Etiket: <span>ilişki</span>

Sürekli Birini Düşünmek Karşılıklı mıdır?

Sürekli Birini Düşünmek Karşılıklı mıdır?

Sürekli Birini Düşünmek ve İlişkiler Üzerindeki Etkisi

İlişkilerde sürekli birini düşünmek ne anlama gelir? Sürekli düşünme ilişkide bir eksiklik mi yaratır, yoksa bağlılık göstergesi midir? Bu durum ilişkide güven sorunu oluşturabilir mi? Sürekli birini düşünmek ilişkiyi olumsuz etkileyebilir mi, yoksa duygusal bağlılığı artırabilir mi? Bu durum ilişkiyi monotonlaştırabilir mi, ve iletişimi nasıl etkiler? Tüm bunları inceleyerek ilişkiler üzerinde sürekli düşünmenin etkisini ve önemini tartışacağız. Bu makalede ilişkilerde sürekli düşünme durumunun incelenmesi üzerinde duracağız.

Sürekli Birini Düşünmek Ne Anlama Gelir?

Kimi zaman aklımızda sürekli birini düşünmek, bir takıntıya dönüşebilir. Bu durum, genellikle bir kişiye olan yoğun duygusal bağlılık veya aşk sebebiyle ortaya çıkar. Kişinin o kişiye sürekli odaklanmasını ve onunla ilgili düşüncelere kapılmasını ifade eder. Bu durumun farklı nedenleri olabilir ve herkesin yaşadığı deneyimler farklılık gösterebilir. Peki, sürekli birini düşünmek ne anlama gelir?

Genellikle kişinin o kişiye olan ilgisinin ve düşüncelerinin sürekli olarak zihinlerinde yer etmesidir. Bu durum, kişinin o kişiyi sürekli olarak hatırlamasına, düşlerinde görmesine, onunla ilgili hayaller kurmasına veya gelecekle ilgili planlar yapmasına sebep olabilir. Ancak, bazen de olumsuz bir durum haline gelebilir ve kişinin normal hayat düzenini etkileyebilir.

Genellikle aşk veya bağlılıkla ilişkilendirilir. Kişi, düşündüğü kişiyle olan ilişkisine veya duygusal bağlılığına özel bir anlam yükleyebilir. Bu durum, ilişkinin veya bağlılığın önemli bir parçası olarak görülebilir.

  • Sürekli düşünme, ilişkide bir eksiklik mi?
  • Sürekli düşünme, ilişkide bağlılık göstergesi mi?
  • Sürekli düşünme, ilişkide güven sorunu olabilir mi?

Sürekli Düşünme Ilişkide Bir Eksiklik Mi?

Sürekli düşünme, ilişkilerde yaygın bir durumdur. Bir kişinin sürekli birini düşünmesi, bu kişinin düşüncelerinin sürekli olarak sevgilisi, eşi veya partneri etrafında dönmesi anlamına gelir. Peki,  birini düşünmek ilişkide bir eksiklik mi?

Bir ilişkide sürekli birini düşünmenin bir eksiklik olduğunu söylemek doğru olmayabilir. Her bireyin farklı düşünce ve duygusal süreçleri vardır. Kimi insanlar daha fazla düşünce içerisinde olurken, kimileri daha az düşünebilir. Bu nedenle, sürekli birini düşünmek ilişkide bir eksiklik olarak kabul edilemez.

Ancak, sürekli düşünme alışkanlığı bazen ilişkide sorunlara yol açabilir. Örneğin, sürekli birini düşünen bir kişi, kendi ihtiyaçlarını ihmal edebilir veya partnerinin ihtiyaçlarına yeterince odaklanamayabilir. Bu durumda, ilişkiye dengeli bir şekilde zaman ve enerji ayırmak önemlidir.

Sürekli Düşünme Ilişkide Bağlılık Göstergesi Mi?

Sürekli Düşünme İlişkide Bağlılık Göstergesi Mi?

Bir ilişkide farklı insanlar için farklı anlamlar taşıyabilir. Bazıları için bu durum, sevgilisini sürekli olarak düşünmenin ve ona olan bağlılığının bir göstergesi olabilir. Bu kişiler, sürekli düşünmenin, ilişkiyi güçlendirdiğini ve daha derin bir duygusal bağ yarattığını düşünebilir. Ancak, bazıları için sürekli düşünmek, anksiyete, kıskançlık ve bağımlılık gibi olumsuz duyguların bir yansıması olabilir.

Sürekli birini düşünmenin ilişkideki bağlılık düzeyi ile ilgili olduğunu düşünmek için bazı sebepler vardır. İlişkiye olan bağlılığınızı sürekli düşünerek göstermek, partnerinize ne kadar önem verdiğinizi ve onunla olan ilişkinizin önemsediğinizi gösterebilir. Bu düşünceler, sizin ilişkiye olan bağlılığınızı ve sadakatinizi gösterme yoludur. Ona olan sevginizi ve bağlılığınızı güçlendiren bir davranış olabilir.

Ancak, sürekli düşünmenin ilişkideki bağlılık düzeyiyle ilgili olumlu bir gösterge olduğunu söylemek doğru değildir. Aslında, bu durum daha çok şüphe, kıskançlık ve güvensizlik gibi negatif duyguların bir sonucu olabilir. Sürekli birini düşünerek, bu kişi hakkında sürekli endişelerinizin olduğunu ve güvensizlik duyduğunuzu düşünebilirsiniz. Bu, ilişkideki bağlılığınızın azaldığını gösterebilir ve partnerinizle olan iletişiminizi olumsuz etkileyebilir.

Sonuç olarak, İlişkideki bağlılık düzeyiyle farklı şekillerde ilişkili olabilir. Bu durum, ilişkiyi güçlendirdiği düşünülebileceği gibi, negatif duyguların bir göstergesi de olabilir. Önemli olan, sürekli düşünmeyi anlamak ve ilişkinize olan etkisini anlamaktır. Eğer sürekli düşünmeniz ilişkinizi olumsuz etkiliyorsa, bunu anlamak ve bu düşüncelerle başa çıkmak için birlikte çalışmak önemlidir. İlişkinin temelinde güven, anlayış ve iletişim olduğunu unutmamak gerekmektedir.

Sürekli Düşünme Ilişkide Güven Sorunu Olabilir Mi?

Genellikle kişinin ilişkide yer alan diğer kişiye olan bağlılığını gösterir. Bu durum, ilişkinin önemli ve değerli olduğunu düşündüğümüzü gösterebilir. Ancak, sürekli düşünme, zaman zaman gereksiz endişelere ve şüphelere yol açabilir. Bu durumda ise, güvensizlik duygusu ortaya çıkabilir ve ilişkide sorunlar yaşanabilir. Özellikle, partnerin farkında olmadan sürekli düşünme sürecine dahil olması durumunda, bu durum güven eksikliğine neden olabilir.

Bir ilişkide sürekli düşünme, ilişkiyi monotonlaştırabilir ve iletişimi olumsuz yönde etkileyebilir. Sürekli düşünmek, kişinin kendi iç dünyasına kapanmasına ve partneriyle iletişimi azaltmasına neden olabilir. Ayrıca, sürekli düşünme sürecindeki endişeler ve şüpheler, sağlıklı bir iletişim kurmayı engelleyebilir. Bu nedenle, sürekli birini düşünme eylemi, ilişki üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir ve güven sorunlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.

  • Sürekli birini düşünmek, ilişkide duygusal bağlılığı artırabilir. İlişkideki partneri düşünmek, ona olan özlemi ve sevgiyi gösterir. Bu, bir ilişkide bağlılığı ve derin bir duygusal bağı gösteren olumlu bir işarettir. Ancak, sürekli düşünme sürecinin de dengeye dayandığını unutmamak önemlidir. Sağlıklı bir ilişkide, sürekli düşünme ile birlikte güven ve iletişim ön plana çıkmalıdır.
DurumOlumsuz Etki
Sürekli düşünmeGüven sorunu
Sürekli düşünmeMonotonlaşma
Sürekli düşünmeİletişimi etkileme

Sürekli Birini Düşünmek Ilişkiyi Olumsuz Etkiler Mi?

İnsanların sürekli birini düşünmesi oldukça yaygın bir durumdur. Ancak, bu durum ilişkiler üzerinde nasıl bir etki yaratır? Sürekli birini düşünmek ilişkiyi olumsuz etkiler mi? Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişebilir.

Bir ilişkide sürekli birini düşünmek, birçok farklı duygusal reaksiyonu tetikleyebilir. Bazı insanlar için bu durum, sevgi ve bağlılığın bir göstergesi olabilir. Ancak, bazı insanlar için sürekli düşünmek, ilişkideki olumsuz düşüncelerin ve belirsizliklerin bir işareti olabilir.

İlişkide sürekli birini düşünmenin olumsuz etkileri olabilir. Örneğin, bu durum kişinin kendi özgürlüğünü ve bağımsızlığını kısıtlayabilir. Sürekli düşünmek, ilişkide dedikodu ve kıskançlık gibi problemleri de beraberinde getirebilir. Ayrıca, bu durum ilişkide monotonluğa neden olabilir ve iletişimi zorlaştırabilir.

  • Bu durumun en önemli etkilerinden biri ise kişinin kendi hayatını ihmal etmesidir. Sürekli birini düşünmek, kişinin kendi hedeflerini ve isteklerini ikinci plana atmasına neden olabilir. Bu durum zamanla kişinin kendine olan güvenini ve özsaygısını da olumsuz etkileyebilir.
Bir ilişkide sürekli birini düşünmenin etkileri:
– Kendi özgürlüğün ve bağımsızlığının kısıtlanması
– Dedikodu ve kıskançlık gibi problemlerin ortaya çıkması
– Monotonluk ve iletişim zorlukları
– Kişinin kendi hayatını ihmal etmesi

Sürekli Düşünme Ilişkide Duygusal Bağlılık Artırabilir Mi?

İlişkilerde sürekli birini düşünmek, bazen sevgilimizin güvenli ve özel hissetmesini sağlarken bazen de duygusal bağlılığımızı artırabilir. Bir ilişkide sürekli düşünme, partnerimize özlem duymamıza ve ona olan sevgimizi daha da derinleştirmemize yardımcı olabilir. Bu durum, duygusal bağlılığımızı artırarak ilişkimizi daha anlamlı ve sağlam hale getirebilir.

Sürekli düşünme, partnerimize karşı olan bağlılık göstergelerinden biridir. Eğer sürekli olarak partnerimizi düşünüyorsak, onunla ilgileniyor ve ona değer veriyoruz demektir. Bu da ilişkimizdeki bağın güçlenmesini sağlar. Sürekli düşünme, partnerimize olan sevgimizi gösterdiğimiz bir yol olabilir ve bu da ilişkimizin sağlıklı ve mutlu bir şekilde ilerlemesini sağlayabilir.

Sürekli birini düşünmenin ilişkimizde olumlu etkileri olmakla birlikte, aynı zamanda bazı olumsuz etkilere de neden olabilir. Örneğin, sürekli düşünmek ilişkide monotonluğa neden olabilir. Bir ilişkide sürekli olarak aynı şeyleri düşünmek, rutine ve sıkıcılığa yol açabilir. Bu nedenle, çiftler arasındaki iletişim ve etkileşimin düzenli olarak sürdürülmesi önemlidir.

Sürekli Birini Düşünmek Ilişkiyi Monotonlaştırabilir Mi?

Bir ilişki üzerinde çeşitli etkileri olan bir durumdur. Bazı insanlar için sürekli birini düşünmek, ilişkiye bağlılık göstergesi olarak algılanabilir. Ancak, sürekli düşünme eylemi ilişkide olumsuz sonuçlar da doğurabilir. Bu durum, ilişkinin monotonlaşmasına neden olabilir.

Bir ilişkide sürekli birini düşünmek, bazen ilişkinin içerisindeki diğer unsurları göz ardı etmek anlamına gelebilir. İlişkinin günlük rutinine odaklanmak yerine, sadece bir kişiyi düşünmek zamanla monotonlaşmaya yol açabilir. Bu durum, ilişkideki duygusal bağları zayıflatabilir ve iletişimi olumsuz etkileyebilir.

Bununla birlikte, Sadece ilişkinin monotonlaşmasına yol açmaz. Bazı durumlarda, sürekli düşünme eylemi, ilişkideki duygusal bağlılığı artırabilir. Bir kişinin partnerini sürekli düşünmesi, ilişkiye olan bağlılığını gösterir ve partnerine olan duygusal desteği artırır. Bu durum, ilişkinin daha sağlam temeller üzerine inşa edilmesini sağlar.

Sürekli Birini Düşünmek Ilişkiyi Monotonlaştırır Mı?
Bazı durumlarda, evet, sürekli birini düşünmek ilişkiyi monotonlaştırabilir. Bu durum, ilişkinin sadece bir kişiye odaklanmasına ve diğer unsurları göz ardı etmesine yol açabilir. Ancak, bu durum her ilişki için geçerli değildir. Bazı çiftler için sürekli birini düşünmek ilişkideki bağlılığı ve duygusal bağları güçlendirebilir.

Sürekli Düşünme Ilişkide Iletişimi Nasıl Etkiler?

İlişkilerde iletişim oldukça önemli bir faktördür. İyi bir iletişim olmazsa sorunlar büyüyebilir ve ilişki zarar görebilir. Sürekli düşünme ise ilişkilerde iletişimi olumsuz etkileyebilen bir durumdur. Sürekli birini düşünmek, insanı kendine kapatıp, dış dünyadan uzaklaştırabilir. Bu durumda, partnerle iletişimde eksiklikler yaşanabilir.

Sürekli düşünme ilişkide iletişimi etkilerken, birçok sorun ortaya çıkabilir. Öncelikle, kişi sürekli düşündüğü için kendini ifade etmekte zorlanabilir. Partnerine hislerini, düşüncelerini açıklamakta güçlük çekebilir. Ayrıca, sürekli birini düşünmek, kişinin aklını sürekli meşgul etmesine neden olabilir. Bu da dikkat dağınıklığına yol açarak, iletişim sırasında anlaşmazlıklara ve karışıklıklara sebep olabilir.

İletişimi etkileyen bir diğer faktör ise, sürekli düşünmenin yarattığı stres ve endişelerdir. Genellikle kaygı ve endişeye yol açar. Bu da insanın stresli bir şekilde iletişim kurmasına neden olabilir. Örneğin, sürekli partnerini düşünen bir kişi, kıskançlık veya güvensizlik hissiyle dolu olabilir ve bu duygularını iletişim sırasında partnerine yansıtabilir.

Sürekli Düşünme İlişkide İletişimi Olumsuz Etkiler:Sürekli Düşünme İlişkide İletişimi Olumlu Etkiler:
  • Dikkat dağınıklığına neden olabilir.
  • Duygusal bağlılığı artırabilir.
  • Hislerin ifade edilmesini zorlaştırabilir.
  • Empati ve anlayışı geliştirebilir.
  • Stres ve endişe yaratabilir.
  • İlişkide oluşan sorunların farkına varılmasını sağlayabilir.

Blue&White Psikolojik danışmanlık merkezinden ilişki terapisi almak isterseniz bizlere hemen ulaşabilirsiniz.

İlişkide Asla Yapmaman Gereken 6 Davranış

BİR İLİŞKİDE ASLA YAPMAMAN GEREKEN 6 DAVRANIŞ

 

İlişkilerim bir türlü yolunda gitmiyor. Birbirimizi çok seviyoruz neden mutlu değiliz? Hiçbir şey hayal ettiğim gibi değil. İlişkilerimde sürekli partnerimi kendimden soğutuyorum nerede hata yapıyorum?

Merhaba ben Kübra MEŞE. Evet ! Bir ilişki her hamleni sürekli olarak düşünmeni gerektiren bir satranç müsabakası değildir. Burada haklısın. Amaa! Bu da  demek değildir ki içimizden gelen her duyguyu rahatça yansıtabiliriz. Nitekim bu sadece romantik ilişkiler için de  geçerli değildir. Anne -babamızla olan bağımızdan tutun en yakın arkadaşımızla olan ilişkimize kadar hepsinde dikkat etmemiz gereken sınırlar ve noktalar mevcuttur. Bugün bir ilişkide aslaaa yapmaman gereken 6 davranıştan bahsedeğim.

 

 1-OLMADIĞINIZ BİRİ GİBİ DAVRANMAK

 

Özellikle de ilişkinin başlarında olmadığımız biri gibi davranmaya bayılırız. Böyle davranmaktaki nedenlerimiz genellikle kendimizi gelecek muhtemel incinmelerden korumak olabilir, partnerimizi kaybetmemek olabilir, kendimizi değersiz göstermek istememe dürtüsü olabilir. Bunun için umursamaz tavırlarda bulunduğumuz olabiliyor ki fazlasıyla her detayı önemseyen biri olduğumuz halde. Verdiğimiz değeri belli etmemek  ki aslında çok değer verdiğimiz halde. ‘Ohoooo elimi sallasam ellisi’  aslında niyetimiz, söylemek istediğimiz şey ‘ beni kaybedersen seçeneğim çok bunu bil ve kıymetimi bil geç olmadan.’ Demek olduğu halde.

Örnekleri çoğaltabiliriz. Sonuç ne olursa olsun bu tavırların hepsi sana geçici bir mutluluk ve rahatlama  getirecek. Bunların sana bir koruma alanı oluşturduğunu ve kendini böylelikle koruduğunu düşünüyorsun. Ama yanılıyorsun. Sana gerçekten soruyorum. Ona değer vermediğin halde seninle bir ilişkiye devam eden , her an başka biriyle konuşma ihtimaline karşın bunu umursamayan, darlamayayım cool görüneyim diye az mesajlaştığınız halde seni merak etmeyen birinin gözünde şu an değerli olsan neye yarar? Sen onu artık sevebilecek misin? Sen zahmet etme ben cevap vereyim. Hayır!.

Bırak, sen değer vermek istiyorsan,  için için ne yaptığını , nasıl olduğunu merak ediyorsan sor, mesaj at. O buna karşılık çeşitli triplere girip geç cevap yazıyorsa, aynı değeri vermiyorsa sen değersiz olmadın. Onun değerinin ne kadar olduğunu sen anlamış oldun!. Yani sebep ne olursa olsun sen kendin olmaktan asla vazgeçme, çünkü unutma ki altının kıymetini ancak sarraf bilir.

 

2-GEREKSİZ BEKLENTİYE GİRMEK

 

Bana bir haftadır çiçek almadı. 2 yıldır beraberiz artık birbirimizin şifrelerini bilmemiz gerekmez mi? Bugünün benim için ne kadar önemli olduğunu bilmiyor mu? Dur buna ben cevap vereceğim. Hayır bilmiyor çünkü müneccin değil.

Kendine durup şunu sormanı istiyorum. Bu ilişkiden gerçekten beklentilerin neler? Ve bu beklentiler gerçekçi mi? Cevaplarını yazıp bunun üzerine başını iki elinin arasına alıp gerçekçi birşekilde düşünmeni istiyorum. Bu yeterli olacaktır.

 

3-GEÇMİŞ İLŞKİLERİMİZİN SÜREKLİ GÜNDEME GELMESİ

 

Ona doğum gününde yüzük  almışsın bana alamadın. Neden ben daha mı değersizim? Neden o daha mı güzel? ! Ona ilişkinizin birinci haftasında seni seviyorum demişsin biz beş aydır beraberiz. Bana neden demedin? Beni onun kadar sevmiyor musun?

Kulağa nasıl geliyor bu cümleler? Neden kendimizi bir başkasıyla kıyaslayıp daha değerli veyahut değersiz olduğumuza bu ölçütle karar veriyoruz? Bizi tanımlayan tek ölçüt bu mudur? Hayır. Her insan özeldir , farklıdır ve eşsizdir. Hepimiz kendimize ait bir aura taşırız. Ve bizi tanımlayan ölçüt ne bir başkasının zihninde kim olduğumuzdur, ne de toplumun bizim adımıza oluşturduğu kimliktir.

 

4-KAPATTIĞIMIZ TARTIŞMA KONULARININ TEKRAR TEKRAR AÇILMASI

 

Sen de 5 yıl önce bunu dememiş miydin?, iki yıl önce bunu yapmasaydın bugün bu olmazdı, sen onu bırak da geçen yıl ödediğin faturaları hala göstermedin?…

Onu o zaman konuşsaydın ve çözseydin. Neden bugünkü konuya dahil edip bugünkü tartışma konusunu dallandırıp budaklandırıyorsun? Sebebi geçmişte herşeyi konuşmamış olman ve içine atman. Bundan vazgeçmelisin. Ve şu an kafanda herşey netleşene dek bugünkü konunuzu konuş ve çöz. İçine sindiği anda konuyu kapat ki bu bir daha gündeme gelmesin. Ve sen de tekrar gündeme getirme.

 

5-ALTTAN ALIP İDARE ETMEK

 

Amaaan ağzımızın tadı kaçmasın şimdi. Şimdi sinirli o siniri geçsin ben onunla öyle konuşurum bir ara. Elbet o da hatasını anlar zamanla. Konu komşu ne der şimdi. Hem annemler burda şimdi rahatsız olmasınlar, üzülmesinler durduk yere.

Peki sen üzülmüyor musun? Üzülüyorsun. Ama önemli değil çünkü başkalarının ne düşündüğü, ne hissettiği senden daha önemli değil mi?!!! Değilll. Senden daha önemli değil. Yaşadığımız bu fiziksel rahatsızlıkların bile temel sebebinin hep bu içimize attığımız üzüntü, stres kaynaklı olduğunu biliyorsun değil mi? Yapma.!! Başkaları için yaşadığın yeter artık!. Bu hayatı sen de bir kere yaşayacaksın. Kendin kendine zulüm etme.! Sen kendine değer ver ki insanlar da sana değer versin.

 

6-AYNI OLAYI KAÇ DEFA KONUŞURSANIZ KONUŞUN TEKRAR KONUŞMAK YERİNE TRİP ATIP PARTNERİMİZİN ANLAMASINI BEKLEMEK

 

Kaç defa konuşacağız bir konuyu yeter artık bu sefer kendisi anlasın dediğimiz an eğer niyetimiz kesin olarak bir ayrılık değilse ve bu ilişkiye devam etmek istiyorsak bu karşı tarafın asla sebebini anlamadığı trip hiçbir sorunu çözmeyeceği gibi partnerinize yaptığınız gereksiz bir işkence olup ilişkinizi zedelemiş olacaktır. Konuşalım. Konuşmaktan yorulmayalım. Farklı şekillerde anlatalım. Yeter ki vazgeçmeyelim illaki iletişimin bir yolunu buluruz.

 

Psikolog Kübra Meşe

 

 

Randevu oluşturmak için Ankara Psikolog Bağlantısına tıklayabilirsiniz.

İlişkide Güven Eksikliğinin Sebepleri Nedir?

İlişkide Güven Eksikliğinin Sebepleri Nelerdir?

İnsan ilişkilerinde güven, temeli sağlam bir ilişki kurabilmek için önemlidir. Sizin yada sevgilinizin bu konuda şüphe duyması mutluluk potansiyelinizi düşürebilir. Her çift için durum biraz daha farklı olsa da güven eksikliği yaşamanızın yaygın olarak bir kaç farklı sebebi vardır. Sevgilinizle aranızdaki sorunları tanıyıp, çözebilmek bu yazının ana amacıdır. İlişkide Güven Eksikliğinin Sebepleri Nelerdir?

Başka birine ilgi duyduğunu düşünme

Sevgilinizin başka birine ilgi duyduğunu düşünüyorsanız ona güvenmeyebilirsiniz. Bu durumda sürekli olarak sevgilinizin sizi bir başkasına tercih edeceği ihtimalini düşünürsünüz. Bu tür bir kıskançlık daha önce yaşanan ilişkilerden veya sevgilinize duyduğunuz aşırı güvensizliktendir. Kıskançlığınızı en çok nelerin ortaya çıkarttığını ve size nasıl hissettirdiğini anlamak için biraz düşünmelisiniz. Suçu sevgilinize, eşinize yüklemek yerine kendinize olumlu konuşmalar yaparak moralinizi yükseltmelisiniz. Eğer davranışları hala daha sizi rahatsız ediyorsa oturup konuşun. Korkularınızı bastırabilmek için söylediklerini dikkatlice dinleyin. İlişkide Güven Eksikliğinin Sebepleri Nelerdir?

Bağlanma Korkusu

Bağlanmaktan korkan kişiler, sevdiklerine güvenmekte çok zorlanırlar. Bağlanma korkusuna sahip olan kişiler kendi korkularından yanlış kararlar verebilirler. Sevgilinizin size verdiği ip uçları sevgi doluken onları tam tersine yorabilirsiniz. Korkulu düşünceler aklınıza geldiğinde bu korkuları kovma alıştırması yapın. Daha sonrasında bunları düşünmeyerek tamamen farklı bir aktiviteye yönelin. Eğer bu düşünceler aşırı derecede hayatınızı etkilemeye başladıysa bir terapistle görüşmenizde de fayda olabilir. İlişkide Güven Eksikliğinin Sebepleri Nelerdir?

İlişkide Güven Eksikliğinin Sebepleri Nelerdir?
İlişkide Güven Eksikliğinin Sebepleri Nelerdir?

Aldatırken Yakalamak

Sevgilinizi, eşinizi sizi aldatırken yakalamak güven isimli evi yeniden inşa etmenizi zorlaştırabilir hatta imkansızlaştırabilir. Siz veya partneriniz sadakatsiz olduğunda bu durum gerginlik yaratır ve kişi genellikle tüm ilişkiyi sorgulamaya başlar. İlişkisinde daha önce aldatılmış kişiler böyle durumlarda kendini çok kötü hissedebilir. Hile ile sevgilinize yakalanmadan o günü geçirseniz bile bir gün illaki yakalanırsınız. İlişkinizi açık bir şekilde yeniden güven içinde kurmak zaman ve çaba gerektirir. Eğer sevgilinizin sizi aldattığını düşünüyorsanız acele kararlar vermeden sakin olmalısınız. Eğer sadakatsiz olan sizseniz yanlışlarınızı kabul edin. Gerekirse ilişkinizi güven kazanmak için sonlandırın.

Açılmaktan ve Reddedilmekten Korkmak

Bir ilişkiye başlandığında sevgilinize duygularınızla güvenmeniz size biraz korkunç gelebilir. Sevgilinizle herhangi bir konu da açık ve dürüst bir konuşma yapmaktan çekinmemeniz gerekir. Kendiniz hakkında bazı şeyleri paylaşmaktan ve gerçek duygularınız gösterme konusunda tereddütleriniz varsa bu açılma korkunuzdan kaynaklı olabilir. Bu konuda gelecekte daha rahat edebilmek adına sevgilizle, eşinizle birlikte savunmasız olma alıştırmaları yapabilirsiniz. Bu alıştırmalarda ona istediğinizi, istediğiniz şekilde söyleyin. Mutlu olmanız için isteyeceğiniz şeyleri ondan isteyin.

Kontrolü Kaybetme Korkusu

Kontrolü bırakmak bazen çok zor gelebilir. Bu durumu özellikle uzun zaman tek yaşamış kişiler yaşarlar. Herşeyi kendiniz yapıyorken artık dengeli bir ilişkiye geçtiğinizde kontrolün tamamen karşı tarafa geçmesinden çekinmeniz gayet doğal bir durumdur. Zamanlar sevgilinizi, eşinizi kontrol altına almaya çalışabilirsiniz ve bu durum aranızda tartışmalara yol açabilir. Kendinize her şeyi mükemmel planlasanız ve uygulasanız bile herşeyin mükemmel gitmeyeceğini hatırlatın. Başarısızlığı bir deneyim olarak görmenin size faydası olacaktır. Eğer bir ilişkinizde bunu fark ederseniz ufak ufak sevgilinize bazı işler bırakın. Mesela ona güvenmek için küçük ev işleri konusunda ona güvenerek başlayabilirsiniz. Zamanlar kontrolü kaybetme korkusunda kurtulacaksınız.

Söylediğine Uymayan Bir Partneriniz Olması

Bu şekilde yaşayan insanlara güvenmek çok zordur. Sevgiliniz defalarca bir şey yapmak için plan yapıp hiçbir şey yapmıyorsa bu kime güveneceğinizi sorgulamanız gerektiğini göstermektedir. Sevgilinizin önceliklerini daha net belirleyeceğine ve hareketlerinin tutarlı bir şekilde olacağına güvenerek sağlıklı ilişkiler kurmanız çok önemlidir.

Partnerinizden Gerçekçi Olmayan Beklentileriniz

Sevgiliniz, partnerinizden asla başaramayacağı şeyler beklemek güveninizde kırılmalara neden olur. Nasıl büyüdüğünüz ve geçmişteki ilişkileriniz beklentilerinizi belirlemeniz açısından önemlidir fakat sizin belirlediğiniz beklenti seviyesi yeni partnerinize, eşinize uymuyor olabilir. Partnerinize neye ihtiyacınız olduğunu doğrudan söyleyin. Bu şekilde ihtiyaçlarınızı hızlıca belirleyebilirsiniz. Sevgilinize tavsiye verirken yakın bir arkadaşa veya kardeşinize tavsiye veriyormuşsunuz gibi düşünün bu şekilde daha mantıklı tavsiyeler verebilirsiniz.

Sosyal Reddedilme Korkusu

Başkaları sizi dışladığında ihanete uğramış gibi hissedersiniz. Daha önce bir ilişkide ihanete uğradıysanız ya da reddedildiyseniz bu sizde bir sosyal reddedilme korkusu yaratabilir. Bu korkudan kurtulmak için sizi önemseyen ve sizi kabul eden insanlarla güçlü bağlar kurmaya çalışın ve bu ilişkiyi besleyin böylece reddedilme korkusuyla tekrar karşılaşmazsınız.

Partnerinizin Geçmiş Sorunlu İlişkileri

Partneriniz sürekli olarak bütün ilişkilerinde başarısızsa bu durum ona olan güveninizin azalmasına sebep olabilir. Eğer gerçekten başarısız ilişkiler kurmasına rağmen sevgilinize güvenmeyi seçiyorsanız geçmişe bakmak yerine ilişkinizin güçlü olması için geleceğe odaklanın.

Çocukluk Tramvaları ya da İhmalleri

Çocukken güvensiz ve rahatsız hissetmek, güveni nasıl benimsediğinizi etkiler. Bir kişi nasıl yetiştirilirse diğer insanlara da o şekilde davranmaya meyilli olur. Karar vermenize ve kendinize güvenmenize yardımcı olması için gün içinde küçük riskler alın. Eğer tam tersi insanlara çok çabuk güveniyorsanız diğer insanlara sınır koymak veya hayır demek daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir.

Bir Önceki İlişkide İstismar Edilmek

Fiziksel veya duygusal olarak taciz gören kişiler insanlara güvenmekte zorlanırlar. Mevcut ilişkiniz iyi gidiyor olsa bile geçmiş tramvaları güven sorunlarını ortaya çıkartabilir. İstismar tramvatik bir deneyim olduğundan diğer insanalara ve romantik ilişkilere bakış açınızı değiştirir. Eğer duygusal veya fiziksel olarak istismar edildiğiniz kötü bir ilişki içindeyseniz kendinizi suçlamayı bırakın. Normal bir ilişkinin nasıl olması gerektiğini sorgulayın. Eğer bunu kendiniz yapamıyorsanız profesyonel destek almayı deneyin.

 

Ankara İlişki ve Çift terapisi randevu oluşturmak için 0552 878 12 11 numarasından veya psikolog randevu sistemimizden randevu oluşturabilirsiniz.

 

Doğru Bir İlişkide Olduğumuzu Nasıl Anlarız?

Doğru Bir İlişkide Olduğumuzu Nasıl Anlarız?

Doğru Bir İlişkide Olduğumuzu Nasıl Anlarız?

İlişkimiz bizi mutlu ediyor ve hayatımızda sırtımızı dayayabileceğimiz, güvenebileceğimiz bir insan var ise hayatta bizden mutlusu yoktur. Karşılıklı güven ve birbirimiz hakkındaki düşüncelerimizi özgürce paylaşabilmek mutlu ve sağlıklı bir ilişkinin en temel gereksinimleridir. Eğer ilişkide arada sırada sorguluyor, şüpheler duyuyor, kendimizi bazı konularda rahatsız ve engellenmiş hissediyorsak, bu bizim için sağlıklı olmayan bir ilişkide olduğumuzun göstergeleri olabilir. Dilerseniz biraz doğru bir ilişkide olup olmadığımıza göz atalım.

  •  Yaşadığımız ilişkide korku hissetmiyorsak

Bu bağlanma korkusu da olabilir, karşımızdakinin bize bir şekilde zarar verebileceği korkusu da. Eğer ilişkimizde güven hissi varsa ve hem bağlanmaktan hem de bu kişinin bize bir zarar verebileceğinden çekinmiyorsak doğru bir ilişki yaşıyoruz diyebiliriz.

  • İlişkiyi saklama gereği hissetmiyorsak

Eğer ilişkimizde birbirimizden sakladığımız önemli sırlar varsa bu ilişkinin doğru olmadığının önemli bir göstergesi olabilir. Sağlıklı ilişkilerde taraflar birbirlerinden bir şeyler gizlemek şöyle dursun, aksine, birbirlerine olabildiğince açık ve dürüst olmaya çalışırlar.

  •  Birbirini gizlice takip etmeye çalışmamak

Doğru ve sağlıklı ilişkilerde, iki taraf da birbirine karşı açık ve dürüst olacağından, birbirlerini gizlice takip etmek zorunda hissetmezler. İlişkinizde karşı tarafın sizden sakladıkları olduğunu düşünüyor ve onu yakalama arzusu hissediyorsanız bazı şeyler gerçekten yanlış demektir. Aynı şekilde sizin de karşınızdakinin arkasından çevirdiğiniz dolaplar olmamalıdır.

  • Kendinizi karşınızdaki kişiden üstün görmemek

“Davul bile dengi denginedir” sözü ilişkiler için genellikle geçerlidir. Sosyal, ekonomik, entelektüel ve eğitimsel farklar olsun, ailevi farklılıklar olsun, kişisel ilişkilerde bir yere kadar tolere edilebilirler. Duyduğunuz aşkın etkisiyle bir süre görmezden geldiğiniz bu farklar, çatışmalar ve anlaşmazlıklar başladığında su yüzüne çıkar. Arada derin ve aşılamaz farklılıklar var ise, bu eninde sonunda ilişkinin parçalanmasına yol açabilir.

  •  İlişkide olduğunuz kişinin başarılarını kıskanmamak

İlişkide en önemli gereksinimlerden biri de, kişilerin birbirlerinin başarılarını desteklemeleri ve her zaman daha iyisine ulaşmalarını içten bir şekilde dilemeleridir. Eğer ilişkinizde birbirinizin daha başarılı olmasını istiyor ve bu konuda birbirinize elinizden gelen desteği verebiliyorsanız sağlıklı ve doğru bir ilişkidesiniz diyebiliriz. Gerçekten birbirini seven insanlar, birbirlerinin başarılarına sevinir ve daima birbirlerini desteklerler.

  • Anlaşmazlıkları o anda çözmeye çalışmak

Her sağlıklı ilişkide sorunlar ve anlaşmazlıklar da olur. Önemli olan bu sorunları biriktirmemek, ertelememek, o anda konuşup, tartışıp üstesinden gelebilmektir. Ertelenen, sonraya bırakılan sorunlar zamanla birikir ve haddinden fazla artarlar. En sonunda taraflar birbirlerine patlayarak ilişkiye onarılamaz zararlar verebilirler. Siz de sorunlarınızı o anda konuşup giderebiliyorsanız, sonraya atmıyorsanız doğru bir ilişkide olduğunuzu söyleyebiliriz.

  • Doğru iletişim kurabilmek

İlişkilede doğru şekilde iletişim en önemli etkendir. Doğru iletişim; tarafların birbirleri hakkındaki memnuniyetlerini ve memnuniyetsizliklerini yüz yüze konuşabildikleri ortamlar yaratabilmelerinde yatar. Her iki taraf da birbirlerini dinlemeye gönüllü ise, kimse kimseyi manipüle etmeye çalışmıyor, gerçekten sorunları anlamaya ve çözmeye uğraşıyorsa o ilişkinin doğru ve sağlıklı olduğundan söz edebiliriz.

  • Farklılıklara saygı göstermek

Her insan birbirinden farklıdır. Herkesin farklı bir yetiştirilme tarzı, farklı bakış açıları ve değerleri olması normaldir. Eğer arada uçurumlar yoksa ve ortak noktalarda buluşulabiliyorsa bu, ilişkiyi yürüten unsur olacaktır. Her durumda kendimizi karşımızdakinin yerine de koyarak düşünmeli ve onun bakış açısını da anlamaya çalışmalıyız. Bize kabul edemeyeceğimiz derecede ters gelen durumlar haricinde ortak anlaşma noktaları bulabiliyor isek, o ilişkinin doğru yolda olduğunu söyleyebiliriz.

  • İlişkide kendimizi kaybetmemek

    Bu ilişkide en çok zorlanılan unsurlardan biridir. Özellikle ilişki çok iyi gidiyorsa, çoğunlukla kişiler ilişkinin baş döndürücü temposuna kapılıp kendilerinden vazgeçerler. Bu, arada sırada iyi gelse de, hiçbir zaman hobilerinizden, hayatınızdan, ilişkiniz dışındaki meşguliyetlerinizden tamamen vazgeçip kendinizi ilişkiye aşırı kaptırmamanız gerekir. Siz kendi kendinize bir bireysiniz ve ilişkiniz hayatınızın mutluluk verici bir parçası. Bunu asla unutmamalısınız. Her iki taraf da ilişkide kendinden vazgeçmek zorunda kalmadan birbirlerine sevgi ve mutluluk içinde sarılabiliyorsa bu ilişkinin doğru bir ilişki olduğundan söz edebiliriz.

Ankara Psikolog Tavisiye Aile danışmanlığı ve çift terapisi için uzman psikolojik danışman Emine Toklu Başkak için randevu talebi oluşturabilirsiniz.

İlişkilerde Gaslighting Nedir?

İLİŞKİLERDE GASLİGHTİNG NEDİR?

Gaslighting Nedir? Bir ilişkiyi ilişki yapan iki ya da daha fazla kişi-olay-durum arasındaki karşılıklı bağ, ilgi ve en önemlisi kişileri birbirine bağlayan yakınlıktır. İlişkiyi sürdürmek için duygu ve düşünceler karşılıklı olarak paylaşılır. Temel ölçüt olan iletişimin sürdürülmesidir. İletişim de anlamak ve anlaşılmak üzerine kuruludur. Fakat bazı durumlarda anlattığımız, karşı kişinin anladığı ile sınırlı olduğu için iletişimin sürdürülebilirliği kısıtlanır. İletişim ve ilişkilerdeki en büyük engellerden biri olan gaslighting hakkında konuşalım.

Gaslighting Nedir?

            Gaslighting, psikolojik manipülasyon ve duygusal bir istismardır. Bir kişinin, hedefindeki kişiye yönelik gerçeklik algısı üzerinde oyunlar oynayarak duygu ve düşüncelerinin değerini düşürerek bu kişilerde özgüven ve özdeğer kayıplarına sebep olan bir manipülasyon biçimidir (Nazir & Özçiçek, 2022). Gaslighting yöntemi, en basit haliyle karşı tarafın zihniyle gerçek dünya arasında bir bağlantı kurmasını engelleyen, sürekli kendisinden şüphe ettiren ciddi ve önemli psikolojik baskıdır (Yılmaz, 2018).

İlişkilerde Gaslighting Sebepleri Nelerdir?

İlişkideki bireylerin kişilik özellikleri, ilişkideki duygusal manipülasyonu tetiklemektedir. Manipüle eden kişinin; benmerkezci, narsist özellikler taşıması, antisosyal davranış bozukluğuna sahip olma olasılığı yüksektir (Yılmaz, 2018). Güç sahibi olma ve üstünlük kurma arzusu çok baskındır (Nazir & Özçiçek, 2022). Manipüle edilen kişinin ise; özgüveninde eksikliklerin olması, hayır diyememesi, olumlu benlik algısının düşük olması, onay ve kabul görme ihtiyacının olması, kontrole açık bir şekilde yaklaşımı genel kişilik özellikleri olarak ifade edilebilir (Yılmaz, 2018).

İlişkinizde Gaslighting Olduğunu Nasıl Anlarsınız?

            İlişkilerde partnerinizle karşılıklı olarak oluşturacağınız sevgi, saygı, güven, sadakat, bağlılık, güçlü iletişim, eşitlik, adalet, fedakârlık gibi bazı unsurlar vardır. Bu unsurların oluşturulmak ya da devam ettirmek için çaba gösterilmediği, zedelendiği ve en önemlisi bir tarafın sürekli baskın olduğu bir ilişki size ilk ipuçlarını verebilir.

  • Partneriniz sizinle iletişimde sürekli sizi küçümsüyorsa, sizi dinlemeden kendisini anlatıyorsa, siz kendinizi ifade ederken ters ters bakıyor, gözlerini deviriyor, beden diliyle sizi rahatsız hissettiriyorsa,
  • Geçmiş zamanda söylediklerinizi hatırlattığınızda “Böyle bir şey olmadı. Kafan karışmış. Destek almasın.” diyerek sizin gerçeklik algınıza yönelik oyunlar oynuyorsa,
  • Bir tartışma sırasında partneriniz haksız olup “Hemen alınıyorsun. Daha önce söylemiştim, sen hatırlamıyorsun. Böyle davranmaya sen beni ittin. Şaka yapmıştım.” diyerek suçları size atıyor ve kendinizi suçlu hissettiriyorsa gaslighting gözüyle bakabilirsiniz.

 

 

Psikolojik Danışman&Aile Danışmanı

Emine TOKLU BAŞKAK

Kaynakça

Nazir, T. & Özçiçek, A. (2022). Gaslighting: İki Yüzlü Bir Duygusal İstismarla Yüzleşmek . Anadolu University Journal of Education Faculty, 6 (3) , 241-250 . DOI: 10.34056/aujef.1015105

Yılmaz, H. (2018). İnsan İlişkilerinde Manipülasyon Ölçeği. MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 7(4), 0-0. Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/mjss/issue/43010/520792

Sağlıklı Bir İlişkiyi Nasıl Anlarız

Sağlıklı Bir İlişkiyi Nasıl Anlarız

Sağlıklı Bir İlişkide Olduğumuzu Nasıl Anlarız?

İlişkimiz bizi mutlu ediyor ve hayatımızda sırtımızı dayayabileceğimiz, güvenebileceğimiz bir insan var ise hayatta bizden mutlusu yoktur. Karşılıklı güven ve birbirimiz hakkındaki düşüncelerimizi özgürce paylaşabilmek mutlu ve sağlıklı bir ilişki nin en temel gereksinimleridir. Eğer ilişkimizi arada sırada sorguluyor, şüpheler duyuyor, kendimizi bazı konularda rahatsız ve engellenmiş hissediyorsak, bu bizim için sağlıklı olmayan bir ilişkide olduğumuzun göstergeleri olabilir. Dilerseniz biraz doğru bir ilişkide olup olmadığımıza göz atalım.

  1. Yaşadığımız ilişkide korku hissetmiyorsak

Bu bağlanma korkusu da olabilir, karşımızdakinin bize bir şekilde zarar verebileceği korkusu da. Eğer ilişkimizde güven hissi varsa ve hem bağlanmaktan hem de bu kişinin bize bir zarar verebileceğinden çekinmiyorsak doğru bir ilişki yaşıyoruz diyebiliriz.

  1. İlişkiyi saklama gereği hissetmiyorsak

Sağlıklı  bir ilişki de taraflar beraber oldukları kişiyi ve ilişkilerini gizleme gereği hissetmez. Özgürce aileleriyle, arkadaşlarıyla hatta dünya ile paylaşmak isterler. Bizim ilişkimiz de böyle mi yoksa taraflar ilişkilerini saklamaya mı çalışıyorlar buna bakmak gereklidir.

  1. Birbirinden sır saklama gereği duymamak

Eğer ilişkimizde birbirimizden sakladığımız önemli sırlar varsa bu ilişkinin doğru olmadığının önemli bir göstergesi olabilir. Sağlıklı bir ilişki lerde taraflar birbirlerinden bir şeyler gizlemek şöyle dursun, aksine, birbirlerine olabildiğince açık ve dürüst olmaya çalışırlar. 

  1. Birbirini gizlice takip etmeye çalışmamak

Doğru ve sağlıklı ilişkilerde, iki taraf da birbirine karşı açık ve dürüst olacağından, birbirlerini gizlice takip etmek zorunda hissetmezler. İlişkinizde karşı tarafın sizden sakladıkları olduğunu düşünüyor ve onu yakalama arzusu hissediyorsanız bazı şeyler gerçekten yanlış demektir. Aynı şekilde sizin de karşınızdakinin arkasından çevirdiğiniz dolaplar olmamalıdır.

  1. Kendinizi karşınızdaki kişiden üstün görmemek

“Davul bile dengi denginedir” sözü ilişkiler için genellikle geçerlidir. Sosyal, ekonomik, entelektüel ve eğitimsel farklar olsun, ailevi farklılıklar olsun, kişisel ilişkilerde bir yere kadar tolere edilebilirler. Duyduğunuz aşkın etkisiyle bir süre görmezden geldiğiniz bu farklar, çatışmalar ve anlaşmazlıklar başladığında su yüzüne çıkar. Arada derin ve aşılamaz farklılıklar var ise, bu eninde sonunda ilişkinin parçalanmasına yol açabilir. 

  1. İlişkide olduğunuz kişinin başarılarını kıskanmamak

İlişkilerde en önemli gereksinimlerden biri de, kişilerin birbirlerinin başarılarını desteklemeleri ve her zaman daha iyisine ulaşmalarını içten bir şekilde dilemeleridir. Eğer ilişkinizde birbirinizin daha başarılı olmasını istiyor ve bu konuda birbirinize elinizden gelen desteği verebiliyorsanız sağlıklı ve doğru bir ilişkidesiniz diyebiliriz. Gerçekten birbirini seven insanlar, birbirlerinin başarılarına sevinir ve daima birbirlerini desteklerler.   

  1. Anlaşmazlıkları o anda çözmeye çalışmak

Her sağlıklı ilişkide sorunlar ve anlaşmazlıklar da olur. Önemli olan bu sorunları biriktirmemek, ertelememek, o anda konuşup, tartışıp üstesinden gelebilmektir. Ertelenen, sonraya bırakılan sorunlar zamanla birikir ve haddinden fazla artarlar. En sonunda taraflar birbirlerine patlayarak ilişkiye onarılamaz zararlar verebilirler. Siz de sorunlarınızı o anda konuşup giderebiliyorsanız, sonraya atmıyorsanız doğru bir ilişkide olduğunuzu söyleyebiliriz.

  1. Doğru iletişim kurabilmek

İlişkilerde doğru şekilde iletişim en önemli etkendir. Doğru iletişim; tarafların birbirleri hakkındaki memnuniyetlerini ve memnuniyetsizliklerini yüz yüze konuşabildikleri ortamlar yaratabilmelerinde yatar. Her iki taraf da birbirlerini dinlemeye gönüllü ise, kimse kimseyi manipüle etmeye çalışmıyor, gerçekten sorunları anlamaya ve çözmeye uğraşıyorsa o ilişkinin doğru ve sağlıklı olduğundan söz edebiliriz.

  1. Farklılıklara saygı göstermek

Her insan birbirinden farklıdır. Herkesin farklı bir yetiştirilme tarzı, farklı bakış açıları ve değerleri olması normaldir. Eğer arada uçurumlar yoksa ve ortak noktalarda buluşulabiliyorsa bu, ilişkiyi yürüten unsur olacaktır. Her durumda kendimizi karşımızdakinin yerine de koyarak düşünmeli ve onun bakış açısını da anlamaya çalışmalıyız. Bize kabul edemeyeceğimiz derecede ters gelen durumlar haricinde ortak anlaşma noktaları bulabiliyor isek, o ilişkinin doğru yolda olduğunu söyleyebiliriz.

  1. İlişkide kendimizi kaybetmemek

Bu ilişkilerde en çok zorlanılan unsurlardan biridir.  Özellikle ilişki çok iyi gidiyorsa, çoğunlukla kişiler ilişkinin baş döndürücü temposuna kapılıp kendilerinden vazgeçerler. Bu, arada sırada iyi gelse de, hiçbir zaman hobilerinizden, hayatınızdan, ilişkiniz dışındaki meşguliyetlerinizden tamamen vazgeçip kendinizi ilişkiye aşırı kaptırmamanız gerekir. Siz kendi kendinize bir bireysiniz ve ilişkiniz hayatınızın mutluluk verici bir parçası. Bunu asla unutmamalısınız. Her iki taraf da ilişkide kendinden vazgeçmek zorunda kalmadan birbirlerine sevgi ve mutluluk içinde sarılabiliyorsa bu ilişkinin doğru bir ilişki olduğundan söz edebiliriz.

İlişki, Çift terapisi için uzman Psikolojik Danışman  Emine Toklu Başkak için randevu oluştur.

Ankara Psikolog 

 Ankara Klinik Psikolog

Ankara Aile Danışmanlığı

Şizoaffektif bozukluk

Şizoaffektif Bozukluk Nedir? – Hem Duygu Hem Gerçeklikle Sınav

Şizoaffektif Bozukluk Nedir? – Hem Duygu Hem Gerçeklikle Sınav Şizoaffektif bozukluk, hem duygu durum bozuklukları …

psikotik ve antipsikotik

Psikotik ve Antipsikotik Nedir?

Psikotik ve Antipsikotik Nedir? Zihniniz zaman zaman sizinle oyun oynuyor gibi mi hissediyorsunuz? Ya da bir yakınınız …

rüyada psikoloğa gitmek

Rüyada Psikoloğa Gitmek Ne Anlama Gelir? | Psikolojik Yorum

Rüyada Psikoloğa Gitmek Ne Anlama Gelir? Psikolog olarak sıkça karşılaştığım sorulardan biri de şu: “Rüyada …