Kategori: <span>Genel</span>

Ankara Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Nedir?

Ankara Okb Psikolog

Ankara Okb Psikolog Nedir?

Ankara Okb Psikolog arayışınızda sizlere yardımcı olabiliriz.Obsesif kompulsif bozukluk yani kısaca OKB, şiddetli anksiyete ve tekrarlayan davranışlarla karakterize bir zihinsel sağlık durumudur. Pek çok insan bozukluğun ne anlama geldiğini bilse de, çok az insan onun gerçekte ne olduğunu anlıyor. Obsesif kompulsif bozukluk, tartışılması kolay bir konu değildir, ancak dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen bir durumdur. Obsesif kompulsif bozuklukla ilgili temel sorun, günlük yaşamda ciddi sorunlara neden olmasıdır. Bu sorunlar, utanç verici sosyal etkileşimlerden maliyetli hastaneye yatışlara kadar uzanmaktadır. Bu rahatsızlıkla mücadele etmenin en iyi yolu, uyarı işaretlerinden haberdar olmak ve hemen bir doktora görünmektir.

 

 

OKB, hastanın müdahaleci olarak deneyimlediği tekrarlayan düşünceler, korkular veya görüntülerle karakterizedir. Düşünceler veya görüntüler, bozukluğu olan kişinin endişeli veya korkmuş hissetmesine neden olabilir. Ayrıca kişinin hızlı kalp atışı veya mide bulantısı gibi fiziksel semptomlar yaşamasına neden olabilirler. Bu düşünceler veya görüntüler, kişinin temel inançları ve değerleri ile uyumlu olmadığı için araya girici ve istenmeyen olarak deneyimlenir. Obsesif-kompulsif bozukluğu olan bir kişi, bu düşünceleri veya görüntüleri zihninde tehditkâr bir varlık olarak deneyimler ve şiddetli kaygı ve korkuya neden olur.

OKB, kişinin günlük yaşamını aşırı derecede bozabilir. Örneğin, bozukluğu olan biri, evini veya ofis alanını aşırı derecede temizleyebilir ve ayrıntılar ve görünümlerle aşırı derecede ilgili olabilir. Ayrıca küçük hatalar yaptıkları için kendilerini sürekli eleştiren mükemmeliyetçi olabilirler. Bu sürekli özeleştiri, bazı durumlarda depresyona ve hatta intihar düşüncelerine yol açabilir. Kaygıyı azaltmak için, bozukluğu olan kişiler genellikle belirli kuralları veya rutinleri izleyerek duygularını boğmaya çalışırlar. Örneğin, belirli nesneleri tekrar tekrar sayabilir veya belirli görevleri çok yavaş gerçekleştirebilirler. Bu ritüeller veya diğer zihinsel rutinler o kadar kökleşmiş olabilir ki kırılmaları imkânsız hale gelebilir.

Obsesif-kompulsifleri olan bazı insanlar, düşünce kalıplarının normal düşünceden ne kadar farklı olduğunu anlamakta zorluk çekse de diğerleri bu semptomları hiç yaşamazlar. Ek olarak, obsesif-kompulsif bozukluk teşhisi konan tüm insanlar günlük işlevsellikte sorun yaşamazlar; birçoğu, kendilerini kişisel olarak etkileyen sorunlar olmadan mutlu ve üretken bir hayat sürüyor. Bununla birlikte, her obsesif-kompulsiftik vakası farklıdır ve uygun bir tedavi planı belirlemek için bireysel teşhis gerektirir.

Obsesif-kompulsiftik, bir kişinin günlük yaşamını son derece rahatsız edici olabilse de kişisel ilişkiler üzerinde her zaman olumsuz etkileri yoktur. Çoğu insan obsesif-kompulsiflerin kendilerini nasıl etkilediğinin farkında olmasa da sendromun yan etkilerinden dolayı kişisel ve mesleki yaşamlarında sorunlar yaşayabilirler. Bu rahatsızlıkla mücadele etmenin en iyi yolu, uyarı işaretlerinin farkında olmak ve iyileşme sürecine başlayabilmeniz için hemen bir psikoloğa görünmektir.

Ankara Okb Psikolog randevu almak için aşağıdaki link’e tıklayabilirsiniz.

Sağlıklı Bir İlişkiyi Nasıl Anlarız

Sağlıklı Bir İlişkiyi Nasıl Anlarız

Sağlıklı Bir İlişkide Olduğumuzu Nasıl Anlarız?

İlişkimiz bizi mutlu ediyor ve hayatımızda sırtımızı dayayabileceğimiz, güvenebileceğimiz bir insan var ise hayatta bizden mutlusu yoktur. Karşılıklı güven ve birbirimiz hakkındaki düşüncelerimizi özgürce paylaşabilmek mutlu ve sağlıklı bir ilişki nin en temel gereksinimleridir. Eğer ilişkimizi arada sırada sorguluyor, şüpheler duyuyor, kendimizi bazı konularda rahatsız ve engellenmiş hissediyorsak, bu bizim için sağlıklı olmayan bir ilişkide olduğumuzun göstergeleri olabilir. Dilerseniz biraz doğru bir ilişkide olup olmadığımıza göz atalım.

  1. Yaşadığımız ilişkide korku hissetmiyorsak

Bu bağlanma korkusu da olabilir, karşımızdakinin bize bir şekilde zarar verebileceği korkusu da. Eğer ilişkimizde güven hissi varsa ve hem bağlanmaktan hem de bu kişinin bize bir zarar verebileceğinden çekinmiyorsak doğru bir ilişki yaşıyoruz diyebiliriz.

  1. İlişkiyi saklama gereği hissetmiyorsak

Sağlıklı  bir ilişki de taraflar beraber oldukları kişiyi ve ilişkilerini gizleme gereği hissetmez. Özgürce aileleriyle, arkadaşlarıyla hatta dünya ile paylaşmak isterler. Bizim ilişkimiz de böyle mi yoksa taraflar ilişkilerini saklamaya mı çalışıyorlar buna bakmak gereklidir.

  1. Birbirinden sır saklama gereği duymamak

Eğer ilişkimizde birbirimizden sakladığımız önemli sırlar varsa bu ilişkinin doğru olmadığının önemli bir göstergesi olabilir. Sağlıklı bir ilişki lerde taraflar birbirlerinden bir şeyler gizlemek şöyle dursun, aksine, birbirlerine olabildiğince açık ve dürüst olmaya çalışırlar. 

  1. Birbirini gizlice takip etmeye çalışmamak

Doğru ve sağlıklı ilişkilerde, iki taraf da birbirine karşı açık ve dürüst olacağından, birbirlerini gizlice takip etmek zorunda hissetmezler. İlişkinizde karşı tarafın sizden sakladıkları olduğunu düşünüyor ve onu yakalama arzusu hissediyorsanız bazı şeyler gerçekten yanlış demektir. Aynı şekilde sizin de karşınızdakinin arkasından çevirdiğiniz dolaplar olmamalıdır.

  1. Kendinizi karşınızdaki kişiden üstün görmemek

“Davul bile dengi denginedir” sözü ilişkiler için genellikle geçerlidir. Sosyal, ekonomik, entelektüel ve eğitimsel farklar olsun, ailevi farklılıklar olsun, kişisel ilişkilerde bir yere kadar tolere edilebilirler. Duyduğunuz aşkın etkisiyle bir süre görmezden geldiğiniz bu farklar, çatışmalar ve anlaşmazlıklar başladığında su yüzüne çıkar. Arada derin ve aşılamaz farklılıklar var ise, bu eninde sonunda ilişkinin parçalanmasına yol açabilir. 

  1. İlişkide olduğunuz kişinin başarılarını kıskanmamak

İlişkilerde en önemli gereksinimlerden biri de, kişilerin birbirlerinin başarılarını desteklemeleri ve her zaman daha iyisine ulaşmalarını içten bir şekilde dilemeleridir. Eğer ilişkinizde birbirinizin daha başarılı olmasını istiyor ve bu konuda birbirinize elinizden gelen desteği verebiliyorsanız sağlıklı ve doğru bir ilişkidesiniz diyebiliriz. Gerçekten birbirini seven insanlar, birbirlerinin başarılarına sevinir ve daima birbirlerini desteklerler.   

  1. Anlaşmazlıkları o anda çözmeye çalışmak

Her sağlıklı ilişkide sorunlar ve anlaşmazlıklar da olur. Önemli olan bu sorunları biriktirmemek, ertelememek, o anda konuşup, tartışıp üstesinden gelebilmektir. Ertelenen, sonraya bırakılan sorunlar zamanla birikir ve haddinden fazla artarlar. En sonunda taraflar birbirlerine patlayarak ilişkiye onarılamaz zararlar verebilirler. Siz de sorunlarınızı o anda konuşup giderebiliyorsanız, sonraya atmıyorsanız doğru bir ilişkide olduğunuzu söyleyebiliriz.

  1. Doğru iletişim kurabilmek

İlişkilerde doğru şekilde iletişim en önemli etkendir. Doğru iletişim; tarafların birbirleri hakkındaki memnuniyetlerini ve memnuniyetsizliklerini yüz yüze konuşabildikleri ortamlar yaratabilmelerinde yatar. Her iki taraf da birbirlerini dinlemeye gönüllü ise, kimse kimseyi manipüle etmeye çalışmıyor, gerçekten sorunları anlamaya ve çözmeye uğraşıyorsa o ilişkinin doğru ve sağlıklı olduğundan söz edebiliriz.

  1. Farklılıklara saygı göstermek

Her insan birbirinden farklıdır. Herkesin farklı bir yetiştirilme tarzı, farklı bakış açıları ve değerleri olması normaldir. Eğer arada uçurumlar yoksa ve ortak noktalarda buluşulabiliyorsa bu, ilişkiyi yürüten unsur olacaktır. Her durumda kendimizi karşımızdakinin yerine de koyarak düşünmeli ve onun bakış açısını da anlamaya çalışmalıyız. Bize kabul edemeyeceğimiz derecede ters gelen durumlar haricinde ortak anlaşma noktaları bulabiliyor isek, o ilişkinin doğru yolda olduğunu söyleyebiliriz.

  1. İlişkide kendimizi kaybetmemek

Bu ilişkilerde en çok zorlanılan unsurlardan biridir.  Özellikle ilişki çok iyi gidiyorsa, çoğunlukla kişiler ilişkinin baş döndürücü temposuna kapılıp kendilerinden vazgeçerler. Bu, arada sırada iyi gelse de, hiçbir zaman hobilerinizden, hayatınızdan, ilişkiniz dışındaki meşguliyetlerinizden tamamen vazgeçip kendinizi ilişkiye aşırı kaptırmamanız gerekir. Siz kendi kendinize bir bireysiniz ve ilişkiniz hayatınızın mutluluk verici bir parçası. Bunu asla unutmamalısınız. Her iki taraf da ilişkide kendinden vazgeçmek zorunda kalmadan birbirlerine sevgi ve mutluluk içinde sarılabiliyorsa bu ilişkinin doğru bir ilişki olduğundan söz edebiliriz.

İlişki, Çift terapisi için uzman Psikolojik Danışman  Emine Toklu Başkak için randevu oluştur.

Ankara Psikolog 

 Ankara Klinik Psikolog

Ankara Aile Danışmanlığı

Sinema Terapi

SİNEMA TERAPi

 

Sinema sanatı, kullanılan birçok teknik yardımı ile insan yaşamına ve hayallerine dair her şeyi içinde barındıran, bizi adeta bize geri yansıtabilme gücüne sahip gerçeğe en yakın sanat türüdür. Görsel ve işitsel yönü ile insan üzerinde derin etkiler bırakan sinema sanatının saldırgan davranışların ortaya çıkmasında etkili olduğu bilinmektedir. Ancak filmlerin insan üzerinde bu yönde bir etkisinin olması aslında iyileşme yolunda da kullanılabilecekleri anlamına gelmektedir.

Kendimizi filmlerde bulmak.. Sinema Terapi

Read more

İlişkilerde Cinsel İletişim

İlişkilerde Cinsel İletişim

İlişkilerde Cinsel İletişim

Cinsellik Nedir;? Bir ilişkiyi oluşturan tüm etmenleri domino taşları olarak düşünelim.  Bu domino taşlarını; sevgi, saygı, iletişim, sadakat, güven, cinsellik, hoşgörü, merhamet, bağlılık gibi sıralayabiliriz. Herkes ilişkisine, partnerine göre bu domino taşlarına eklemeler yapabilir. Domino taşlarını ard arda sıralayalım. Bir tanesinin bile yıkılması, tüm ilişkide tahribata sebep olur. İşte bu taşlardan biri olan cinsellik hakkında konuşalım.

Cinsellik Nedir?

Cinsellik, temel ve doğal bir insan gereksinimidir. Su içmek, yemek yemek kadar hayati bir ihtiyaçtır. Bireyin fiziksel, psikolojik ve sosyal yaşamının önemli bir bileşenidir. Cinsellik; sevilmek, mutlu olmak, hoşgörü, değerli hissetmek, doyum, haz, güven ve koşulsuz kabuldür.

İlişkilerde Cinsel İletişim Nedir?

Cinsel iletişim, iletişimin boyutlarından biridir. Bu nedenle öncelikle çiftler arasında iletişimin olumlu, güçlü, açık ve etkili olması gerekir. İletişimin, anlamak ve anlaşılmak kanalı cinsel iletişimin de kaderini belirler. Fakat yanlış anlaşılmalar, cezalandırma, öfke, kırgınlık, alınganlık, cinselliğin net bir şekilde konuşulmaması, yanlış iletişim kalıpları, cinsellikle ilgili mitler gibi faktörler cinsel iletişimi olumsuz olarak etkileyebilmektedir.

Cinsel İletişimin Arttırılması İçin;

  • İletişimde ”sen” dili yerine ”ben” dilini kullanın.
  • Taktir ve teşekkür ifadelerinizi zenginleştirin.
  • Beklentilerinizi ve fantezilerinizi açık bir şekilde dile getirin.
  • Cinsel isteklerinizin bir listesini yapın. Gerekirse her gün birini uygulayın.
  • Birbirinizi tanımak için sorular listesi hazırlayın ve bunları uygulayın.
  • İlgi-davranış listesi oluşturun.
  • Ayna egzersizleri ile bedenlerinizi tanıyın.
  • Birbirinize dokunma kuralları oluşturup her defasında duygu ve düşüncelerinizi ifade edin.

 

Psikolojik Danışman & Aile Danışmanı

Emine TOKLU BAŞKAK

Aile Dizimi Nedir?

Aile Dizimi Nedir?

Aile Dizimi Nedir Ve Nasıl Yapılır?

Son yıllarda çok konuşulan ve gündemde olan bir konu olan aile dizimi nedir ve nasıl yapılır hakkındaki bilgileri sizler için hazırladık.

Aile dizimi kişinin geçmişte yaşamış ailesi ve köklerinden gelen farkında olmadan alıp kabul ettiği ve hayatında etkili olan genellikle olumsuz durumları ortaya çıkaran bir psikoterapi çalışmasıdır.

Bu çalışma büyük derinliği olan aslında insanlık deneyiminin kendisini anlatan bir çalışma olarak kabul edilmektedir.

Çalışma hakkında birçok bilgi ve uygulama bulunmasının yanında aile dizimi aslında insanlık deneyimini tam olarak ortaya çıkarak ve kişinin kendi hikayesine dışarıdan bakabileceği bir yöntemdir.

Aile Dizimi Neden Yapılır?

Aile dizimi psikolog aile psikolog çift terapisi ümitköy ergen psikolog ankara ergen psikolog
psikolog

Aile dizimi kişinin hayatında tekrarlayan ve nedenini tam olarak bilemediği durumlar ile ilgili yapılan bir uygulamadır. Genellikle ilişki problemleri, para problemleri gibi sorunların kaynakları aile dizimi ile bulunmaktadır.

Kişinin bu tür problemleri yaşamasına neden olan geçmişte ailesinin yaşamış olduğu göçler, kürtajlar, düşük bebekler, anne veya babanın yaşamış olduğu göçler, bir yerden başka bir yere gitmek zorunda kalmak gibi durumlar yer almaktadır.

Aile dizimi yaptırmak isteyen kişi kendisi hayatındaki çıkmazları ve tekrar eden sorunları fark ederek bu yöntemi isteyerek katılabildiği gibi bazı kişilerinde merak ettikleri için bu dizimi yaptırmaları mümkün olmaktadır.

Aile Dizimi Nasıl Yapılır?

Aile dizimi yapıldığında kişi kendinden kısaca bahseder ve hayatında tekrarlayan sorunlarını dile getirir. Daha sonra yönlendiren yani dizimi kolaylaştırma görevini üstlenen kişi sorunları dinledikten sonra kişiyi daha önce hiç tanımadığı bir gruba yönlendirerek bu grup içerisindeki kişilerden kendi hikayesine göre temsil edilen durum için kişileri kaldırması söylenir. O kişide seçtiği kişileri kaldırarak alana dizer. Bu sırada kişi kendi zihnindeki fotoğrafı sunmaktadır.

Bunun için kişinin alan oluştururken gruptaki kişileri kendi seçmesi ve alana yerleştirmesi oldukça önemlidir.

 

Böylelikle o konuya dair ya da o kişiye ve o ilişki bitimine dair bu fotoğrafı görülür ve kişi de görür. Çünkü bu çalışmayı gerçekleştiren bu çalışmaya yaptırmak isteyen kişi çalışmanın içerisine dahil olmaz. Buradaki en mucizevi şey de kişinin kendi zihnindeki fotoğrafı sandalyede oturup dışarıdan izleme fırsatı elde etmiş olmasıdır.

Bu duruma dışarıdan bakma ve şahitlik etmek adı verilmektedir. Bu şahitlik sonrasında da kişinin çalışma içerisindeki sorunların çözümlemesi sağlanmaktadır. Artık bu şahitlikten sonra o fotoğrafın sadece kişinin zihninde olduğunun farkındalığı sağlanarak problemleri çözümlenmiş olmaktadır. Bu aşamada çözüm kendiliğinden gelmektedir.

 

Aile dizimi çalışmasında bütünün bir düzenimi vardır ve o düzende orada akmaya başlar ve rahatlama olur. Çözümün olduğunu ise kişinin duygularının açığa çıkmasından, ağlama veya derin bir oh çekmesinden anlamak mümkündür.

 

Aile dizimi aslında insan olarak herkesin başka hikayeler yaşasa da benzer duygulara sahip olduğunu ve her insanın yaşamın özüne katkı sunduğunu gösteren bir yöntemdir. Bu yöntem sonucunda çözümlemelerin kendiliğinden olduğu ve bir türlü ilerleme kaydetmeyen sıkışmış enerjilerin akmaya başladığı ve insanın bunların etkisiyle daha hızlı rahatladığı görülmektedir.

 

Çift ve Aile Terapisi için psikolog tercihi yaparak randevu oluşturabilirsiniz.

 

ankara-psikoterapi-merkezi-psikolog-serra-ekin-sonmez-uzman-psikolog-ergen-psikolog

Psikoterapi Nedir?

   Depresyon için Psikoterapi

    Kısaca “terapi” olarak adlandırılan psikoterapi kelimesi aslında çeşitli tedavi tekniklerini içerir. Psikoterapi sırasında, depresyonu olan bir kişi, kişinin depresyonu tetikleyebilecek faktörleri tanımlamasına ve üzerinde çalışmasına yardımcı olan lisanslı ve eğitimli bir ruh sağlığı uzmanıyla görüşür. Bazen bu faktörler, depresyonu tetiklemek için beyindeki kalıtım veya kimyasal dengesizliklerle birlikte çalışır. Depresyonun psikolojik ve psikososyal yönleriyle ilgilenmek, tıbbi nedenini tedavi etmek kadar önemlidir.

Psikoterapi depresyona nasıl yardımcı olur?

Psikoterapi kişinin;

  • Depresif durumuna katkıda bulunan davranışları, duyguları ve fikirleri anlamasına,
  • Depresyonlarına katkıda bulunan ve bu sorunların hangi yönlerini çözebileceklerini veya çözebileceklerini anlamalarına yardımcı olan önemli bir hastalık, ailede ölüm, iş kaybı veya boşanma gibi yaşam sorunlarını veya olaylarını anlaması ve tanımlamasına,
  • Hayatta kontrol ve zevk duygusunu yeniden kazanmasına,
  • Başa çıkma tekniklerini ve problem çözme becerilerini öğrenmesi konusunda yardımcı olur.

Terapi türleri nelerdir?

Terapi, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli biçimlerde verilebilir:

 

Bireysel: Bu terapi sadece hastayı ve terapisti içerir.

Grup: Terapiye aynı anda iki veya daha fazla hasta katılabilir. Hastalar deneyimlerini paylaşabilir ve başkalarının da aynı şekilde hissettiğini ve aynı deneyimleri yaşadığını öğrenebilir.

Evlilik/çiftler: Bu tür terapi, eşlerin ve partnerlerin sevdiklerinin neden depresyonda olduğunu, iletişim ve davranışlarda hangi değişikliklerin yardımcı olabileceğini ve başa çıkmak için neler yapabileceklerini anlamalarına yardımcı olur.

Aile: Aile, depresyonu olan kişilerin iyileşmesine yardımcı olan ekibin önemli bir parçası olduğu için, aile üyelerinin sevdiklerinin neler yaşadığını, kendilerinin nasıl başa çıkabileceğini ve yardım etmek için neler yapabileceklerini anlamaları bazen yardımcı olabilir.

Terapiye yaklaşımlar

Terapi aile, grup ve bireysel gibi farklı formatlarda yapılabilse de, ruh sağlığı uzmanlarının terapi sağlamak için alabileceği birkaç farklı yaklaşım da vardır. Hastayla depresyonu hakkında konuştuktan sonra, terapist, depresyona katkıda bulunduğundan şüphelenilen altta yatan faktörlere dayanarak hangi yaklaşımın kullanılacağına karar verecektir. Bunun yanı sıra, en yaygın kullanılan terapi yöntemi Bilişsel Davranışçı Terapidir.

 

Depresyon için Bilişsel Davranışçı Terapi

Bilişsel davranışçı terapi, depresyonu olan kişilerin kendileri ve çevrelerindeki dünya hakkında sahip oldukları yanlış algıları belirlemelerine ve değiştirmelerine yardımcı olur. Terapist, hastaların kendileri ve başkaları hakkında yaptıkları hem “yanlış” hem de “doğru” varsayımlara dikkat çekerek yeni düşünme yolları oluşturmalarına yardımcı olur.

Bilişsel davranışçı terapi en çok;

  • Depresyonu tetikleyen ve sürdüren şekillerde düşünen ve davranan kişiler,
  • Tek tedavi olarak veya antidepresan ilaç tedavisine ek olarak hafif ila orta derecede depresyonu olan kişiler,
  • Antidepresan ilaç almayı reddeden veya alamayanlar kişiler,
  • Hangi yaşta olursa olsun herhangi bir acı, sakatlık veya kişilerarası sorunlara neden olan depresyona sahip olan kişiler için uygundur.

 

Klinik Psikolog Aksanur BAYIRKAN

 

Randevu oluşturmak için form’umuzu doldurabilir veya bizlere 0552 878 12 11 numarası üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

Başörtülü Psikolog

Başörtülü Psikolog

Başörtülü Psikolog

Başörtülü psikolog” olmaz ifadesi kabul edilemez. Bu açıklamanın bilimsel veya evrensel bir açıklaması yoktur. Psikologların etik ilkeleri açıktır, psikolog terapi sürecine kendi değer ve kimliğini dahil etmemelidir. Eğer bu süreçte zorlanırsa da yönledirme yaparbilir. Bu noktada başı açık olmayı norm kabul ediliyor ve “nötr olmak” doğru olarak ele alınmıyor. Başörtüsü kişiyi empati duygusundan yoksun kılmaz. Öyle düşünüldüğü takdirde kişinin başörtülü olması patolojik gibi görülebilir ve bu şekilde etiketlenmeleri kabul edilemez.  İnsanları değiştirmeye çalışmak çatışmaya neden olur ve bu zıtlaşma beraberinde daha çok bölünmeyi meydana getirir.

Bu noktada bağlı olduğumuz Türkiye Psikologlar Derneği’nin açıklaması da şöyledir;

Değerli meslektaşlarımız, bilim insanları ve saygıdeğer kamuoyu,

Türk Psikologlar Derneği Etik Yönetmeliği “İnsan Haklarına Saygı Ve Ayrımcılık Yapmama” alt başlığına göre;

Hizmet Verilenlere/Meslektaşlara Saygı Psikolog hizmet verdiği kişi ve/veya kurumun gizlilik, özgürlük ve seçim haklarına saygı duyar ve bunları korumak için gereken önlemleri alır. Hizmet alanlar ve meslektaşlarının yaş, kimlik, cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim, etnik köken, din, mezhep, sosyo-ekonomik düzeye ve engelli oluşa ilişkin konularda baskı ve ayrımcılık yapmaz. İlkelerini tüm meslektaşlarımıza ve kamuoyuna tekrar hatırlatmak isteriz.

Bu bağlamda psikologlar;

Her durumda hem hizmet alanların hem de kendi meslektaşlarının insan haklarına ve onuruna saygı göstermeyi ve ayrımcılık yapmamayı en temel etik prensibi olarak şiar edinmiştir.

 

Saygılarımızla

 

Ankara Klinik Psikolog Aksanur Bayırkan

Aile Danışmanlığı

Aile Danışmanlığı

 AİLE DANIŞMANLIĞI

AİLE DANIŞMANLIĞINA İHTİYACINIZ MI VAR?

Aile Terapisi
                                                                           Aile Terapisi

 

Toplumsal değişimler bazı yönleriyle aile kurumuna yansımış ve böylelikle aile içi ilişkilerde yeni bakış açılarını ve yeni yaşam biçimlerini ortaya çıkarmıştır. Söz konusu bu dönüşümler aile içi ilişkilerin bozulmasına, aile dinamiklerinin yıpranmasına ve iletişim çatışmalarına sebep olmuştur. Örneğin; aile-aile birliği algısının ve evlilik yapısının değişmesi, eşler arası iletişim sorunları, boşanma, aile fertlerindeki madde bağımlılıkları, ergen çocuklar ile iletişim, kök ailelerin dâhil olması sonucu ortaya çıkan problemler, ebeveyn-çocuk arasındaki iletişimsizlik, vb. sorunlar; ailede meydana gelen problemlerin çözümüne yönelik aile danışmanlığı uygulamasını ortaya çıkmıştır.

 

Aile Nedir?

Aile; toplumun temel yapı taşı olarak yapısal, işlevsel, sürekli bir gelişim ve etkileşim halinde olan bir yapıdır. İki veya daha fazla birey, çocuklu ya da çocuksuz, evlat edilinilen bireyler, bir annenin ya da bir babanın çocuğunu tek başına büyütmesi, birlikte yaşamak ya da koşullar sebebiyle farklı şehirlerde olmak, evlilik ya da evlenmeden beraber yaşamak, gökkuşağı ailesi olmak gibi koşullar aile kavramının içinde yer alabilmektedir.

Ailenin önemi
                          Ailenin önemi

Aile öyle bir yerdir ki sevgi, duygusal bağ ve destek işlevlerini hiçbir kurum üstlenemez. Çünkü biz olma duygusu, değerli olma duygusu, güven ortamı, yakınlık ve dayanışma duygusu, sorumluluk duygusu, mücadele duygusu, mutluluk ve kendini gerçekleştirme ortamı, manevi yaşamın temellerini oluşturma ortamının kaynağı ailenin içinde saklıdır.

Biz Olmak Nedir?

Bir ilişkiye başlamadan önce her bireyin bir BEN’i vardır. BEN; bireyi oluşturan yaşam stili, mizacı, duyguları, düşünceleri, tutumları ve kişilik özelliklerinin bir bütünüdür. İlişkiye başladıktan sonra BİZ kavramı oluşmaya başlar.

BEN kavramlarını iki küme ve BİZ kavramını kesişim kümesi olarak düşünebiliriz. Eğer kesişim kümesi çok genişse bireyler, BEN olmayı zamanla bırakıp BİZ olarak bağımlı bir ilişkinin temellerini atabilir. Ya da tam tersi BİZ kümesi çok dar ise belki de bir çift olunamamıştır. Sağlıklı bir iletişimin temeli de BEN-BİZ-BEN kavramlarına ayrılan kümelerin eşit olmasına bağlıdır.

Aile Danışmanlığı Nedir?

Aile danışmanlığı, bireylerin ilişkilerine dair İçgörü ve farkındalık kazandırmayı, ilişkiyi yeniden yapılandırmayı ve geliştirmeyi amaçlar. Bu bağlamda aile danışmanlığı; eğitimli profesyoneller tarafından aile üyelerine veya ailenin bütününe verilen bireysel ve grup uygulamalarını içeren destek ve danışmanlık hizmetleridir. Sağlıklı bir iletişim ortamının yaratılması için mümkün olduğunca tüm aile bireylerine yapılan psikolojik yardım hizmetidir. Ailenin yapısal, işlevsel ve gelişimsel özellikleri bakımından sorunların çözümüne yönelik uzmanlık gerektiren hizmetler bütünüdür. Aile danışmanlığının; biyopsikososyal açıdan iyileştirici ve tedavi edici özellikleri bulunmaktadır. Aile danışmanlığı; psikiyatrist, psikolog, psikolojik danışman ve sosyal çalışmacıların mezuniyet sonrası eğitimleriyle kazandıkları eğitimle yürütebilecekleri profesyonel müdahaleleri kapsar.

aile danışmanlığı
                                           Aile danışmanlığı

Neden Aile Danışmanlığı?

Günümüzün değişen ve gelişen ailesi; üyeleri arasındaki uyumlu birlikteliği sağlamada zorlanmaktadır. Özellikle aile üyelerinin kentli ana-baba, çalışan anne olma gibi hızla değişen rollerine uyum sağlayamamaları, aile içindeki iletişim ve etkileşimi bozmaktadır. Aile üyelerinde sıkıntıya yol açan bu tür engellemeler genelde ailenin varlığını korumasını güçleştirirken, özelde aile üyelerinin sosyal ve ruhsal varlığını bozmaktadır. Bu nedenlerden dolayı modern topluma geçiş sürecinde, toplumsal yaşamda yalnız kalan ailelere destek sağlamak üzere geliştirilen hizmetlerden biri de aile danışmanlığıdır.

Aile danışmanlığı almak önemli ve güçlü bir karardır. Bazen ilişki içinde yolunda gitmeyen dinamiklerin olduğunu, yaşanılan olayların sizleri yıprattığını fark edersiniz. Çabalasanız da hep aynı pencereden bakmaya devam edebilirsiniz. İşte farklı bir açıdan bakabilmek, kendinizi, ilişkinizi keşfedebilmek ve sağlıklı BEN-BİZ-BEN üçgenini oluşturabilmek ya da koruyabilmek için aile danışmanlığına ihtiyacınız olabilir.

Psikologlarımızdan randevu almak için buraya tıklayarak iletişime geçebilirsiniz.

Aile Danışmanlığı

Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir?

Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir?

 

bilişsel davranışçı terapi
bilişsel davranışçı terapi

Bilişsel davranışçı terapi (BDT) yapılandırılmış, hedefe yönelik bir psikoterapi türüdür. BDT zihinsel sağlık bozukluklarını ve duygusal endişeleri tedavi etmek veya yönetmek için kullanılır. Bu terapi ekolünün eğitimini almış psikolog, düşüncelerinize ve duygularınıza yakından bakmanıza yardımcı olur. Terapi sürecinde düşüncelerinizin, eylemlerinizi nasıl etkilediğini anlayabilirsiniz. BDT sayesinde, olumsuz düşünce ve davranışları yerine daha sağlıklı düşünme kalıplarını ve alışkanlıklarını benimsemeyi öğrenebilirsiniz.

 

 

 

Öncüller, davranış, sonuçlar (ABC) modeli, davranışların öncelikle davranış, düşünce veya ruh halinden önce gelen öncüller veya olaylar ve bunları izleyen sonuçlar veya olaylar tarafından belirlendiğini varsayar. ABC modeli, davranışın öncüller tarafından şekillendirildiği ve ardından sonuçların izlendiği işlevsel bir değerlendirme olarak kullanılabilir. Öncül bir davranıştan önce ortaya çıkar ve hastadaki belirli bir reaksiyon için tetikleyici olabilir ve belirli bir davranışı hem artırabilir hem de azaltabilir. Bir davranıştan önce meydana gelen öncüller veya olaylar tipik olarak duygusal ve fizyolojik tepkiler ortaya çıkarır.

 

Öncüller duygusal (bir duygu), somatik (fizyolojik bir tepki), davranışsal (bir eylem) veya bilişsel (bir düşünce) olabilir. Ayrıca bağlamsal faktörlere (durumsal) ve ilişkisel (kişilerarası) faktörlere de tabidirler. Örneğin, depresyonda olduğunu bildiren bir hasta (davranış), gece geç saatlerde evde yalnız kaldıklarında (bağlamsal öncül) veya ailenin yanındayken (ilişkisel öncül) daha iyi olduklarında kendilerini kötü hissedebilir. Sonuç olarak, her zaman yalnız kalacaklarını (bilişsel öncül) düşünerek kendilerini daha da üzülmüş hissedebilirler

 

BDT
        Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Nedir?

BDT genellikle sınırlı sayıda seansta gerçekleşir. Terapistiniz bir soru-cevap formatı kullanarak farklı bir bakış açısı kazanmanıza yardımcı olur. Sonuç olarak, strese, acıya ve zor durumlara daha iyi yanıt vermeyi öğrenirsiniz.

 

 

 

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Hangi Bozuklukları Ve Koşulları Tedavi Eder?

Bilişsel davranışçı terapi, çok çeşitli zihinsel bozuklukları ve duygusal zorlukları tedavi etmek ve yönetmek için değerli bir araçtır. Her yaştan insan (çocuklar dahil) BDT alabilir.

Terapistler ve psikologlar, aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok bozukluğu ve durumu tedavi etmek için BDT’yi kullanır:

  • Depresyon,
  • Anksiyete,
  • Fobiler,
  • Obsesif-kompulsif bozukluk veya travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olan kişilere yardımcı olabilir.
  • İlaçla birlikte kullanıldığında BDT, bipolar bozukluk ve şizofreni tedavisinde de faydalıdır.
  • Yeme bozuklukları: BDT, bulimia, anoreksiya veya aşırı yeme bozukluğu olan kişilere yardımcı olabilir.
  • Madde kullanım bozuklukları: Madde kullanım bozuklukları olan kişiler, ayık yaşama uyum sağlamak ve iyileşmelerini desteklemek için BDT’yi kullanır.
  • Uyku bozuklukları: Uykusuzluk, BDT’nin tedavi etmesine veya yönetmesine yardımcı olabileceği yaygın bir uyku bozukluğudur.
  • Günlük zorluklar: Bilişsel davranışçı terapi, hayatın zorluklarıyla mücadele eden herkese fayda sağlayabilir. Keder, boşanma, işteki sorunlar veya ilişki sorunları gibi konularda yardım isteyebilirsiniz.

 

Bilişsel Davranışçı Terapi Kitap Önerisi

Bilişsel Davranışçı Terapi-Temel İlkeler ve Uygulama   -Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar

Bilişsel Davranışçı Terapi-Temel İlkeler ve Uygulama   -Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar
Bilişsel Davranışçı Terapi-Temel İlkeler ve Uygulama
Bilişsel Davranışçı Terapi Temelleri ve Ötesi   -Judith S. Beck                                             
Bilişsel Davranışçı Terapi Temelleri ve Ötesi

Bilişsel Davranışçı Terapi Temelleri ve Ötesi   -Judith S. Beck                                             

 

Psikologlarımızdan randevu almak için buraya tıklayarak iletişime geçebilirsiniz.

 

 

 

 

 

Cocukluk-Travmalari-Evlilik-Doyumunu-Nasil-Etkiler-Ankara-aile-terapisi

Oyun Terapisi Nedir?

Oyun Terapisi Nedir?

Oyun Terapisi, Oyun odasında her oyuncağın bir anlamı vardır ve çocuklar kendilerini ifade edebilecekleri oyuncakları seçerler. Çocuğun seçtiği oyuncakların, oynadığı oyunun ve oynama sırasının çocuğun bulunduğu bağlamda bir anlamı vardır. Öfke, hayal kırıklığı, korku, üzüntü gibi pek çok duygu oyunlarda kendisini farklı şekillerde gösterir. Öfke bazen bir canavar olup oyun odasındaki her şeyi korkutur ya da bazen bir hacıyatmaz ile kendisini ifade etme yolu bulur. Çocuk oyun terapisinin ona sağladığı ortamda kendisini ifade eder. 

Oyunun içinde tüm duygular ve deneyimler “kabul”dür. Oyun terapisti oyunun gücünü kullanarak çocuğun kendisini güvenli bir ortamda ifade etmesine olanak sağlar. Terapist aynı zamanda eşlikçidir; oyunu çocuk yönetir, terapist çocuğun istediği role girerek ona uyum sağlar. Terapist anne, çocuk, hırsız ve kurban gibi pek çok role bürünebilir. Oyun terapisinde iyileşme oyunun ta kendisi ile sağlanır. Çocuk duygularını dışa vurur, yaşadığı üzüntü verici, travmatik ya da öfke veren olayı tekrar tekrar oynar ve böylelikle bu olay üzerinde kontrol gücüne sahip olur.

Oyun Terapisin Faydaları Nelerdir?

Çocuk oyunda tüm bu zorlayıcı deneyimleri ifade ederken bu sırada ebeveynlere de pek çok görev düşüyor. Çocuk zorlayıcı deneyimlerini anlatırken evde zaman zaman yoğun duygulanım gösterebilir. Bu durumlarda ebeveynlerin şefkatli ve kucaklayıcı bir yerden çocuğa eşlik etmeleri onunla “birlikte” bu süreçte var olmaları terapötik sürece destek olacaktır. Oyun terapisi ayrılık, boşanma, ölüm, travma, okul ile ilgili problemler, tuvalete geçiş sürecindeki problemler, bağlanma ile ilişkili problemler ve tırnak yeme gibi pek çok problemde sağaltım sağlar. Oyun terapisi sürecinin uzunluğu ve sıklığı tamamıyla çocuğun kendi iyileşme sürecine bağlıdır. “İyileşme”nin sağlanmasıyla çocuk önce oyun odasına sonra terapiste veda eder ve oyun terapisi süreci tamamlanır.

Oyun terapisi için uzman psikologlarımızdan ücretsiz ön görüşme veya randevu oluşturmak için bizleri arayabilir veya aşağıdakı butona tıklayarak randevu oluşturabilirsiniz.

en iyi psikoloji konulu kitaplar

Psikolojik En İyi Kitaplar: Uzman Psikologtan Öneriler

Psikolojik En İyi Kitaplar: Uzman Psikologtan Öneriler Psikolojik En İyi Kitaplar, Günümüzde ruh sağlığına ve kişisel …

boşanmak isteyen erkek psikolojisi

Boşanmak İsteyen Erkek Psikolojisi

Boşanmak İsteyen Erkek Psikolojisi: Bir Uzman Psikoloğun Rehberi 🧠 Boşanmak İsteyen Erkek Psikolojisi Nedir? Boşanma …

psikolog ve klinik psikologlar ın ofis açma sartlari 2025

Psikolog ve Klinik Psikologlar İçin Ofis Açma Şartları (2025)

Psikolog ve Klinik Psikologlar İçin Ofis Açma Şartları (2025) Psikoloji alanında hizmet vermek isteyen uzmanlar için …