Kategori: <span>Genel</span>

Psikolog Kübra Meşe

Zihinsel Egzersiz Nedir?

Çocuklarla Oyun Oynamak
Zihinsel Egzersiz

Zihinsel Egzersiz Nedir?

Çalışmak ve daima öğrenmek, insanı geliştiren en büyük etkenlerden birisidir. Olduğumuz yerde saymaya karşı olmak, kendimizi ileriye taşımaya çalışmak bizlerin gelişimi ve değişimi açısından çok önemlidir. Hem kendimizi geliştirmek hem de daha zinde hissetmek ve normal hayatta karşılaştığımız sorunlara daha akılcı çözümler getirerek hızlı düşünmek açısından zihinsel egzersizler çok önemlidir.

Zihinsel Egzersizler Neden Önemlidir.

Nasıl ki spor yapan ve vücudunu diri tutan birisi ihtiyacı olduğu an da hiç zorlanmadan kolay bir şekilde vücudunu kullanabiliyorsa, aynı şekilde zinde bir zihne sahip olan insanlar da karşılaştıkları sorunlarda yahut hayat planlamalarında daha kolay fikir üretirler ve çözüm olanakları daha hantal zihinler açısından daha fazladır. Nasıl ki yaptığınız kas kütlenizi korumak için çaba sarf etmediğiniz zaman kaslarınız eriyorsa, zihninizi çalıştırmayıp ona egzersiz yaptırmadığınız zaman da bilişsel yetenekleriniz zayıflamakta. Bu durum, yapılan bilimsel analizler sonucunda ortaya konmuştur. Zihinsel egzersizler neden önemlidir sorusunun cevabı kısaca şudur: Nasıl ki zinde bir vücut, fiziksel olarak önemlidir. Zihinsel egzersizler de aynı şekilde zihinsel gücümüzü yerinde tutmak için önemlidir.

Dismorfofobi Hastalığı Neden ve Nasıl Olur?
Zihinsel Egzersiz Nedir?

Zihinsel Egzersiz Çeşitleri Nelerdir?

Zihninizi zinde tutmanın birçok farklı yolu vardır. Yapacağınız zihinsel egzersiz çeşitlerinden bazıları ile bu gereksiniminizi karşılayabilirsiniz. Gelin, daha zinde bir beyin için, zihinsel egzersiz çeşitlerinden birkaçını daha yakından tanıyalım.

  • Zihinsel egzersizlerin en kolayı, bizzat fiziksel egzersiz yapmanızdır. Evet yanlış duymadınız. Yaşımız geçtikçe beynimizin yapısının büzülmesini engelleyen fiziksel egzersizlerin 2016 senesinde yapılan araştırmalar sonucunda zihnimizi çalıştırdığı belirlenmiştir.
  • Sosyalleşmek: Stk, yardım kuruluşları gibi alanlarda görev almanız zihninizi geliştirecektir. Olgunlaştıkça yalnız kalmaya meyyal olan insan yapısı, bu özelliğinden ötürü zihninin yavaşladığını hissedeceksiniz.
  • Yeni Bir Dil Öğrenmek: Zihninizi çalıştırmanın en etkili yönlerinden birisi de dil öğrenmektir. Yapacağınız ezber ve çalışmalarla zihninizi çalıştırıp hantal kalmasını önleyebilirsiniz.
  • Çizim Yapın: Çizim yapmaya çalışırken beyninizde olan görüntüleri kağıda indirgemeye çalışacağınızdan dolayı zihniniz yorulacak ve egzersizini tamamlamış olacak.
  • Satranç Oynayın: Bu oyun aracılığıyla yapacağınız hamleleri düşünerek zihninizi aktif halde tutabilirsiniz.
  • Yeni Şeyler Öğrenin: Öğrenmek, zihninizi aktif tutmanın en etkili şeklidir. Zihinsel egzersiz çeşitleri daha fazladır ancak bu ele aldıklarımız, en etkili ve en çok bilinen yöntemlerdir.
Çocuklarla Oyun Oynamak

Çocuklarla Oyun Oynamak

Çocuklarla Nasıl Oyun Oynamalıyız?

Çocuklar, ilgi bekler. Ebeveynleri onların rol modelleri ve önderleridir. Onlardan ne görürse, nasıl görürse aynı şekilde yapmaya çalışırlar. Bunun içinde çocuklarla ilgilenmek, ebeveynlerin asli görevi konumundadır. Zamanımızı çocuklarımızla birlikte geçirmek, onların bize büyüme zamanında ihtiyaçları olduğu için çok mühimdir. Gelişimlerini sağlarken onların yanında olmak, anne baba eksikliğini onlara hissettirmemek onların hem çocukken zihin sağlıkları açısından hem de büyüdüklerinde ebeveyn eksikliği hissetmemeleri açısından mühimdir. Çocuklarımızla nasıl ilgileneceğiz kısmına girersek, çocuklarımızla oyun oynadığımız dönemler onların gelişimleri açısından çok önemlidir. Peki ama çocuklarımızla nasıl oyun oynamalıyız? Hadi bunu konuşalım.

Çocuklarla Oyun Oynamak
Çocuklarla Nasıl Oyun Oynamalıyız?

İlk olarak şunu söylemeliyiz ki, çocuklarınızla oyun oynadığınız vakti bir kayıp olarak değil bir kazanım olarak görmelisiniz. Onların hayatlarına dokunduğunuz, onlarla birlikte güzel zaman geçirdiğiniz zamanlar olarak bakmalısınız.

Çocuğunuzla oyun oynarken, eğitici oyunlar oynamaya dikkat etmelisiniz. Çünkü onlar oynadıkları oyunun farkında olmasalar da bilinçaltlarına oyun oynarken gördükleri, duydukları şeyler yerleşmekte ve onları bilinçsiz şekilde hafızalarına kazımaktadırlar. Bunun için oyun seçiminde onlarla eğitici oyunlar oynamak çocuklarınızın gelişimi açısından çok mühimdir.

Çocuklarımızla nasıl oyun oynamalıyız sorusuna vereceğimiz cevap, onları sıkmadan olacaktır. Eğitici oyunlar oynatıp onlara bir şeyler öğretelim derken onları hareketlerimizden bunaltıp oyunlardan ve dahi eğitimden soğutabiliriz. Bunu yaptıktan sonra hem eğitim hayatı etkilenebilir hem de sizinle bir daha oyun oynamak istemeyebilirler. Bunlar çocuklarımızla nasıl oyun oynamalıyız kısmında kısaca dikkat etmemiz gereken şeylerdendi.

Çocuklarla Oyun Oynamanın Faydaları Nelerdir?

Çocuklarla oyun oynamanın faydaları saymakla bitmez. Siz çocuğunuzla oyun oynadığınız da çocuk sizi daha yakın hisseder, annesinin ya da babasının onunla oyun oynadığını gören çocuk ebeveynine karşı daha bir bağlı olur. Siz çocuğunuzla oyun oynadığınız da çocuk yalnız hissetmez, çocuğunuzla ilgilendiğiniz sürece çocuğunuz, çocuklarda çok sık görülen televizyon ya da tablet bağımlılığı tehlikesinden daha uzak bir yaşam sürmekte olacaktır. Oynadığınız faydalı oyunlarla birlikte çocuğunuzu okul öncesinde, ona belli etmeden bir eğitime alıyorsunuz aslında. Çocuklarla oyun oynamanın faydalarından belki de en büyüğü bu.

Çocuk ve Ergen Psikoloğu

Ankara Psikolog

Çankaya Psikolog

Ümitköy Psikolog

Çayyolu Psikolog 

Hangi Durumlarda Psikoloğa Gitmek Gerekir?

Hangi Durumlarda Psikoloğa Gitmek Gerekir?

Hangi Durumlarda Psikoloğa Gitmek Gerekir?

Psikoloğa Gitmek Gerekliliğini Gösteren Belirtiler Nelerdir?

Birçok insanın hayatında başa çıkmakta zorlandığı zor süreçler ve bu süreçlerin bıraktığı izler olabilmektedir. Yaşam kalitesini arttırmak veya ruhsal dengeyi sağlayarak hayatta kalma becerilerini arttırmak isteyen kişiler veya yaşamış olduğu olayların etkilerini yönetmek ile mutlu olmayı isteyen kişiler için profesyonel destek almak çok önemli olmaktadır. Hangi durumlarda psikolojik destek alınmalıdır ve psikoloğa gitmek gerekliliğini gösteren belirtiler nelerdir soruları hakkındaki tüm yanıtları sizler için derledik.

Psikolojik destek almak için doğru zamanlama yapmak ve karşılaşılan olumsuz durumları yönetmek için psikoloğa gitmek ihtiyacını fark etmek oldukça mühim bir konudur. Bu farkındalığa kavuşmak ve yaşanan sorun ve problemlerin üstesinden profesyonel bir yardımla gelmek kişinin yaşam kalitesi için gerekli bir unsurdur.

Hangi Durumlarda Psikoloğa Gitmek Gerekir?

Kişinin sosyal yaşamında günlük olarak bir akış söz konusudur. Yaşanılan herhangi bir zorluk veya sıkıntı kişinin normal yaşantısını sekteye uğratıyor ise ve bu sorunlar ile çok sık karşılaşılıyor ise bu durumda psikolojik bir destek alması gerekmektedir. Aynı zamanda yaşanılan olumsuz durum sık olmamakla beraber etkisi çok oluyor ve kişinin yaşam kalitesini bozuyor hatta kişinin ilişki içinde olduğu kişilere zarar verici bir noktaya geldiğinde yahut hayatı tehlike oluşturuyor ise bu durumlarda da psikoloğa gitmek gerekmektedir.

Psikoloğa Gitmek Gerekliliğini Gösteren Belirtiler Nelerdir?

  • Kişinin günlük yaşam akışının bozulması ve adını koymakta zorluk çektiği anlamlandırmadığı problemler yaşaması halinde
  • Sosyal hayatın sürdürülememesi ilişkide olan kişilere zarar verme durumlarında
  • Yaşam enerjisi kaybolmuş motivasyon eksikliği hissetmek ve özgüven ile kişinin kendine duyduğu sevgi ve değer hissini kaybetmesi durumu
  • Kişinin kendini depresyon halinde tanımlaması bir gün enerjik hareketli olurken diğer bir gün depresif ve hareketsiz olması durumlarında
  • Kişinin zor bir süreçten geçmesi halinde nasıl davranacağını bilememesi, yaşadığı sorun karşısında incinmiş veya yaralanmış hissetmesi
  • Yaşanılan sorunların kişinin zihnini sürekli meşgul etmesi ve kişisel ihtiyaçlarını görmezden gelecek duruma düşürmesi halinde

Kişinin kendi hayatında yaşadığı problemler ve sorunlar karşısında yol haritası çizmek ve objektif bir bakış açısıyla problemlere yaklaşarak çözebilmek için psikoloğa başvurması oldukça faydalı olmaktadır.

Ayrılık Acısı Nasıl Geçer?

Ayrılık Acısı Nasıl Geçer?

Ayrılık Acısı Nasıl Geçer?
Ayrılık Acısı Nedir?

Ayrılık Acısı Nedir?

Ayrılık acısı nın üstesinden gelmek oldukça zor bir durumdur. İnsanın kendine olan gururu zedelenince, kendine karşı makul durumda olması zorlaşır. İnsanın kendi ayrılık acısı ile başa çıkması ve duygularını yeni bir rutine döndürmeye çalışması oldukça zaman alır.

Ayrılık Acısı Çekmenin Belirtileri

Ayrılık acısı çekmenin belirtileri ile baş etme gücü olmayan insanlarda bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bunlar;

  • Günlük işlerinize adapte olamama durumu,
  • Konsantrasyon bozukluğu,
  • Uyku ihtiyacı artarken uyuyamama sorunu,
  • Midede kasılma hissi,
  • Baş ağrısı,
  • İştah kesilmesi,
Ayrılık Acısı Nasıl Geçer?
Ayrılıktan Sonraki Geçen Zaman Nasıl Olmalıdır?

Ayrılıktan Sonraki Geçen Zaman Nasıl Olmalıdır?

Ölüm, ayrılık ve yaşanan tüm ilişkilere alışmak için belli bir yas süreci vardır. Bu süre ortalama olarak altı-sekiz ay kadar sürer. Bu geçen süreçte kadın ve erkek davranışlarında farklılıklar gözlenir. Yas sürecine giren kişide acı ve öfke gibi duygularda görülebilir. 

Peki; ayrılıktan sonraki geçen zaman nasıl olmalıdır? Bu yas sürecini atlatmak için alışma sürecine ihtiyaç vardır. Alışma sürecinden sonra, durum kabullenildiği için hayattan yeniden zevk alma süreci başlar. Ayrılık acısında gözlemlenen yas sürecinin dokuz ay kadar devam etmesi durumunda mutlaka bir uzman desteği almalısınız.

Ayrılık Acısı Nasıl Geçer?
● Acınız ne olursa olsun onun üstünü kapatmaya çalışmayın. Siz bunu yaptıkça yas süreciniz uzayarak yeniden sağlıklı ilişkiler yaşamayı geciktirdiğinizi unutmayın.

  • Size sevdiğinizi hatırlatacak olan konuşmalardan kaçınmaları için çevrenizdeki arkadaşlarınızı da uyarın.
    ● Kendinizi daha canlı hissetmenizi sağlayacak olan yeni aktivite alanları bulun.
  • Çevrenizle yeni ilişkiler yaşayarak ayrılık acısından kurtulmaya çalışmayın. Bu tarz bir davranış yaparsanız kendinizi kandıracağınızı unutmayınız.
  • Ayrılık acısını size hatırlatacak tüm uyaranlardan mutlaka uzak durun. Beraberce gittiğiniz yerlere gitmekten, paylaşımlarınızı hatırlamaktan, size özel olan şarkıları dinlemekten kaçının.
  • Acele davranışlardan kaçının; ayrılık acısını belli bir süre yaşayacağınızı en baştan kabullenin ve bu süreci atlatmak için kendinize belli bir zaman tanıyın.

    ● Konuşmak insanı rahatlatır; ailenizle, sevdiğiniz arkadaşlarınızla dertleşin, sizi dinleyenleri bıktıracak kadar abartmayın. Haddinden fazla geçmişteki süreç hakkında konuşmanın sevdiğinize ait hatıraları zihninizde canlı tutacağını da unutmayın.

Bu süreci tek başınıza atlatmak zorunda değilsiniz. Profesyonel bir destek almak için psikolog randevusu oluşturun.

Ankara Psikolog Randevu oluşturmak için tıklayın

Ankara Çankaya Ümitköy Psikolog Randevusu oluşturmak için tıklayın.

Dikkat Dağınıklığı Nedir?

Dikkat Dağınıklığı Nedir?

Dikkat Dağınıklığı Nedir?

Dikkat Dağınıklığı Nasıl Çözülür?

Dikkat eksikliği, tıp literatüründe hiperaktivite bozukluğu ile birlikte anılır. Bu rahatsızlık, gençlerde ve çocuklarda ruhsal ve davranışsal rahatsızlıklar sınıfında kendisine yer bulur. Dikkat eksikliği genel olarak tek görülmez, yanında davranış bozukluğu, hiperaktivite, otokontrol bozukluklar ve dürtüsel davranışları içerisinde barındırır. Çok çok nadir olsa da dikkat dağınıklığı bu hastalıklar haricinde tek başına görülür. Ne yazık ki böyle durumlarda kişiler rahatsızlıklarını anlamaz ve maalesef ömürleri boyunca bu rahatsızlıkla ondan haberleri olmadan yaşarlar. Dikkat eksikliği çok uzun zamanlardan beri bir hastalık olarak addedilmemiştir ancak son zamanlarda yapılan araştırmalar ile birlikte dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu, tıp literatüründe yerini bulmuştur.

Dikkat Dağınıklığı Kimlerde görülür?

Dikkat dağınıklığı kimlerde görülür sorusu, çok fazla sorulan bir sorudur. Genellikte çocuklarda görüldüğü kanısı toplumumuzda hayli yaygın olan dikkat dağınıklığı rahatsızlığı, erişkinlerde de görülmektedir. Bu rahatsızlığın toplumdaki yüzdesine bakacak olursa dikkat dağınıklığı yetişkinler de yüzde 4 görülürken ergenlerde yüzde 6, çocuklarda ise yüzde 8 oranında görülmekte. Bu hastalığın yanında hiperaktivite önemli bir parça ise de, tek başına dikkat dağınıklığı da çok sık görülmekte.

Dikkat Dağınıklığının Belirtileri Nelerdir?

Dikkat dağınıklığının en büyük belirtisi, adı üstünde dikkatini toplama da güçlük çekmektir. Kişi uğraştığı şeye yeterince odaklanamaz, odaklansa bile bir süre sonra tekrar aynı şekilde dikkati sürekli başka şeye kayar ve dikkati bozulur. Çocuklar da dikkat dağınıklığının etkisi en kolay şekilde okulda görülür. Çocuk okul derslerine istenildiği gibi odaklanamaz. Odaklansa bile bu odağını koruma da ve aynı şekilde devam ettirmede daima sıkıntı yaşar. Ders anlatılırken boş boş etrafa bakar ve başka başka hayallere dalar. Kendi dünyasında bir şeyler kurup onlarla hemhal olurlar ve anlatılanları da dinlemezler. Yetişkinlerde dikkat dağınıklığının belirtileri aynı şekildedir. Bu rahatsızlığa sahip olan bireyler için detaylar mühim değildir. Ekip çalışmalarında uyum sağlayamaz, bu organizasyonlar verilen komutları hemen anlamayabilir ve bazı problemler yaşar. Hiperaktivite de dikkat dağınıklığının yanına eklenmesi ile birlikte kişiler kesinlikle karşı tarafı dinlemez ve çok konuşurlar. Oldukları yerde uzun süre duramaz ve sürekli hareket ederler.

Ankara Çankaya Psikolog özgeçmilerini incelemek için tıklayabilirsiniz.

Psikolog randevu oluşturmak için lütfen bizimle iletişime geçin.

Ücretsiz ön görüşme hizmetimiz mevcuttur.

Dismorfofobi Hastalığı

Dismorfofobi Hastalığı Neden ve Nasıl Olur?

Dismorfofobi Nedir?

Ayna hastalığı (dismorfofobi), kişinin başkaları tarafından belki de hiç fark edilmeyen kusurlarının kendisi tarafından çok fazla büyütülmesi durumudur. Dismorfofobi, kendini beğenmeme hastalığı olarak da bilinmektedir. Genellikle estetik görünüşle alakalı olan bu takıntı hastalığı psikolojik bir sorundur.

Ayna hastalığı olarak tabir edilen dismorfofobi problemi olanlar, takıntı haline getirdikleri tüm haller için hemen doktora başvururlar. En ufacık bir problemde, hemen doktora giderler. Kendilerine başvurulan doktorlar ya da estetik uzmanları dismorfofobi olabileceği anlaşılan hastalarını ise psikolojik destek alabilecekleri uzmanlara yönlendirirler.

Dismorfofobi Hastalığı Neden ve Nasıl Olur?
Ayna Hastalığı Nedir?

Dismorfofobi Nasıl ve Neden Olur?

Dismorfofobi hastaları genellikle kendi hallerinde yaşayan, çok fazla sosyal çevresi olmayan ya da toplum tarafından dışlanmış kişilerdir. Genellikle bu kişiler aşırı kilo, zayıflık, çirkinlik ve benzeri estetik görünüşleri nedeniyle kendilerini toplumdan dışlarlar. Yani kendi görünüşlerini yine kendileri beğenmeyerek “Acaba insanlar ne düşünüyor, benimle alay ederler mi?” ve benzeri düşüncelerle sosyal çevreden uzaklaşırlar. Bu takıntılar kısa sürede tedavi edilmediği zaman ilerler ve bu psikolojik hastalara da dismorfofobi teşhisi koyulabilir.

Dismorfofobi Tedavisi Nasıl Oluyor?

Dismorfofobi hastalığı anlaşıldığı üzere psikolojik bir rahatsızlıktır. Bu hastalık psikolojik olduğu için kişiyi zamanla içinden çıkılmaz bir depresyona ve ardından da intihara kadar götürebilir. Bu nedenle de psikiyatri alanında uzman bir doktordan destek alınmalıdır. Bu destek çeşitli ilaç takviyeleri ile de desteklenebilir.

Tedavinin amacı, kişinin hangi hallerinden rahatsızlık duyduğu saptanmak ve bu rahatsızlıkların aslında gerçekten bir rahatsızlık olmadığını kişiye kabullendirmektedir. Kişi sorun yaptığı hallerden artık şikayet etmiyorsa da dismorfofobi tedavisi tamamlanmış sayılır.

 

Psikolog ve Psikiyatr Uzmanlarımızdan randevu oluşturmak için lütfen tıklayın.

Online veya Yüzyüze Psikolog Randevusu oluşturun.

Psikolojik Dayanıklılık

Psikolojik Dayanıklılık

Psikolojik Dayanıklılığın Hayatımızdaki Önemi

Bazı insanlar başlarına gelen can sıkıcı olaylar, travmalar, haksızlıklar neticesinde ayağa kalkamayacak derecede yıkılırlarken, bazıları bunlar ile daha rahat başa çıkıp üzerlerinden yükselebiliyorlar. Peki nedir bu insanların birbirlerinden farkları? Cevabı: gelişmiş bir “psikolojik dayanıklılık”.

Hayat karşımıza ne bir yol haritası ile ne de sıkıştıkça açık bakabileceğimiz çözüm kitabı ile geliyor. Yolculuğumuz süresinde pek çok sıkıntı, haksızlık, kalp kırıklığı ve üzüntü ile karşılaşıyoruz. Belki de her gün engebeli yollar, kapalı geçişler, tıkalı yollar ile boğuşmamız gerekebiliyor. Bu engel ve zorluklar ne kadar ağır ve zor olurlarsa olsunlar, insan bir şekilde başa çıkmayı ve hayatına devam etmeyi öğreniyor. İşte burada psikolojik dayanıklılık devreye giriyor.  

Zihinsel dayanıklılık (zihinsel güç) da psikolojik dayanıklılık kadar önemlidir. Hatta zaman zaman aynı anlamda kullanılır. Zihinsel olarak dayanıklı kişiler, kendilerine güvenirler ve olaylara pozitif tarafından bakmaya eğilimlidirler. Bu kişilerin önceliği, her yaşanılandan kendilerine bir ders çıkartmaları ve bu doğrultuda ilerlemeleridir. Kolaylıkla risk alırlar ve bu risklerin sonuçlarını tecrübeye çevirip faydalanırlar.  Aradaki fark ise şudur; psikolojik dayanıklılığı gelişkin kişiler, karşılarına çıkan zorluk ve tersliklerden sonra kolayca ayağa kalkarlarken zihinsel dayanıklılığı olan kişiler daha en başında bu tersliklerden kaçınmayı da başarabilmektedirler. Zihinsel olarak dayanıklı olanlarda doğal olarak psikolojik dayanıklılık da mevcut iken, sadece psikolojik dayanıklılık geliştirmiş kişilerde zihinsel dayanıklılık olmayabiliyor.

Psikolojik Dayanıklılığı Geliştirmek

Aynı kas geliştirmek gibi, psikolojik dayanıklılığı geliştirmek de emek ve zaman ister. Bağlantı kurmak, kendine bakmak, sağlıklı düşünmek gibi alışkanlıkları kazanmak en gerekli adımlardır.

İlişkilere öncelik vermek ve diğerleriyle sağlıklı bağlantılar kurmak, güvenilir kişilerle ilişkiler kurmak ve sürdürmek önemlidir. İnsanlar, kendilerini dinleyen, duygularını önemseyen kişilerle bağ kurdukça dayanıklılığını geliştirir.

Bedenine ve kendine iyi bakmak da en önemli adımlardandır. İyi beslenmek, yeterli su içmek ve uykuya dikkat etmek, egzersiz yapmak gibi seçimler, bedenin stres ile savaşmasında çok önemli rol oynamaktadır.

Yoga ve meditasyon yapmak, dua etmek, içe dönmek gibi ruhsal faaliyetler de dayanıklılığı geliştiren alışkanlıklardır.

Acıyı maskelemek için başvurulan alkol, uyuşturucu gibi alışkanlıklar, derin yaralara bant yapıştırarak iyileşmelerini beklemek gibidir ve bunlardan kaçınılması tavsiye edilir. Stresi hissetmekten kaçmaya çalışmak yerine üzerinde çalışmak ve yönetmeyi öğrenmek daha doğru sonuçlar veren bir yoldur.

Başkalarına yardımcı olmak, birilerinin mutlu ve huzurlu olmalarına yardımcı olmak her zaman insana iyi gelen ve dayanıklılığını artıran bir alışkanlıktır.

Zor zamanlarda, hislerin farkına varmak ve ‘şu anda bu problemi çözmek için ne yapabilirim?’ diye sormak da çözümün bir parçasıdır. Eğer sorunlar çözmek için fazla büyükse, başa çıkılabilecek parçalara bölerek teker teker üstesinden gelmeye çalışmak mantıklı bir yaklaşımdır.

Hayattaki değişimleri kabul etmek en önemli dayanıklılık adımlarından biridir. En çok acıyı karşı koyarak yaşarız. Değişimleri kabullenebilmek, yeni durumlara huzurlu bir biçimde adapte olabilmeye, geleni olduğu gibi kabul etmeye yardımcı olur.

Her zaman pozitif olmak kolay değildir. Fakat, her durumda olumlu bir taraf bulmak ve olmulu yönden bakabilmek, dayanıklılığı artırmaya yardımcı olur.

Geçmişe baktığımızda ya kendimizi ve başkalarını suçlar ya da kendimize acırız. Bunun yerine geçmişte olan bitene tarafsız bir gözle bakıp olanlardan kendimize dersler çıkartmak her zaman işe yarayan bir alışkanlıktır. Bu tutum sayesinde, bir sonraki zorluğun üstesinden nasıl gelebileceğimizi öğrenmemiz mümkün olabilir.

Profesyonel yardım almak da başvurulabilecek çarelerden biridir. Kendimiz olumlu çözüme ulaşamıyorsak uzman bir psikologdan yardım alma yoluna gitmeliyiz. Bu konunun tecrübeli uzmanları, kişinin yüklerini hafifleten yollar gösterebilir ve dayanıklılığı geliştirmede yardımcı olabilirler. 

 

Psikolog randevusu oluşturmak için tıklayın.     

Hamilelikte Psikolojik Tedavi Alınmalı Mı?

Gebelikte Yaşanan Psikojik Rahatsızlık lar Nelerdir?

Psikolojik Rahatsızlıklar Nelerdir?

Beklenmeyen Gebeliklerin Oluşturduğu Psikolojik Rahatsızlık lar Nelerdir?

İnsan yaşamının başlangıcı anne karnında olarak kabul edilmektedir. Yapılan araştırmalarda gebelik durumunda annenin tüm hassasiyetleri bebek tarafından algılanabilir olduğu ve ileriki dönemlerde yaşanan birçok psikolojik rahatsızlık larının nedeninin bu evrede ortaya çıktığı bilinmektedir. Beklenmeyen gebelik durumlarının bebeğin psikolojisini nasıl etkilediği hakkındaki tüm bilgileri sizler için derledik.

 

Beklenmeyen gebelik nedir?

Bir bebeğin dünyaya gelmesinin istenmediği veya beklenmedik bir anda oluşan gebelikler için kullanılan beklenmeyen gebelik olarak bilinmektedir. Beklenmeyen gebelik ilk olarak bebeklikten başlayarak ergenlik çağına ve daha sonrasına kadar oluşabilecek tüm psikolojik rahatsızlık ların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Beklenmeyen Gebeliklerin Oluşturduğu Psikolojik Rahatsızlıklar 

Son yıllarda suç işleyen kişiler arasında yapılan çalışmalar bu kişilerin bebeklik ve çocukluk evrelerinde yaşadıkları bağlanma sorunları nedeniyle davranış bozuklukları yaşamalarına ve suça eğilimli olmalarına neden olmaktadır.

Beklenmeyen gebeliklerin sonraki dönemde neden olduğu problemleri şöyle sıralamak mümkündür.

  • Beklenmeyen gebeliklerde anne ve bebek bağlanma problemleri ortaya çıkmaktadır. Bağlanma problemleri ise çocukta ileriki dönemlerde davranış bozuklukları ve psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
  • Anne ve bebek arasında iletişim eksiklikleri olmakta ve bebeğin kaygı bozukluğu yaşamasına neden olmaktadır
  • İstenmeyen gebelikler ile doğan bebeklerde ileriki dönemlerde alkol ve madde bağımlılığı görülmektedir.
  • İstenmeyen ve beklenmeyen gebeliklerde bebeğe gerekli  şartlar hazırlanaması.
  • Anne Adayının stresli bir dönem geçirmesi psikolojik olarak da etkileri bebeğe geçmektedir.
  • İstenemeyen gebeliklerde düşük ve bebek sağlığı problemleri görülme riski artmaktadır.
  • Beklenmeyen gebeliklerde davranış bozukluğu ile hiperaktivite bozukluğu ve karşı gelme bozukluğu gibi davranışsal bozukluklar sıklıkla görülmektedir.

Gebelik döneminde yaşadığınız psikolojik rahatsızlığınız var ise bir psikolog ‘dan randevu almak için lütfen tıklayın.

Gebelik Döneminde Bir Diyetisyen ihtiyacınız mevcut ise Diyetisyenlerimizden randevu talep edebilir ücretsiz ön bilgi edinebilirsiniz.

Hamilelikte Psikolojik Tedavi Alınmalı Mı?

Hamilelikte Psikolojik Tedavi Alınmalı Mı?

Hamilelikte Psikolojik Tedavi Alınmalı Mı?

Hamilelikte Psikolojik Tedavi Alınmalı Mı?

Hamilelik dönemi her kadın içim son derece özel ve muhteşem bir dönemdir. Ancak bu dönemde vücudun geçirdiği değişim ve bu değişimin ortaya çıkarttığı etmenler farklı olumsuzluklarında ortaya çıkmasına imkan tanımaktadır. Hamilelik döneminde bireyler hem psikolojik hem de fizyolojik olarak değişme uğramaktadır. Bu durum ise akıllara hamilelikte psikolojik tedavi alınmalı mı? Sorusunu getirmektedir. Bu sorunun cevabı birçok farklı etmene göre değişkenlik gösterebilmektedir. Dikkat edilmesi gereken noktalar göz önünde bulundurulduğunda herhangi bir desteğin alınıp alınmamasına karar verilebilmektedir.

Hamilelik döneminde her kadın belirli başlı birçok farklı değişim yaşamaktadır. Bu süreç boyunca yaşanabilecek psikolojik değişimlerde hamilelerin bir parçasıdır. Ancak burada olumsuz gelişen durumlar fark ediliyor ya da sürekli olarak psikolojinin olumsuz yönde ilerlediği gözlemleniyorsa destek alma ihtiyacı duyulabilir. Hamilelikte psikolojik tedavi alınmalı mı? Sorusunun cevabına net bir şey söylemek mümkün olmamaktadır. Çünkü bu durum kişiden kişiye değişim gösterebilmektedir. Özellikle hamileliğin geçirildiği dönem ve dönemin şartları psikolojik unsurları fazlası ile etkilemektedir.

 

Hamilelikte Psikolojik Tedavi Alınmalı Mı?

Hamilelikte Psikolojik Olarak Yaşanan Olumsuzluklar

Özellikle ilk defa hamilelik yaşayan anne adaylarında psikolojik olarak birçok farklı problem ortaya çıkabilmektedir. Ortaya çıkan problemlerin başında gelecek kayısı ve anne içgüdülerinin tetiklediği olumsuzluklar yer almaktadır. Her anne doğacak olan bebeği için kaygılanmaktadır. Ancak bu durumun bir takıntı haline getirilmesi ya da doğumdan sonraki sürecek henüz yaklaşmadan dahi doğum sonrası sürecin ortaya çıkarabileceği olumsuzlukların düşünülmeye başlanması psikolojik anlamda iyi bir sonuç sağlamayacağı gibi annenin hamilelik sürecini de olumsuz etkileyebilmektedir. İşte bu gibi durumlarda hamilelikte psikolojik tedavi alınmalı mı? Sorusunun cevabı evet olarak verilebilmektedir. Hamilelik kadınlar için her ne kadar özel ve paha biçilemez bir dönem olsa da büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Her birey yaşanan değişimler ve gelecekte yaşanması muhtemel olaylar ile psikolojik olarak baş edemeyebilir. Bu gibi durumlarda herhangi bir uzmandan destek almak hem anne hem de gelişim çağındaki bebek için en doğru adım olacaktır.  Aksi halde durmadan büyüyen psikolojik sorunlar gebeliğin ve doğum sürecinin olumsuz etkilenmesine, annenin ve bebeğin farklı problemler yaşayabilmesine sebebiyet vermektedir.

Hamilelik Dönemindeyseniz ve Psikolojik Destek almak istiyorsanız Psikologlarımızdan  randevu talep edebilirsiniz.

 

Hamilelik Döneminde Diyetisyen ihtiyacınızdada yanınızdayız. Diyetisyenlerimiz den randevu almak için tıklayın.

Grup Terapisi

Psikolojik Danışmanlık Nasıl Bir Meslek?

Psikolojik Danışmanlık Nasıl Bir Meslek

Psikolojik Danışmanlık Nedir?

Son zamanlarda ruh sağlığı alanında yapılan çalışmaların etkisinin artmasından dolayı ruh sağlığı alanında görev yapan mesleklerinde üzerindeki ilgi artmıştır. Ruh sağlığı çalışanlarının hastane, okul dışını taşması ve artık hayatımızın birçok yerinde ihtiyaç haline gelmesinden dolayı ve yine son dönemde medyanın psikoloji konulu dizi ve filmlere daha sık yer vermesinden ötürü ruh sağlığı alanında görev yapan meslekler ön plana çıkmıştır.

 

Grup Terapisi

Ruh Sağlığı Alanında Hizmet Veren Meslekler Nelerdir?

Ruh sağlığı alanında psikiyatri uzmanı, psikolog, rehber öğretmen/psikolojik danışman, psikiyatri hemşiresi, psikiyatri hekimi gibi birçok meslek grubu bulunmaktadır. Bu meslek gruplarının hepsi belirli bir lisans ve lisansüstü eğitim alan uzman kişilerdir.

 Psikolojik Danışman Kimdir?

Psikolojik danışmanlar üniversitelerin eğitim fakültelerinde rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümünde lisans eğitimini tamamlayan uzman kişilerdir. Psikolojik danışmanlık mesleği uzun yıllar boyunca üniversitelerin farklı bölümlerinden mezun olan kişiler tarafından geçerliliği olmayan sertifikalar kullanılarak suistimal edilmiştir. Sağlık konusunda her alanın belli bir uzmanlığı olduğundan ve psikolojik danışmalık mesleği ruh sağlığı alanında belli bir standardı ve etiği olan bir meslek olduğundan alan dışı kişilerin bu alanda hizmet verme yetkinliği bulunmamaktadır.

 

Psikolojik Danışmanlık Nasıl Bir Meslek?

Psikolojik danışmanlık mesleğini yapan kişilerin insan ilişkileri, empati yeteneği, sözel becerileri kullanabilme yeteneği ve iletişim becerilerinin yüksek olması gerekir. Toplumumuzdaki her birey farklı özelliklere, yeteneklere ve ilgi alanlarına sahip olduğundan dolayı psikolojik tedavi ve yöntemlerin belirli bir standardı bulunmamaktadır. Her birey kendine özgüdür. Her bireyin yaşanan durumlar karşısında göstereceği reaksiyonlar farklılık gösterebilmektedir. Bu kadar geniş bir çalışma alanına sahip bir meslek grubunda bu mesleği yapan kişilerin kendilerini sürekli geliştirmeleri, güncel yöntemleri takip etmeleri ve diğer meslek mensupları ile konsültasyon hizmetleri yürüte bilmeli.

 Psikolojik Danışmanlar Nerelerde Çalışır?

Aslında belli başlı yerlerin dışında pek sık rastlamadığımız bir meslek grubu olan psikolojik danışmalık insanın olduğu her yerde ihtiyaç duyulan bir alandır. Genellikle okullarda, aile ve sosyal politikalar bakanlığına bağlı kuruluşlarda çalışma alanı yoğun olan bir meslektir. Özel psikolojik danışmanlık büroları ve özel sektör bünyesinde pek çok kurumda da istihdam alanı bulunmaktadır.

Psikolojik Danışman Randevusu Nasıl Alınır ?

almanyada psikoloji okumak

Almanya’da Psikoloji Okumak

Almanya’da Psikoloji Okumak: Rehber ve Avantajlar Almanya, dünyaca tanınan çağdaş eğitim sistemleri, yüksek kaliteli …

surekli-ayni-kiyafeti-giymek-psikolojik-etkileri.jpg

Sürekli Aynı Kıyafeti Giymek ve Psikolojik Etkileri

Sürekli Aynı Kıyafeti Giymek ve Psikolojik Etkileri Sürekli aynı kıyafeti giymek, günlük hayatta farklı nedenlerle …

çocuk merkezli oyun terapisi

Çocuk Merkezli Oyun Terapisi

Çocuk Merkezli Oyun Terapisi: Nedir, Nasıl Çalışır ve Faydaları Nelerdir? Günümüzde, çocukların duygusal, sosyal …