerinizi sıkın ve 5 saniye boyunca kasılı tutun, ardından bırakın.
  • Omuzlarınızı yukarı kaldırın, 5 saniye bekleyin ve gevşetin.
  • Ayak parmaklarınızı sıkın, 5 saniye bekleyin ve gevşetin.

Bu egzersizleri sırayla yaparak vücudunuzu rahatlatabilirsiniz.

5. Soğuk Bir Şey İçin veya Yüzünüze Su Çarpın

Soğuk su içmek veya yüzünüze su çarpmak, vücudunuzu hızla sakinleştirebilir. Ayrıca, avuç içlerinize buz koymak ya da soğuk bir nesneye dokunmak da duyularınızı harekete geçirerek kaygınızı azaltabilir.

6. Güvendiğiniz Bir Kişiyle Konuşun

Panik atak sırasında yalnız hissediyorsanız, güvendiğiniz bir arkadaşınız veya aile üyenizle konuşmak faydalı olabilir. Sizi rahatlatacak bir ses duymak ve destek almak atağın süresini kısaltabilir.

7. Panik Atağın Geçici Olduğunu Bilin

Panik ataklar genellikle 10-30 dakika arasında sürer. En yoğun belirtiler ilk 10 dakikada hissedilir ve daha sonra yavaş yavaş azalır. Bu sürecin geçici olduğunu bilmek, atağı daha kolay yönetmenizi sağlar.


Panik Atakla Uzun Vadede Başa Çıkma Yöntemleri

Panik ataklarla başa çıkmak için sadece atak anında değil, genel olarak hayatınızı düzenlemek de önemlidir. İşte uzun vadede panik atakları azaltmak için yapabilecekleriniz:

  • Düzenli Egzersiz Yapın: Yoga, yürüyüş ve nefes egzersizleri stresi azaltır.
  • Sağlıklı Beslenin: Şekerli ve kafeinli yiyeceklerden uzak durarak vücudunuzu dengede tutabilirsiniz.
  • Uyku Düzeninize Dikkat Edin: Yetersiz uyku, kaygıyı artırabilir.
  • Meditasyon ve Farkındalık Tekniklerini Öğrenin: Bilinçli farkındalık (mindfulness) teknikleri, panik atakları önleyebilir.
  • Gerekirse Profesyonel Destek Alın: Terapiler ve ilaç tedavileri, panik atakları kontrol altına almanıza yardımcı olabilir.

Sonuç

Panik atak, korkutucu ve rahatsız edici olsa da, yönetilebilir bir durumdur. Doğru nefes teknikleri, gerçeklik kontrolü ve dikkat dağıtma yöntemleri ile panik atağı daha hafif atlatabilirsiniz. Eğer panik ataklarınız sık sık tekrarlıyorsa, bir uzmandan destek almak faydalı olacaktır. Unutmayın, panik atak geçicidir ve doğru yöntemlerle kontrol altına alınabilir.

panik atak, panik atak anında ne yapmalı, panik atak belirtileri, panik atak tedavisi, anksiyete, nefes egzersizleri

 

Sürekli ağlama isteğinin psikolojik sebepleri

Sürekli Ağlama İsteği Neden Olur? Psikolojik Sebepleri

Sürekli Ağlama İsteği Neden Olur? Psikolojik Sebepleri

Ağlamak, insanın duygusal dengesini sağlayan doğal bir tepkidir. Ancak, sürekli ağlama isteği psikolojik bir problemin belirtisi olabilir. Bu durum, bilinçaltında yatan duygusal travmalar, depresyon, kaygı bozuklukları ve hormonal değişiklikler gibi pek çok faktöre bağlı olabilir.

Sürekli Ağlama İsteğinin Psikolojik Nedenleri

1. Depresyon

Depresyon, bireyin sürekli hüzün, umutsuzluk ve ilgisizlik hissi içinde olmasına neden olan yaygın bir ruhsal bozukluktur. Depresyon belirtileri arasında:

  • Sürekli mutsuzluk ve ağlama isteği,
  • Enerji düşüklüğü ve halsizlik,
  • Uykusuzluk veya aşırı uyuma isteği,
  • Kendini değersiz hissetme gibi durumlar bulunur.

2. Anksiyete Bozuklukları

Kaygı bozuklukları, bireyin sürekli bir endişe halinde olmasına yol açabilir. Çoğu zaman, ağlama isteği, yoğun stres ve kaygının bir dışa vurumudur. Panik ataklar, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ve yaygın anksiyete bozukluğu, bu hissi tetikleyebilir.

3. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Geçmişte yaşanan travmatik olaylar, bireylerde uzun vadeli psikolojik etkilere neden olabilir. Kötü bir olay yaşayan kişi, bu anıları sık sık hatırlayarak duygusal dalgalanmalar ve ağlama krizleri geçirebilir.

4. Hormonal Değişiklikler

Hormonal dengesizlikler de duygusal dalgalanmalara yol açabilir. Özellikle:

  • Gebelik ve Doğum Sonrası Dönem: Hormonal değişiklikler nedeniyle anneler ağlama krizleri yaşayabilir.
  • Adet Dönemi: Kadınlarda adet öncesi sendromu (PMS) duygusal hassasiyeti artırabilir.
  • Tiroit Problemleri: Tiroid bezlerinin az ya da fazla çalışması, duygu durum değişikliklerine neden olabilir.

5. Duygusal Baskı ve Bastırılmış Hisler

Bazı bireyler, yaşadıkları olumsuz duyguları bastırmaya çalışırlar. Ancak bu bastırılmış duygular zamanla kontrol edilemez hale gelerek ağlama isteğine dönüşebilir. Kendi duygularını ifade edemeyen kişiler, bilinçaltındaki baskıyı bu şekilde yansıtabilir.

6. Empati Yeteneğinin Yüksek Olması

Bazı kişiler, başkaların acılarını derinden hissedebilir ve bu durum sürekli ağlama ihtiyacı hissetmelerine neden olabilir. Bu kişiler, sosyal olaylardan veya başkaların yaşadığı olumsuzluklardan fazlasıyla etkilenir.

Sürekli Ağlama İsteğinden Kurtulmanın Yolları

1. Kendi Duygularınızı Tanıyın

Duygularınızı anlamak ve kabul etmek, onlarla başa çıkmanın ilk adımıdır. Hangi durumlarda daha çok ağladığınızı belirlemek, sorunun kaynağını anlamanıza yardımcı olabilir.

2. Nefes ve Meditasyon Tekniklerini Deneyin

Derin nefes alıp vermek, kaygıyı azaltabilir ve zihni sakinleştirebilir. Meditasyon ve mindfulness uygulamaları, duygusal dengenizi korumanıza yardımcı olabilir.

3. Sosyal Destek Alın

Sevdiğiniz insanlarla zaman geçirmek ve duygularınızı paylaşmak, kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayabilir. Yakınlarınızla açık ve samimi konuşmak, stres seviyenizi azaltabilir.

4. Profesyonel Yardım Alın

Eğer sürekli ağlama isteği günlük yaşamınızı etkiliyorsa, bir psikolog veya psikiyatristten yardım almak faydalı olabilir. EMDR, bilişsel davranışçı terapi ve diğer psikoterapi yöntemleri, duygusal sıkıntılarınızın önüne geçebilir.

5. Sağlıklı Bir Yaşam Tarzı Benimseyin

  • Dengeli Beslenme: Vitamin ve mineral eksiklikleri, duygusal dengesizliklere yol açabilir.
  • Düzenli Egzersiz: Spor yapmak, stres seviyesini azaltır ve endorfin salgılanmasını sağlar.
  • Uyku Düzeni: Kaliteli uyku, duygu durumunuzu düzenlemeye yardımcı olur.

Sonuç

Sürekli ağlama isteği, psikolojik ve biyolojik faktörlerin bir sonucu olabilir. Depresyon, anksiyete, travmatik yaşantılar ve hormonal dengesizlikler, bu hissin altında yatan temel nedenlerden bazılarıdır. Kendi duygularınızı anlamak, farkındalık kazanmak ve gerekirse profesyonel destek almak, bu durumla başa çıkmanıza yardımcı olabilir.


  • Sürekli ağlama isteği neden olur?
  • Duygusal dengesizlik ve ağlama
  • Depresyon ve ağlama arasındaki ilişki
  • Anksiyete ve sürekli ağlama
  • Travmatik olayların duygusal etkileri
GAPS (Gut and Psychology Syndrome) Nedir? Psikoloji Sendromu

GAPS (Gut and Psychology Syndrome) Nedir? Psikoloji Sendromu

GAPS (Gut and Psychology Syndrome) Nedir?

GAPS (Gut and Psychology Syndrome), ilk kez Dr. Natasha Campbell-McBride tarafından tanımlanmış bir sendromdur. Bu teoriye göre, bağırsak sağlığı ile beyin sağlığı arasında doğrudan bir bağlantı bulunur. GAPS, bağırsak florasının dengesizliği nedeniyle sindirim sisteminin iyi çalışmaması ve bu durumun psikolojik bozukluklara yol açması durumunu ifade eder. GAPS sendromu olan kişilerde genellikle otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), disleksi, depresyon, anksiyete ve diğer nörolojik bozukluklar gözlenebilir. Bağırsak sağlığı bozulduğunda, bu durum beyin sağlığını da etkileyerek psikolojik problemlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu yazıda GAPS sendromunun belirtileri, nedenleri, tedavi yöntemleri ve beslenme düzeni üzerine bilgiler sunacağız.

GAPS Sendromunun Belirtileri

Sendromunun belirtileri oldukça geniş bir yelpazede yer alır. Kişiden kişiye farklılık gösteren bu belirtiler, hem sindirim sistemi hem de psikolojik bozuklukları içerir.

Belirti TürüBelirtiler
Sindirim Sistemi Belirtileriİshal, kabızlık, şişkinlik, gaz, mide ağrısı
Psikolojik BelirtilerAnksiyete, depresyon, dikkat eksikliği, öğrenme zorlukları, otizm
Diğer BelirtilerYorgunluk, baş ağrısı, eklem ağrıları, cilt problemleri, uyku bozuklukları

Bu belirtiler hem bağırsak florasının bozulması hem de toksinlerin beyine ulaşarak sinir sistemi üzerinde olumsuz etki yaratması sonucunda ortaya çıkar.

Sendromunun Nedenleri

Genellikle dengesiz bir bağırsak florasının sonucunda gelişir. Normalde sağlıklı bir bağırsak florasında iyi bakteriler ve kötü bakteriler dengeli bir şekilde bulunur. Ancak, antibiyotik kullanımı, sağlıksız beslenme, aşırı stres ve çevresel toksinlere maruz kalma gibi faktörler bağırsak florasının bozulmasına neden olabilir.

Bağırsak florası bozulduğunda, sindirim sistemi görevlerini tam olarak yerine getiremez ve bağırsakta bulunan zararlı maddeler (toksinler) kana karışabilir. Bu toksinler vücut genelinde birçok farklı sisteme zarar verebilir. Beyne ulaştıklarında ise sinir sisteminde hasara yol açarak psikolojik sorunların ortaya çıkmasına sebep olabilir.

GAPS ve Psikoloji Arasındaki Bağlantı

Bağırsaklar “ikinci beyin” olarak da adlandırılır çünkü bağırsaklar ve beyin arasında yoğun bir sinir ağı ve kimyasal iletişim vardır. Bu iletişim, vagus siniri ve bağırsak hormonları aracılığıyla gerçekleşir. Bağırsakta üretilen serotonin gibi nörotransmitterler, ruh halini doğrudan etkileyebilir.

Bağırsak florasında bir dengesizlik olduğunda, bağırsak duvarı hasar görebilir ve “sızdıran bağırsak” sendromu gelişebilir. Bu durum, toksinlerin beyne ulaşmasına neden olur ve nörolojik bozukluklar meydana gelir. GAPS hastaları bu nedenle sıklıkla depresyon, anksiyete, otizm gibi psikolojik rahatsızlıklarla karşılaşır.

Bağırsak-Beyin İlişkisiAçıklama
Nörotransmitter ÜretimiSerotonin gibi ruh hali düzenleyici maddeler bağırsaklarda üretilir.
Vagus SiniriBeyin ve bağırsaklar arasında bilgi aktarımını sağlayan önemli bir sinirdir.
Sızdıran BağırsakBağırsak duvarının hasar görmesiyle toksinlerin beyne ulaşarak psikolojik bozukluklara neden olması.

Tedavi Yöntemleri

Sendromunun tedavisi, genellikle beslenme düzeninin değiştirilmesiyle başlar. GAPS diyeti, bağırsak florasını onarmayı ve sindirim sisteminin düzgün çalışmasını hedefler. Bu diyet, zararlı maddeleri dışarıda tutarken bağırsakları iyileştiren gıdalara odaklanır.

GAPS Diyeti Neleri İçerir?

GAPS diyeti, birkaç aşamadan oluşur ve her aşamada belirli gıdalar tüketilir. Temel amacı bağırsak duvarını iyileştirip zararlı bakterilerin sayısını azaltmaktır.

  • Et suyu: Kemik suları ve et suyu, bağırsak duvarını onarıcı etkisiyle bilinir.
  • Fermente Gıdalar: Ev yapımı yoğurt, kefir, lahana turşusu gibi fermente gıdalar, probiyotik alımını artırarak bağırsak florasını dengelemeye yardımcı olur.
  • Probiyotikler: Bağırsak dostu bakterileri desteklemek için probiyotik desteği alınır.
  • Şeker ve İşlenmiş Gıdalardan Kaçınmak: Şeker ve işlenmiş gıdalar zararlı bakterileri besleyerek bağırsak florasını daha da bozar.
Gıda GrubuGAPS Diyetinde Yer Alanlar
Protein KaynaklarıEt, balık, organ etleri, ev yapımı kemik suları
Fermente GıdalarYoğurt, kefir, lahana turşusu, kombucha
SebzelerKabak, havuç, brokoli, karnabahar (pişirilmiş halde)
Kaçınılması GerekenlerŞeker, tahıllar, baklagiller, patates, işlenmiş gıdalar

GAPS Sendromuna Yönelik Psikolojik Destek

GAPS sendromunun tedavisinde yalnızca beslenme değişiklikleri yeterli olmayabilir. Psikolojik bozuklukların varlığı, profesyonel bir terapistin desteğini gerektirebilir. Özellikle anksiyete, depresyon veya otizm gibi nörolojik bozukluklar için psikolojik destek almak önemlidir.

Bu noktada, psikolojik destek almak için ankarauzmanterapi.com adresinden destek alabilirsiniz. Ankara Uzman Terapi, deneyimli psikolog kadrosuyla GAPS sendromu ve diğer psikolojik sorunlarla başa çıkmanıza yardımcı olabilir.

Anksiyete Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Anksiyete Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Anksiyete Nedir?

Anksiyete, vücudun bir tehdide veya algılanan tehdide fiziksel tepkisidir. Aşırı korku, endişe veya takıntılı düşünme gibi zihinsel tepkilerin yanı sıra kalp çarpıntısı, hızlı nefes alma, midede kelebekler ve enerji patlamasına neden olur.

Herkes zaman zaman anksiyete yaşar. Bize kaçmak için enerji ve uyanıklık vererek tehlikeden kaçınmamıza yardımcı olur. Ancak bazı insanlar için endişeli duygular kaybolmaz. Durumları gerçekte olduğundan çok daha kötü görebilirler ve kaygıları konsantre olma, uyuma ve sıradan görevleri yerine getirme yeteneklerini etkiler. Bu duygular anksiyete bozukluklarından kaynaklanabilir.

Anksiyete Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Anksiyete - Ankara Psikolog

Anksiyete bozuklukları, dünyada en yaygın akıl sağlığı koşulları grubudur ve hayatlarının bir döneminde ortalama 4 kişiden 1’ini etkiler.

Anksiyete bozukluklarının yaygın türleri şunlardır:

Yaygın anksiyete bozukluğu: Sağlık, iş veya finans gibi bir dizi olağan konu hakkında aşırı, kontrol edilemeyen endişe.

Sosyal fobi veya sosyal anksiyete bozukluğu: İnsanların utanma veya reddedilme korkusuyla sosyal veya performans durumlarından kaçınmasına neden olan bir bozukluk.

Panik bozukluğu: Ani yoğun mantıksız korku atakları, nefes darlığı, baş dönmesi ve diğer fiziksel semptomlar olan düzenli panik ataklar.

Agorafobi: Panik atak geçirme korkusu nedeniyle belirli durumlardan kaçınmak (agorafobi genellikle panik bozukluğu ile ilişkilidir).

Spesifik fobiler: Hayvanlardan, böceklerden, yerlerden veya insanlardan korkma gibi yalnızca belirli bir durum için geçerli olan mantıksız korkular. Örneğin, klostrofobi, kapalı veya kapalı alanlardan belirli bir korkudur.

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB): Anksiyete ile başa çıkmanın bir yolu olarak tekrarlayıcı, rutin davranışlara neden olan istenmeyen düşünce ve dürtüler.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Travmatik bir yaşam olayı yaşadıktan veya tanık olduktan sonra korku ve kaçınma duygularının kaybolmaması. Üzücü anılar, geri dönüşler, kabuslar ve uyku güçlüğü içerir.

Bir Uzmana Ne Zaman Başvurmalısınız?

Anksiyete günlük yaşamınızı etkiliyorsa, bir doktorla veya bir akıl sağlığı uzmanıyla konuşmak, doğru desteği almanın ve tedavi seçeneklerini anlamanın ilk adımıdır.

Randevunuza gidene kadar bir süre belirtilerinizi yazmanız yardımcı olabilir, bu nedenle bir doktora veya ruh sağlığı uzmanına neler yaşadığınızı açıklamak daha kolaydır. Kapsamlı bir anksiyete bozukluğu teşhisi koymalarına yardımcı olacaktır.

Anksiyete Nasıl Tedavi Edilir?

Hangi anksiyete tedavilerinin sizin için işe yarayacağı size, ne tür bir anksiyete bozukluğunuz olduğuna ve ne kadar şiddetli olduğuna bağlıdır. Düzenli fiziksel egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleri yaparak hafif kaygıya yardımcı olabilirken, daha ciddi vakalar ilaç gerektirebilir.

Bakımınızla ilgilenen kişiler arasında doktorunuz, bir psikiyatrist veya psikolog, ruh sağlığı hemşiresi veya başka türden bir danışman yer alabilir.

Doğru bakım ile iyileşme mümkündür. Yaygın tedaviler ve kaygıyı yönetmenin yolları şunları içerir:

  • Psikolojik terapi

Anksiyete, kaygıya neden olan sorunlu düşünme kalıplarını değiştirmek için tasarlanmış bilişsel davranış terapisi (BDT) veya davranış terapisi dahil olmak üzere farklı terapiler kullanılarak tedavi edilebilir. Bu, korkulan durumlarla birlikte gelen kaygıyı azaltmak için sizi yavaş ve güvenli bir şekilde bu durumlara maruz bırakma yöntemi olan ‘duyarsızlaştırma’yı içeren BDT’nin bir bileşenidir.

Anksiyete için diğer terapi türleri arasında kişilerarası terapi (ilişkilere odaklanma), kabullenme ve bağlılık terapisi ve anlatı terapisi (hayatınızı tanımlamak için kullandığınız hikayeleri anlama) yer alabilir.

Yukarıda sizlere verdiğimiz yöntemler sayesinde anksiyeteden kurtulmak sizler için kolay olabilir. Tedavi almaya karar verdikten sonra Ankara Psikolog ile iletişime geçerseniz işler çok çok daha kolay ilerleyebilir. Çünkü Ankara Psikolog yetkin ve deneyimli kadrosu ile anksiyeteleriniz size veda edene kadar hep yanınızda olacak. Tek yapmanız gereken iletişime geçmek.

Anksiyete tedavisi için psikolog yardımı talep edebilirsiniz. Ankara Çankaya bölgesi Anksiyete alanında yardım alabileceğiniz psikolog tavsiyeleri için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Toksik ilişki testi

Toksik İlişki Testi: 15 Soruda İlişkinizi Değerlendirin

Toksik İlişki Testi: 15 Soruda İlişkinizi Değerlendirin Aşağıdaki her soruya “Evet” ya da “Hayır” şeklinde …

Toksik İlişkiden Kurtulma Yolları

Toksik İlişkiden Kurtulma Yolları

Toksik İlişkiden Kurtulma Yolları Toksik bir ilişkinin içinde olmak, sadece duygusal değil; zihinsel, fiziksel ve sosyal …

Kimlik Bunalımı Nedir? – Psikoloğun Gözünden

Kimlik Bunalımı Nedir? – Psikoloğun Gözünden

Kimlik Bunalımı Nedir? – Psikoloğun Gözünden Derinlemesine Bir Bakış “Ben kimim?”Hayatımızın farklı dönemlerinde, …