Yazar: <span>Klinik Psikolog Aksanur Bayırkan</span>

Hamilelik Sırasında Depresyon

Hamilelik Sırasında Depresyon

Hamilelik Sırasında Depresyon

Hamilelik, birçok kadın için heyecan verici ve özel bir dönemdir. Ancak, bu süreç sadece fiziksel değişimlerle değil, aynı zamanda duygusal ve zihinsel değişimlerle de doludur. Hamilelik sırasında bazı kadınlar depresyon belirtileri yaşayabilir. Hamilelik depresyonu, annenin hem kendi sağlığını hem de bebeğinin sağlığını etkileyebilecek ciddi bir durumdur. Bu makalede, hamilelik sırasında depresyonun nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır.


Hamilelik Depresyonu Nedir?

Hamilelik sırasında ortaya çıkan depresyon, duygusal dalgalanmaların, hormon değişikliklerinin ve yaşam stresi gibi etkenlerin bir sonucu olarak gelişebilir. Klinik olarak “antenatal depresyon” olarak adlandırılan bu durum, gebelik sürecinde bir kadının uzun süreli üzüntü, umutsuzluk ve ilgisizlik hissetmesine neden olabilir.

Bu tür depresyon, doğum sonrası depresyonundan (postpartum depresyon) farklıdır çünkü belirtiler doğumdan önce başlar. Ancak doğum sonrası depresyon riskini de artırabilir.


Hamilelik Sırasında Depresyonun Nedenleri

Hamilelik depresyonunun ortaya çıkmasına neden olan birkaç faktör vardır:

  1. Hormonal Değişiklikler: Hamilelik sırasında östrojen ve progesteron hormonları önemli ölçüde değişir. Bu hormonal değişimler, beyindeki kimyasal dengeyi etkileyerek depresyona yol açabilir.
  2. Genetik Faktörler: Ailede depresyon geçmişi olan kadınların hamilelik sırasında depresyon yaşama riski daha yüksektir.
  3. Stres ve Kaygı: Bebekle ilgili sağlık endişeleri, mali durum, doğum korkusu gibi faktörler hamilelik sırasında depresyon riskini artırabilir.
  4. Sosyal Destek Eksikliği: Eş, aile veya arkadaş desteğinin eksikliği, depresyonu tetikleyen faktörlerden biridir.
  5. Önceki Depresyon Geçmişi: Daha önce depresyon teşhisi konmuş bireylerin hamilelik sırasında depresyon yaşama olasılığı daha yüksektir.
  6. İlişki Sorunları: Eş veya aile üyeleriyle yaşanan problemler, hamilelik sürecini daha zor hale getirebilir.

Hamilelik Sırasında Depresyonun Belirtileri

Depresyon, hamilelik sürecinde farklı belirtiler gösterebilir. En sık görülen belirtiler şunlardır:

  • Sürekli Üzgün Hissetme: Günlerce veya haftalarca süren derin üzüntü hali.
  • İlgi Kaybı: Daha önce keyif alınan aktivitelere karşı ilgisizlik.
  • Aşırı Yorgunluk ve Enerji Eksikliği: Hamilelik sırasında normalden daha fazla yorgun hissetmek depresyon belirtisi olabilir.
  • Uyku Sorunları: Aşırı uyuma veya uyuyamama.
  • İştah Değişiklikleri: Aşırı yemek yeme veya yemek yememe isteği.
  • Kendini Değersiz Hissetme: “İyi bir anne olamayacağım” gibi düşünceler.
  • İrritabilite ve Sinirlilik: Küçük olaylara aşırı tepki verme.
  • İntihar Düşünceleri: Depresyonun ileri seviyelerinde kişinin kendine zarar verme düşüncelerine sahip olması.

Hamilelik Sırasında Depresyonun Riskleri

Tedavi edilmediğinde, hamilelik depresyonu hem anne hem de bebek için ciddi sonuçlar doğurabilir:

  • Düşük Doğum Ağırlığı: Anne karnındaki stres ve depresyon, bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir.
  • Erken Doğum Riski: Araştırmalar, hamilelik sırasında depresyon yaşayan kadınların erken doğum yapma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermektedir.
  • Doğum Sonrası Depresyon Riski: Hamilelikte depresyon yaşayan kadınların doğum sonrası depresyon riski daha fazladır.
  • Bağlanma Sorunları: Depresyon, anne ve bebek arasındaki duygusal bağlanmayı zorlaştırabilir.

Hamilelik Depresyonu Nasıl Tedavi Edilir?

Hamilelik sırasında depresyon tedavi edilebilir bir durumdur ve birçok farklı yöntemle yönetilebilir.

1. Psikoterapi (Konuşma Terapisi)

Bireysel terapi veya bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi yöntemler depresyonu yönetmede etkili olabilir. Terapi, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye ve başa çıkma becerilerini geliştirmeye yardımcı olabilir.

2. Sosyal Destek

Aile ve arkadaş desteği, depresyonla baş etmede büyük bir fark yaratabilir. Eş desteği, özellikle hamilelik sürecinde annenin kendini daha güvende hissetmesini sağlar.

3. Meditasyon ve Rahatlama Teknikleri

Yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi teknikler, stresin azalmasına ve ruh halinin iyileşmesine yardımcı olabilir.

4. İlaç Tedavisi

Bazı durumlarda, doktorlar hamilelik sırasında güvenli olduğu bilinen antidepresan ilaçları önerebilir. Ancak, ilaç kullanımı mutlaka bir uzman kontrolünde olmalıdır.


Sonuç

Hamilelik sırasında depresyon yaygın bir durumdur ve ihmal edilmemesi gereken bir ruh sağlığı sorunudur. Erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleri ile bu süreç daha sağlıklı bir şekilde yönetilebilir. Eğer siz ya da bir yakınınız hamilelik depresyonu belirtileri gösteriyorsa, bir uzmandan destek almak çok önemlidir.

Daha fazla bilgi ve profesyonel destek almak için Ankara Uzman Terapi web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Ankara’da deneyimli bir psikolog ile görüşerek bu süreci daha sağlıklı bir şekilde yönetebilirsiniz.

 

ankara-psikoterapi-merkezi-psikolog-serra-ekin-sonmez-uzman-psikolog-ergen-psikolog

Psikoterapi Nedir?

   Depresyon için Psikoterapi

    Kısaca “terapi” olarak adlandırılan psikoterapi kelimesi aslında çeşitli tedavi tekniklerini içerir. Psikoterapi sırasında, depresyonu olan bir kişi, kişinin depresyonu tetikleyebilecek faktörleri tanımlamasına ve üzerinde çalışmasına yardımcı olan lisanslı ve eğitimli bir ruh sağlığı uzmanıyla görüşür. Bazen bu faktörler, depresyonu tetiklemek için beyindeki kalıtım veya kimyasal dengesizliklerle birlikte çalışır. Depresyonun psikolojik ve psikososyal yönleriyle ilgilenmek, tıbbi nedenini tedavi etmek kadar önemlidir.

Psikoterapi depresyona nasıl yardımcı olur?

Psikoterapi kişinin;

  • Depresif durumuna katkıda bulunan davranışları, duyguları ve fikirleri anlamasına,
  • Depresyonlarına katkıda bulunan ve bu sorunların hangi yönlerini çözebileceklerini veya çözebileceklerini anlamalarına yardımcı olan önemli bir hastalık, ailede ölüm, iş kaybı veya boşanma gibi yaşam sorunlarını veya olaylarını anlaması ve tanımlamasına,
  • Hayatta kontrol ve zevk duygusunu yeniden kazanmasına,
  • Başa çıkma tekniklerini ve problem çözme becerilerini öğrenmesi konusunda yardımcı olur.

Terapi türleri nelerdir?

Terapi, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli biçimlerde verilebilir:

 

Bireysel: Bu terapi sadece hastayı ve terapisti içerir.

Grup: Terapiye aynı anda iki veya daha fazla hasta katılabilir. Hastalar deneyimlerini paylaşabilir ve başkalarının da aynı şekilde hissettiğini ve aynı deneyimleri yaşadığını öğrenebilir.

Evlilik/çiftler: Bu tür terapi, eşlerin ve partnerlerin sevdiklerinin neden depresyonda olduğunu, iletişim ve davranışlarda hangi değişikliklerin yardımcı olabileceğini ve başa çıkmak için neler yapabileceklerini anlamalarına yardımcı olur.

Aile: Aile, depresyonu olan kişilerin iyileşmesine yardımcı olan ekibin önemli bir parçası olduğu için, aile üyelerinin sevdiklerinin neler yaşadığını, kendilerinin nasıl başa çıkabileceğini ve yardım etmek için neler yapabileceklerini anlamaları bazen yardımcı olabilir.

Terapiye yaklaşımlar

Terapi aile, grup ve bireysel gibi farklı formatlarda yapılabilse de, ruh sağlığı uzmanlarının terapi sağlamak için alabileceği birkaç farklı yaklaşım da vardır. Hastayla depresyonu hakkında konuştuktan sonra, terapist, depresyona katkıda bulunduğundan şüphelenilen altta yatan faktörlere dayanarak hangi yaklaşımın kullanılacağına karar verecektir. Bunun yanı sıra, en yaygın kullanılan terapi yöntemi Bilişsel Davranışçı Terapidir.

 

Depresyon için Bilişsel Davranışçı Terapi

Bilişsel davranışçı terapi, depresyonu olan kişilerin kendileri ve çevrelerindeki dünya hakkında sahip oldukları yanlış algıları belirlemelerine ve değiştirmelerine yardımcı olur. Terapist, hastaların kendileri ve başkaları hakkında yaptıkları hem “yanlış” hem de “doğru” varsayımlara dikkat çekerek yeni düşünme yolları oluşturmalarına yardımcı olur.

Bilişsel davranışçı terapi en çok;

  • Depresyonu tetikleyen ve sürdüren şekillerde düşünen ve davranan kişiler,
  • Tek tedavi olarak veya antidepresan ilaç tedavisine ek olarak hafif ila orta derecede depresyonu olan kişiler,
  • Antidepresan ilaç almayı reddeden veya alamayanlar kişiler,
  • Hangi yaşta olursa olsun herhangi bir acı, sakatlık veya kişilerarası sorunlara neden olan depresyona sahip olan kişiler için uygundur.

 

Klinik Psikolog Aksanur BAYIRKAN

 

Randevu oluşturmak için form’umuzu doldurabilir veya bizlere 0552 878 12 11 numarası üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

Başörtülü Psikolog

Başörtülü Psikolog

Başörtülü Psikolog

Başörtülü psikolog” olmaz ifadesi kabul edilemez. Bu açıklamanın bilimsel veya evrensel bir açıklaması yoktur. Psikologların etik ilkeleri açıktır, psikolog terapi sürecine kendi değer ve kimliğini dahil etmemelidir. Eğer bu süreçte zorlanırsa da yönledirme yaparbilir. Bu noktada başı açık olmayı norm kabul ediliyor ve “nötr olmak” doğru olarak ele alınmıyor. Başörtüsü kişiyi empati duygusundan yoksun kılmaz. Öyle düşünüldüğü takdirde kişinin başörtülü olması patolojik gibi görülebilir ve bu şekilde etiketlenmeleri kabul edilemez.  İnsanları değiştirmeye çalışmak çatışmaya neden olur ve bu zıtlaşma beraberinde daha çok bölünmeyi meydana getirir.

Bu noktada bağlı olduğumuz Türkiye Psikologlar Derneği’nin açıklaması da şöyledir;

Değerli meslektaşlarımız, bilim insanları ve saygıdeğer kamuoyu,

Türk Psikologlar Derneği Etik Yönetmeliği “İnsan Haklarına Saygı Ve Ayrımcılık Yapmama” alt başlığına göre;

Hizmet Verilenlere/Meslektaşlara Saygı Psikolog hizmet verdiği kişi ve/veya kurumun gizlilik, özgürlük ve seçim haklarına saygı duyar ve bunları korumak için gereken önlemleri alır. Hizmet alanlar ve meslektaşlarının yaş, kimlik, cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim, etnik köken, din, mezhep, sosyo-ekonomik düzeye ve engelli oluşa ilişkin konularda baskı ve ayrımcılık yapmaz. İlkelerini tüm meslektaşlarımıza ve kamuoyuna tekrar hatırlatmak isteriz.

Bu bağlamda psikologlar;

Her durumda hem hizmet alanların hem de kendi meslektaşlarının insan haklarına ve onuruna saygı göstermeyi ve ayrımcılık yapmamayı en temel etik prensibi olarak şiar edinmiştir.

 

Saygılarımızla

 

Ankara Klinik Psikolog Aksanur Bayırkan

Aile Danışmanlığı

Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir?

Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir?

 

bilişsel davranışçı terapi
bilişsel davranışçı terapi

Bilişsel davranışçı terapi (BDT) yapılandırılmış, hedefe yönelik bir psikoterapi türüdür. BDT zihinsel sağlık bozukluklarını ve duygusal endişeleri tedavi etmek veya yönetmek için kullanılır. Bu terapi ekolünün eğitimini almış psikolog, düşüncelerinize ve duygularınıza yakından bakmanıza yardımcı olur. Terapi sürecinde düşüncelerinizin, eylemlerinizi nasıl etkilediğini anlayabilirsiniz. BDT sayesinde, olumsuz düşünce ve davranışları yerine daha sağlıklı düşünme kalıplarını ve alışkanlıklarını benimsemeyi öğrenebilirsiniz.

 

 

 

Öncüller, davranış, sonuçlar (ABC) modeli, davranışların öncelikle davranış, düşünce veya ruh halinden önce gelen öncüller veya olaylar ve bunları izleyen sonuçlar veya olaylar tarafından belirlendiğini varsayar. ABC modeli, davranışın öncüller tarafından şekillendirildiği ve ardından sonuçların izlendiği işlevsel bir değerlendirme olarak kullanılabilir. Öncül bir davranıştan önce ortaya çıkar ve hastadaki belirli bir reaksiyon için tetikleyici olabilir ve belirli bir davranışı hem artırabilir hem de azaltabilir. Bir davranıştan önce meydana gelen öncüller veya olaylar tipik olarak duygusal ve fizyolojik tepkiler ortaya çıkarır.

 

Öncüller duygusal (bir duygu), somatik (fizyolojik bir tepki), davranışsal (bir eylem) veya bilişsel (bir düşünce) olabilir. Ayrıca bağlamsal faktörlere (durumsal) ve ilişkisel (kişilerarası) faktörlere de tabidirler. Örneğin, depresyonda olduğunu bildiren bir hasta (davranış), gece geç saatlerde evde yalnız kaldıklarında (bağlamsal öncül) veya ailenin yanındayken (ilişkisel öncül) daha iyi olduklarında kendilerini kötü hissedebilir. Sonuç olarak, her zaman yalnız kalacaklarını (bilişsel öncül) düşünerek kendilerini daha da üzülmüş hissedebilirler

 

BDT
        Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Nedir?

BDT genellikle sınırlı sayıda seansta gerçekleşir. Terapistiniz bir soru-cevap formatı kullanarak farklı bir bakış açısı kazanmanıza yardımcı olur. Sonuç olarak, strese, acıya ve zor durumlara daha iyi yanıt vermeyi öğrenirsiniz.

 

 

 

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Hangi Bozuklukları Ve Koşulları Tedavi Eder?

Bilişsel davranışçı terapi, çok çeşitli zihinsel bozuklukları ve duygusal zorlukları tedavi etmek ve yönetmek için değerli bir araçtır. Her yaştan insan (çocuklar dahil) BDT alabilir.

Terapistler ve psikologlar, aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok bozukluğu ve durumu tedavi etmek için BDT’yi kullanır:

  • Depresyon,
  • Anksiyete,
  • Fobiler,
  • Obsesif-kompulsif bozukluk veya travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olan kişilere yardımcı olabilir.
  • İlaçla birlikte kullanıldığında BDT, bipolar bozukluk ve şizofreni tedavisinde de faydalıdır.
  • Yeme bozuklukları: BDT, bulimia, anoreksiya veya aşırı yeme bozukluğu olan kişilere yardımcı olabilir.
  • Madde kullanım bozuklukları: Madde kullanım bozuklukları olan kişiler, ayık yaşama uyum sağlamak ve iyileşmelerini desteklemek için BDT’yi kullanır.
  • Uyku bozuklukları: Uykusuzluk, BDT’nin tedavi etmesine veya yönetmesine yardımcı olabileceği yaygın bir uyku bozukluğudur.
  • Günlük zorluklar: Bilişsel davranışçı terapi, hayatın zorluklarıyla mücadele eden herkese fayda sağlayabilir. Keder, boşanma, işteki sorunlar veya ilişki sorunları gibi konularda yardım isteyebilirsiniz.

 

Bilişsel Davranışçı Terapi Kitap Önerisi

Bilişsel Davranışçı Terapi-Temel İlkeler ve Uygulama   -Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar

Bilişsel Davranışçı Terapi-Temel İlkeler ve Uygulama   -Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar
Bilişsel Davranışçı Terapi-Temel İlkeler ve Uygulama
Bilişsel Davranışçı Terapi Temelleri ve Ötesi   -Judith S. Beck                                             
Bilişsel Davranışçı Terapi Temelleri ve Ötesi

Bilişsel Davranışçı Terapi Temelleri ve Ötesi   -Judith S. Beck                                             

 

Psikologlarımızdan randevu almak için buraya tıklayarak iletişime geçebilirsiniz.

 

 

 

 

 

psikolog ve klinik psikologlar ın ofis açma sartlari 2025

Psikolog ve Klinik Psikologlar İçin Ofis Açma Şartları (2025)

Psikolog ve Klinik Psikologlar İçin Ofis Açma Şartları (2025) Psikoloji alanında hizmet vermek isteyen uzmanlar için …

Başkaları Tarafından Seyredilme Korkusu (Skopofobi)

Başkaları Tarafından Seyredilme Korkusu (Skopofobi)

Başkaları Tarafından Seyredilme Korkusu (Skopofobi) Skopofobi Nedir? Bazı insanlar kalabalıkta yürürken, toplu taşıma …

İlk Gece Korkusu Nasıl Yenilir?

İlk Gece Korkusu Nasıl Yenilir?

İlk Gece Korkusu Nasıl Yenilir? 🌙 Uzman Psikolog Anlatıyor İlk gece korkusu … Birçok çift için bu deneyim hem …