Etiket: <span>psikolog</span>

Psikolojik Testler Nelerdir?

Psikolojik Testler Nelerdir?

Psikolojik Testler Nelerdir?
Psikolojik Testler - Objektif Testler

Objektif Testler

            Psikolojik değerlendirme araçlarından biri olan psikolojik testleri iki alt başlıkta incelemek mümkündür bu alt başlıklar; objektif testler ve projektif testler alt başlıklarıdır. Bu yazımda size objektif testlerden bahsedeceğim. Objektif testler zekâ, algı veya kişilik özelliklerini ölçmeyi hedefleyen ölçüm araçlarıdır. Bunun yanı sıra uzmanın gerekli gördüğü durumlarda tanı şüphesi varsa çeşitli ölçekler veya envanterlerin uygulanması gerekebilmektedir. Objektif testler kendi içinde üç alt başlıkta incelenirler bunlar sırasıyla; yapılandırılmış maddelerden oluşan testler, yarı yapılandırılmış maddelerden oluşan testler ve yapılandırılmamış maddelerden oluşan testler şeklindedir.

  • Yapılandırılmış maddelerden oluşan testler sıklıkla aşina olduğumuz çoktan seçmeli cevaplandırma, doğru/yanlış yargıları ve eşleştirmeli cevapların olduğu testlerdir
  • Yarı yapılandırılmış maddelerden oluşan testler genellikle kısa cevapların yer aldığı veya boşluk doldurmalı ifadelerin olduğu testleri ifade etmektedir.
  • Yapılandırılmamış maddelerden oluşan testler ise sorulara açık uçlu cevaplar beklenen yazılı veya sözlü olarak ifade edilmesi gereken yanıtları kapsarlar.
  • Bu kısımda ise hangi ölçme aracının kullanılması gerektiğine birçok değişken göz önünde bulundurularak uzman tarafından karar verilmektedir.

Kısaca objektif testlerin tarihçesinden bahsetmek gerekirse psikolojinin tarihi ile paralel bir yol izlediği söylenebilir. 1879 yılında Wilhelm Wund tarafından ilk deneysel psikoloji laboratuvarı açılmıştır ve bununla birlikte ilk kez algı, dikkat ve tepki zamanı gibi değişkenler “sistematik” bir biçimde ölçülmeye başlanmıştır. 1888 yılında ise Psikolog James Mckeen Catell yayınlarından birinde “zekâ testi” tanımını kullanmıştır. Daha sonra bu çalışmalar Alfred Binet ve Theodore Simon tarafından daha farklı bir tarafa çekilerek Fransız okul sisteminin kullanması için ilk “zekâ testini” geliştirmişlerdir. 1905’te yayınlanan ilk Binet-Simon ölçeği 30 sorudan oluşmaktaydı ve günümüze kadar sıklıkla güncellenerek geliştirilmeye devam ettiği söylenebilir. Yani zekâ testlerinin psikolojik ölçüm araçları arasında neredeyse en eski ve en sık çalışılan konulardan biri olduğunu söyleyebiliriz.  

Alanda en sık kullanılan zekâ testleri ise

Wechsler Çocuklar İçin Zekâ Ölçeği (WISC-IV)


6-16 yaşları arasındaki çocukların ve ergen bireylerin zihinsel beceri ve yeteneklerini değerlendirmek için kullanılır ve zekâ testleri arasındaki en güncel testlerden birisidir. Testin amacı çocuğun veya ergenlik dönemindeki gencin zeka düzeyini tespit etmektir ancak bunun dışında sözel, algısal becerilerini ölçer ve zaman yönetimi, dikkat, konsantrasyon ve hafıza becerilerini de kapsamlı bir şekilde değerlendirmemize yardımcı olur.

Stanford-Binet Testi


Bu test ise 2-6 yaş aralığındaki çocuklara daha sık uygulanır ve çocuğun ince motor becerileri, el-göz koordinasyon becerisi, görsel ve işitsel hafızası hakkında detaylı bilgi vererek mantıklı düşünme becerilerinin akranlarının becerileriyle kıyaslanmasına olanak sağlar.

Alanda en sık kullanılan objektif test ise

Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI)


Bu test dünyada en sık kullanılan yetişkin kişilik ve psikopatoloji testidir. Test 16 yaş ve üstü okuma-yazma bilen herkese yapılabilir testin amacı ise ayırıcı tanı koymak, tedavi planı oluşturmak veya işe alımlarda en uygun personel seçimini yapmak amacıyla kullanılır. Test kişiliğin birçok alanıyla ilgili oldukça detaylı bilgi verse de dezavantajı 566 maddeden oluşuyor olmasıdır. Bu 566 maddeye verilen evet veya hayır cevapları kişi hakkında oldukça detaylı bir bilgi verir ve klinik gözlemle birleşen bu bilgi tedavi planının hazırlanmasında kritik bir önem taşır.

Psikolojik test yaptırmak için randevu oluşturun.

Ankara Ümitköy Psikolog randevusu için tıklayın.

Egoistlik Nedir?

Egoistlik Nedir?

Egoistlik Nedir?
Egoistlik Nedir? Ankara Uzman Terapi

Egoistlik Nedir?

Egoistlik, yalnızca kendini düşünmek, başkasının önemli olmaması demektir. Bir nevi psikolojik rahatsızlık olan bu düşünce şekli, toplumda günlük ilişkilerde sorunlara, iletişim de kopukluklara yol açabilir. Dilimize Fransızcadan girmiş olan egoist kelimesi, bencil demektir. Egoist kişiler genel olarak kendini beğenmiş, ukala, gayet kindar, öfkeli, burnu büyük ve kindar olurlar. Bir şeyden bahsedecekleri zaman ilk cümleleri ‘ben’dir. Hatalarını kabul etmeyen bu insanlar, kendilerini hep en iyiye ve en güzele layık görürler. Kendilerinin benzersiz insan olduklarını düşünen egoistler, bu anlattıklarımızdan dolayı çevrelerinde pek sevilen insanlar değillerdlr. Genellikle insanlar ona ya sabrederler ya da mecburiyetten dolayı katlanırlar. Egoist insanlara göre dünya onların etraflarında döner, kendilerini herkesten üstün görürler. Narsistliğe de yakın olan bu psikolojik davranış, tamamen ben merkezci bir yapıya sahiptir.

Egoist İnsanların Özellikleri Nelerdir

Egoist insanların özelliklerine yukarıda biraz değindik, şimdi bu başlık altında biraz daha geniş şekilde işleyelim. Egoist insanların özellikleri şunlardır:

  • Kişisel gelişimden tamamen uzaklardır
  • Kendilerini, fikirlerini kusursuz bulurlar
  • Daima kendilerini övüp, aynı şekilde etraftan da övgü beklerler.
  • Kibirlerinden ötürü yalnız kalmış insanlardır.
  • Merhamet duyguları gelişmemiştir.
  • Diğer insanlardan daima kötü bir şekilde bahsederler.
  • Egoistler kendileri dışında kimseyi düşünmezler
  • Mantıktan, gerçeklikten uzak bir hayal dünyasında yaşarlar
  • Bir şey istediği zaman başkası için değil, yalnızca kendisi için isteyen insanlardır.
  • Hayatta en çok kendisini seven, başkalarının düşüncelerini önemsemeyen
  • Hiçbir şeyini paylaşmayan, cimri insanlardır.

Egoist insanların özelliklerini kaba taslak anlattık, gelin şimdi bir de egoistlik nasıl atlatılır ona bakalım.

Egoistliği Nasıl Atlatırız?

Bunun için yapmamız gereken ilk şey, hayatımızdan ‘ben’ kelimesini çıkarıp atmak. Yapılan şeylere karşı burun bükmemek, başkalarını taktir etmeyi bilmeyi öğrenmek gerekir. Bir şey yapacağınız zaman bu benim yararıma mı yoksa toplumun yararına mı diye düşünün, sonrasında ona göre hareket edin. Etrafınızdaki herkesi sizin birer hizmetçinizmiş gibi görmeyi bırakın, onların da birer birey ve insan olduğunu fark edin. İnsanları aşağılamayın ve küçük düşürmeyin. Egoistliği atlattıkça hayattan zevk alacaksınız, hayattan zevk aldıkça etrafınızdakiler de hayattan zevk alacaktır..

Egoistlik Nedir?
Egoistlik nedir?

Ankara Çankaya Psikolog Tavsiyeleri için psikologlarımız sayfasını inceleyebilir hemen randevu oluşturabilirsiniz.

Hangi Durumlarda Psikoloğa Gitmek Gerekir?

Hangi Durumlarda Psikoloğa Gitmek Gerekir?

Hangi Durumlarda Psikoloğa Gitmek Gerekir?

Psikoloğa Gitmek Gerekliliğini Gösteren Belirtiler Nelerdir?

Birçok insanın hayatında başa çıkmakta zorlandığı zor süreçler ve bu süreçlerin bıraktığı izler olabilmektedir. Yaşam kalitesini arttırmak veya ruhsal dengeyi sağlayarak hayatta kalma becerilerini arttırmak isteyen kişiler veya yaşamış olduğu olayların etkilerini yönetmek ile mutlu olmayı isteyen kişiler için profesyonel destek almak çok önemli olmaktadır. Hangi durumlarda psikolojik destek alınmalıdır ve psikoloğa gitmek gerekliliğini gösteren belirtiler nelerdir soruları hakkındaki tüm yanıtları sizler için derledik.

Psikolojik destek almak için doğru zamanlama yapmak ve karşılaşılan olumsuz durumları yönetmek için psikoloğa gitmek ihtiyacını fark etmek oldukça mühim bir konudur. Bu farkındalığa kavuşmak ve yaşanan sorun ve problemlerin üstesinden profesyonel bir yardımla gelmek kişinin yaşam kalitesi için gerekli bir unsurdur.

Hangi Durumlarda Psikoloğa Gitmek Gerekir?

Kişinin sosyal yaşamında günlük olarak bir akış söz konusudur. Yaşanılan herhangi bir zorluk veya sıkıntı kişinin normal yaşantısını sekteye uğratıyor ise ve bu sorunlar ile çok sık karşılaşılıyor ise bu durumda psikolojik bir destek alması gerekmektedir. Aynı zamanda yaşanılan olumsuz durum sık olmamakla beraber etkisi çok oluyor ve kişinin yaşam kalitesini bozuyor hatta kişinin ilişki içinde olduğu kişilere zarar verici bir noktaya geldiğinde yahut hayatı tehlike oluşturuyor ise bu durumlarda da psikoloğa gitmek gerekmektedir.

Psikoloğa Gitmek Gerekliliğini Gösteren Belirtiler Nelerdir?

  • Kişinin günlük yaşam akışının bozulması ve adını koymakta zorluk çektiği anlamlandırmadığı problemler yaşaması halinde
  • Sosyal hayatın sürdürülememesi ilişkide olan kişilere zarar verme durumlarında
  • Yaşam enerjisi kaybolmuş motivasyon eksikliği hissetmek ve özgüven ile kişinin kendine duyduğu sevgi ve değer hissini kaybetmesi durumu
  • Kişinin kendini depresyon halinde tanımlaması bir gün enerjik hareketli olurken diğer bir gün depresif ve hareketsiz olması durumlarında
  • Kişinin zor bir süreçten geçmesi halinde nasıl davranacağını bilememesi, yaşadığı sorun karşısında incinmiş veya yaralanmış hissetmesi
  • Yaşanılan sorunların kişinin zihnini sürekli meşgul etmesi ve kişisel ihtiyaçlarını görmezden gelecek duruma düşürmesi halinde

Kişinin kendi hayatında yaşadığı problemler ve sorunlar karşısında yol haritası çizmek ve objektif bir bakış açısıyla problemlere yaklaşarak çözebilmek için psikoloğa başvurması oldukça faydalı olmaktadır.

Aile Danışmanlığı Nedir? Nasıl Alınır?

Aile Danışmanlığı Nedir? Danışmanlık Nedir?

Kişilerin bireysel, çift ya da grup  aile olarak başa çıkamadıkları bir sorun ile karşı karşıya kaldıklarında, içinden çıkamadıkları bir konuda destek almak için başvurdukları yöntemdir Danışmanlık. Olaylara farklı bakış açısı kazanmak isteyenlerin tercih ettiği seçenek Aile danışmanlığıdır. 

Aile Danışmanlığı - Psikolog Ankara

 Hayata Dair Her Konuda Destek

 

 Okul seçimi, kariyer planlaması, doğru beslenme, eğitim, yaşam… Bazen sadece doğru nefes almayı öğrenmek için bile bir danışmana ihtiyaç duyulabilir. Belki aile içi iletişim de destek isteriz. Ya da bir yönetici olarak sorumluluğunuzda insanlara yaklaşım tarzında değişiklik isteyebilirsiniz. Yani hayata dair aklınıza takılan ne varsa Aile Danışmanlığı ile Psikolog lara danışabilirsiniz.

Aile Danışmanlığı - Ankara Psikolog

 Bir Doğru Soru Sorma Sanatı: Danışmanlık

 İyi bir danışman gitmek isteyeceğiniz yolu seçmeniz için size en uygun şıkkı görmenize yarayacak sorular sorar. O soruların cevaplarına göre kendiniz karar verirsiniz. Danışmanlık sizin yerinize karar verme işi değildir. Aile ve Bireysel Danışmanlık bir nevi doğru soru sorma sanatıdır.

Aile Danışmanlığı - Ankara Uzman Terapi

 Zihinsel Karmaşadan Kurtulmak

 Herhangi bir konuda karar vermek gerektiğinde aklınızda birçok soru olabilir veya önünüzde seçmek için birden fazla şık olabilir. Ya da sadece ne yapmak istediğinizi bilmiyorsunuzdur. İşte bu noktada konusunda uzman bir danışmandan danışmalık hizmeti almak en doğru tercih olacaktır. Aile Danışmanlığı görüşmesi sonunda muhtemelen ne istediğinize karar vermiş olacaksınız. Belki bir iki görüşmeye daha ihtiyaç duyabilirsiniz. Ama aklınızda konuyla ilgili bazı şekillenmeler oluşacaktır. Aklınızdaki çoğu soruya cevap bulmuşsunuzdur.

 Hayata Kısa Bir Mola

 Bazen hayat koşturmasından öyle bir yorulursunuz ki sadece nefes almak istersiniz. Zamanı biraz durdurmak istersiniz. Yargılanmadan, kınanmadan, sorgulanmadan sadece biri sizi dinlesin istersiniz. Konuşurken cevap bulursunuz. Bu öyle rahatlatır ki sizi kendinizi hafiflemiş hissedersiniz. Omuzlardaki yükleri atmış çıkarsınız görüşmeden. Ve ailenize, sevdiklerinize, işinize çok daha konsantre dönersiniz. Daha mutlu, daha huzurlu…

 Herkes Bazen Danışmak İster

İster çalışıyor olun, ister ev hanımı, ister baba, ister anne. Hangi işi yapıyorsanız yapın, hangi cinsiyetten olursanız olun bazen takılabilirsiniz. Doktor, avukat, öğretmen, pazarlamacı, eczacı, işsiz… Herkes zamanın bir yerinde onu doğru fikre yönlendirecek birine ihtiyaç duyar. Günümüzde artık bu iş profesyonel bir şekilde yapılıyor. Ve herkes gönül rahatlığıyla Aile danışmalık almayı tercih ediyor.

 

 

Aile Danışmanlığı veya Çift Terapisi için buraya tıklayıp randevu oluşturabilirsiniz.

Psikologlar hakkında bilinmeyenler

Psikologlar Hakkında Bilinmeyenler

 

Dur durak bilmeden gelişen dünyamızda, gelişen zamanlarla birlikte yeni yeni sorunlar da gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Kimimiz başımıza gelen musibetlerden, kötü olaylardan psikolojimizi sağlam çıkaramayıp büyük sorunlarla o zamanı atlatıyoruz. Sonrasında da ya büyük ruhsal bunalımların içerisinde uzun zaman debeleniyoruz ya da alanında uzman bir kişiden yardım alıyoruz. Yazımızın başında, gelişen dünyaya değinmemizin nedeni psikoloji biliminin yeni gelişen bir bilim olması dolayısıyla değil. İlk insandan beri insanların psikolojisinden iyi anlayan insanlar mevcut, yazımıza bu şekilde başlamamızın nedeni, tarih boyunca belki de hiç bu kadar psikolojik sorunun görülmemiş olması. İnsanların git gide yalnızlaşması, menfaat üzerine kurulan bir düzen, geçim sıkıntıları gibi sorunlar insanları git gide psikolojik olarak zorlamakta ve atlatılamayan sorunlar oluşturmuştur. İşte bu konumda, insanların sorunlarıyla ilgilenen psikologlar hakkında bilinmeyen ve merak edilen bazı şeyler mevcuttur, şimdi onlar hakkında konuşalım.

Psikologlar Kimdir, Ne İş Yaparlar?

Psikolog Ankara kelimesi, kısaca ruh bilimcisi demektir. Psikolog Ankara kimdir sorusuna cevap ise, ruh bilimi ile uğraşan kişilere psikolog denir olmalıdır. Bireylerin ya da gurupların davranışlarını inceleyip onlarda mevcut olan psikolojik rahatsızlıkları belli eder ve bilgi birikimi kullanarak tedavi sürecine başlar. Ne iş yaparlar kısmını böyle açıklamak mümkündür. Kendilerine gelen kişilerin sorunlarına çözüm ararken onlara karşı ön yargılı olmaz ve onları küçük düşürmezler. Yüksek gözlem yeteneğine sahip olan psikologlar genel olarak sakin ve sabırlı yapıdadırlar. Her geçen gün yeni bilimsel gelişmeler yaşanan psikoloji alanında bu yeni gelişmeleri takip ederler.

Psikologlar Hakkında Bilinmeyenler

Psikologlar, haklarında pek bilinmeyen şeylere sahip insanlar değillerdir ancak şu konu da bir açıklama yapmamız gerekir ki psikologlar hakkında bilinmeyen şeyler, onların çalışma alanları hakkındadır. Psikologlar bilinenin aksine okullarını bitirdikten sonra bir klinik açıp psikiyatri hizmeti veren insanlar değillerdir, iş alanları daha çeşitlidir. Psikologlar eğitim alanında, rehberlik merkezlerinde, okullarda, huzurevlerinde, çocuk mahkemelerinde, özel sektörde, hastanelerde, Ankara’da, hapishanelerde, endüstride ve halkla ilişkiler işinin bulunduğu her iş de çalışma potansiyeline sahip kişilerdir. Psikologlar hakkında bilinmeyenler hakkında bunları söyleyebiliriz.

psikolojimizin iyi olmadığını nasıl anlarız

Psikolojimizin İyi Olmadığını Nasıl Anlarız?

Psikolojimizin İyi Olmadığı Nasıl Anlarız?

   Hayat zorlu bir yolculuk, bu yolculuktan olumsuz etkilendiğimiz bir sürü olay ve durum mevcuttur. Bazı insanlar yaşadıkları sorunlardan karakterleri dolayısıyla hiç etkilenmeden çıkabilirken bazı insanlar da yaşadıkları ufacık olaylardan dahi güçsüz düşüp psikolojik sıkıntılara girebilirler. Bu sıkıntılar, insanları büyük bir güçsüzlüğe ve buhrana sürükleyebilir. Psikolojik olarak yıpranan ve güçsüz düşen insanlar, kendilerini savunmasız hissetmeye başlarlar. Psikolojinizin iyi olmadığını nasıl anlarız sorusuna gelecek olursak, ilk olarak şunu söylemeli ki, psikolojisi iyi olmayan insanlar hayattan hiçbir zevk almazlar. Yaşamak onlara güç gelir, ufacık sorunlar dahi onları güçsüz bırakır, kendilerini işe yaramaz ve boş bir insan olarak hissederler. Umutsuzlukları had safhadadır. Hiçbir şeyden hayır ve umut beklemezler, daima bir çöküş hali, bir mutsuzluk ve bir bıkkınlık onlara hasıl olmuştur. İnsanlarla ilişkilerini kısa tutmaya, onlarla çok muhatap olmamaya çalışırlar. Muhatap olduklarında da ya sessiz kalır ya da onları terslerler. Olabildiğince yalnız kalmayı tercih ederler ve uzun düşüncelere dalarlar.

Psikolojimizi Nasıl Düzeltiriz?

  • Sosyal olmaya çalışın. Eve kapanarak hiçbir şeyi çözemezsiniz. Kendi gücünüzün farkına varın, kendinize saygı duyun. Sizin sizden başka dostunuz yok, herkes bir zamana kadar sizin yanınızda kalabilir bunun farkına varın ve kendinize değer verin. Psikolojimizi nasıl düzeltiriz sorusuna vereceğimiz ilk cevap bu olacaktır.
  • Mutlu olmaya çalışın. Mutluluk iyileştirir. Siz mutlu oldukça göreceksiniz ki sizin dert sandığınız şeyler yavaş yavaş yok olacak, hayattan tat almaya mutlu oldukça başlayacaksınız.
  • Karamsarlıktan uzak durun. Karamsarlık ve kötü düşünme sizi güçsüz düşürecek, zaten sallantıda olan moralinizi bozacak ve sizi olumsuz etkileyecek.
  • Eğer bir sorun yaşadıysanız, bir travma sonrası hayata tutunmaya çalışıyorsanız bu sorunların artık geride kaldığının farkına varın.
  • Olur olmaz şeylere üzülmeyin. Siz her şeye üzüldükçe, psikolojiniz daha yıpranacak ve yorulacaksınız. Siz yoruldukça da hem insanlardan hem de kendinizden uzaklaşacaksınız.
  • Kendinize değer verin.
kayıp ve yas

Psikolojimizi nasıl düzeltiriz sorusuna cevap verdiğimize göre, son olarak psikolojinizin kötü olması nelere yol açar ona bakalım

Psikolojimizin Kötü Olması Nelere Yol Açar?

Psikolojinizin kötü olması, depresyona yol açabilir. Ağır geçirilen depresyonlarda geri dönülmeyecek sorunlar yaşayabilirsiniz. Çevrenizle sorunlar yaşayabilirsiniz, dikkat edin. En çok dikkat etmeniz gereken şey ise, derin bir depresyona girdikten sonra intihar eşiğine girmeniz, eğer çözemeyeceğiniz psikolojik sorunlara doğru gidiyorsanız, bir doktora başvurun.

 

Psikolog larımızdan randevu talep edebilirsiniz.

Randevu Talep Et

Neden Mutsuz Hissederiz?

Sürekli Mutsuz Hissetmek

mutsuz-hissetmek-nasil-mutlu-olurum-min
Psikoloji Nasıl Düzelir ?

Sürekli Mutsuz Hissetmek

Beden sağlığımızın önemi kadar, ruh sağlığımızın önemi de büyüktür. Yaşadığımız her şeyin psikolojimizi etkilediği sonrasında bu psikolojinin de vücudumuz da aksayan organlarımızla bağlantılı olduğu yapılan deneylerle saptanmıştır. Sürekli mutsuz hissetmek de, bu zarar görmüş psikolojinin bir ürünüdür. Gün içerisinde yaşadığımız sorunlar, sıkıntılar ve üstümüz de duyduğumuz stres bizi bu yola sürükler. Daha çok depresyona giren insanlarda görülen bu davranış, insanların hayattan zevk almasını engeller ve hayat enerjilerini onlardan söküp alır. Aslına bakarsanız şunu da söyleyebiliriz, sürekli olarak mutsuz hissediyorsanız, depresyondasınız.

Sürekli Mutsuz Hissetmenin Nedenleri?

Sürekli mutsuz hissetmemizi sağlayacak etkenler farklı farklıdır. Bunlar fiziksel, toplumsal ve ruhsal olabilir. Onlarca farklı neden mevcuttur ancak biz toplumda en çok görülenlerden bahsedelim.

  • Alkolün aşırı kullanımı ve madde bağımlılığı (Psikiyatr)
  • Ebeveynlerden ya da yakınlarından çok sevdiği birisinin kaybı
  • Sevdiğinden ayrılma, ayrı yaşama, ebeveynler arası boşanma, ebeveyni boşanmış olan çocuk olmak
  • Maddi zorluklar; işsizlik, kovulma, maaş alamama vb.
  • Anksiyete bozuklukları (Psikolog)
  • Her şeyi aşırı derece de takma, düşünme sürekli mutsuz hissetmenin nedenlerinden en etkililerinden
  • Yakın zamanlarda kötü ve etkileyici olaylar yaşamış olma
  • Bazı ilaçlar. Tedavilerde kullanılan bazı ilaçlar sizleri ruhsal açıdan etkileyip güçsüz duruma düşürebilir.
  • Vücuttaki hormonel değişiklikler
  • Aşırı kilolu yahut aşırı zayıf olmak ( Diyetisyen )

Sürekli mutsuz hissetmenin nedenlerinden sadece bazılarıdır.

Neden Mutsuz Hissederiz?
Sürekli Mutsuz Hissetmek

Sürekli Mutsuz Hissetmenin Çözümü

Sürekli mutsuz hissetmenin çözümü, ilk olarak bu durumdan kurtulmayı istemeye başladığınız da başlamış olur. Sonrasında yapacağınız şey, mekanınızı değiştirmek olabilir. Çünkü sürekli mutsuz hisseden insanlar depresyona daha yakın olan insanlardır ve bilirsiniz ki tebdili mekanda ferahlık vardır. Depresyona girildiğinde genel olarak hiç evden çıkılmaz ve melankolik bir hava oluşturulur. Evden çıkın, sosyalleşmeye çalışın.

Hareketli müzikler dinleyip moralinizi yükseltin. Mutsuz hissetmenin en büyük nedenlerinden birisi monotonluktur. Hayatınızdaki monotonluğu artık atın. Mutsuz hissetmenin çözümlerinden en etkilisi belki de budur.

Sevdiklerinizle güzel vakitler geçirin. Yapabiliyorsanız güvendiğiniz kişilere derdinizi anlatın.

Kötü ve etkileyici olaylar yaşadıysanız bunların geçici olduğunu ve her şeyi bir zaman sonra unutabileceğinizi aklınızdan çıkarmayın. 

En önemlisi de, bu halinizden memnun olmayın. Eğer böyle yaparsanız bu halinizden kurtulmanız hayli vakit alabilir.

Bir uzman desteği almak isterseniz psikolog desteği almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Şiddet Gören Cocuğun Psikolojisi

Siddet İle Büyüyen Çocuk Psikolojisi

Şiddet Ne Demek?

Güç ya da baskı uygulayarak insanların fiziksel veya ruhsal açıdan zarar görmesine denir. Şiddetin kadına, çocuğa, yaşlılara, kendine ve aile içi olmak üzere beş çeşitti vardır. Bunların altında yatan sebepler farklılık göstermektedir. Şiddet genel de aile içerinde görülüp normal bir tepkiymiş gibi uygulanmaya başlanan bir olay sonucunda oluşur. Sadece kişinin bedenine verilen zarar değil aynı zamanda ruhuna da verdiği bir zarar olmaktadır. Birçok kalıplaşmış tabulara sığınıp uygulanan bu şiddetin öncelikle aile içindeki değişimden başlanmalıdır.

Psikoloji Ne Demek?

Psikoloji insanın davranışsal edinimlerinin altında yatan sebepleri inceleyen bir bilim dalıdır. Kişinin hem kendi için hem de çevre için iyileşmesini sağlayabilecek bilim dalı olan psikoloji, insan ruhunun da arınmasına olanak sağlamaktadır. Psikoloji, zihinsel işlevsellik kavramına nörolojik ve fizyolojik süreçleri dahil eder ve bunları dahil ederken insanın sosyal hayattaki oynadığı rolü de anlamaya çalışır.

Şiddet Gören Bir Evde Büyüyen Çocuğun Psikolojisi 

Hayata dair hemen hemen her şeyi öğrendiğimiz yer aile içidir. Aile içinde ne görür ve öğrenirsek kendi hayatımıza bunları uyarlarız. Bu yüzden şiddet hiçbir suçu yokken suçlu bir birey yaratmaya neden olmaktadır. Hayatı ebeveynleri ile kurdukları ilişkilerden öğrenen çocuklar, ev içerinde öğrendiği şiddeti dışarıda bir başkasına da uygulayabilir. Şiddet, ev içerinde çocuğun korku ile baktığı ve yeri geldiğinde nefret ettiği bir olaydan çıkıp çocukta normal bir olaya dönüşmesine neden olmaktadır.

 Çocuk, ev içerisinde gördüğü şiddetin daha fazlasını çevreye sergileyebiliyor. Ya da ev içerisindeki şiddet çocuğun üzerinde daha farklı nedenlere yol açabilmekte. Çocuklar içe kapanabiliyor, her şeyden herkesten korkmaya başlayabiliyor ya da en kötüsü yaşanan bu olaylar neticesinde kendine zarar vermeye başlayabiliyor.

Ev içerisinde yaşanan bu şiddete maruz kalan çocuklarda iler ki yaşlarda olumsuz nedenlere sebep olmakta. Büyüyen bu çocukların yüzdelik bazda büyük bir bölümü aile içindeki bireylere şiddet uyguluyor. Bu yüzden şiddetten en çok çocuklar etkileniyor ve bu durum sanıldığından da uzun süre yaralarını çocuklar üzerinde taşıyabiliyor.

Konu ile ilgili uzman Psikolog larımızdan destek almak için randevu oluşturabilirsiniz.

Psikolog Önerileri için lütfen bağlantıya tıklayın.

Randevu oluştur

Kayıp ve Yas

Kayıp ve Yas

Kayıp Ne Demek?

Kayıp kelimesinin Türkçede anlamı kaybolma, yitip gitme gibi anlamlara sahiptir. Bir nesne ya da canlının kaybolması veyahut kaybedilen yani ölen bir canlı için Türkçeye yerleşmiş bir kelimedir. Mecaz anlamda ruhun kaybolma anlamına da gelmektedir. Örneğin bir kişinin depresyona girmesi ya da bıkkınlık hissine kapılması taktirde ruhen bulunduğu ortama ait olamama durumu anlamı taşımasıdır. En bilindik anlamı olan kayıp kelimesi bir insanın, hayvanın ya da bir eşyanın kaybolması olarak telaffuz edilmektedir. Bunların haricinde bir olayın gerçekleşmemiş olması da kayıp olarak sayılmaktadır. Örneğin matematiğin hiç keşfedilmemiş olması dünya için büyük bir kayıp halini taşıyabilirdi.

kayıp ve yas
kayıp ve yas

Yas Ne Demek?

Yas, bir kişinin ölümü ile gerçekleşen acı ve yaşanan bu acıyı belirten davranışlar, ağıtlar gibi eylemlere verilen genel bir addır. Bir diğer adı ile matem olarak bilinmektedir. Eski Türklerde de yas eylemi günümüzde de benzer özelliği taşımaktadır. Ağıt gibi ölen kişi arkasından sergilenen eylem eski Türklerde de mevcuttur. Tarih boyunca anlamı değişmeden modern çağın içerinde var olan yas tutma birçok toplum için önemli ve çok fazla özen gösterilen bir durum halindedir. Sadece bir insanın ölmesi ile değil aynı zamanda bir hayvanın da ölmesi üzerine yaşanan bir üzüntü ve acıda yas olarak sayılmaktadır. 

Kayıp ve Yas

Bir canlının ya da nesnenin “kaybolması” sonucu duyulan acı ve bir kişinin ölmesi sonucu duyulan acı birbiri ile ilişkilidir. Yas sadece bir kişinin ya da hayvanın ölmesi sonucu sergilenen bir davranış biçimi değil aynı zamanda bir insanın ya da sahiplenilmiş bir hayvanın “kaybolması” sonucunda sergilenen bir davranış biçimidir. Çünkü yaşadığı belli olmayan kayıp kişi veya hayvan yakını ya da sahibini üzüntü ve acıya boğar. Bu sebeple oluşan bu kedere de Kayıp ve yas denilebilir. 
Kaybolan insanlar, kediler, köpekler gibi canlıların kayıp olarak sayılması haricinde, hayatını kaybetmiş bir insan, evcil hayvanlar vs. canlılarında geride bıraktığı yakınları veya sahipleri için yaşanan bir kayıp olarak nitelendirilir. Yani nasıl ki yas sadece ölen canlılar için sergilenen bir eylem değilse aynı şekilde kayıp da sadece kaybolmuş canlılar ve nesneler için kullanılmaz.

Kayıp ve Yas Durumlarında yaşanan psikolojim nasıl düzelir sorusunu cevap olarak psikolog larımızdan destek alarak bu süreci daha sağlıklı atlatabilirsiniz.

Randevu Al

psikolog ve klinik psikologlar ın ofis açma sartlari 2025

Psikolog ve Klinik Psikologlar İçin Ofis Açma Şartları (2025)

Psikolog ve Klinik Psikologlar İçin Ofis Açma Şartları (2025) Psikoloji alanında hizmet vermek isteyen uzmanlar için …

Başkaları Tarafından Seyredilme Korkusu (Skopofobi)

Başkaları Tarafından Seyredilme Korkusu (Skopofobi)

Başkaları Tarafından Seyredilme Korkusu (Skopofobi) Skopofobi Nedir? Bazı insanlar kalabalıkta yürürken, toplu taşıma …

İlk Gece Korkusu Nasıl Yenilir?

İlk Gece Korkusu Nasıl Yenilir?

İlk Gece Korkusu Nasıl Yenilir? 🌙 Uzman Psikolog Anlatıyor İlk gece korkusu … Birçok çift için bu deneyim hem …